BAK HELE
Bak hele kim geldi, bütün azalar bir, kal geldi.
Dediler ne oluyor size böyle, sorma hal geldi.
Yiyeni- yemeyeni kıvranıyor çünkü yal geldi.
Eğer vurursa diye kurtarmaya küçük sal geldi.
Bak hele kim geldi, anne- baba bilmez sabi geldi.
Ne isten der demez, sanırsın ki yeni bir elçi geldi.
Onunla beraber, muhteşem ikili olmuş cebi geldi.
Bana da iyi gelir herhalde, içtikleri sek meyi geldi.
Bak hele kim geldi, marifeti dünya değer eder geldi.
Sorunca biraz araştırınca gülen yüzlere keder geldi.
Sen ne haltlar ediyorsun, otur işine bak, diyen er geldi.
Kalsın artık mesele, yapılacak çok iş var, yeter geldi.
Bak hele kim geldi, günler günleri geçti, geçim geldi.
A oda ne! Su gibi aktı zaman, evlere şenlik, seçim geldi.
Yapmadığımız işler, bilmediğimiz yeni tarzlar, biçim geldi.
Sayıya saydılar, uzun zamandır yok olan benlik, hiçim geldi.
Bak hele kim geldi, ünüyle şaşmaz denilen terazi geldi.
Kiloları, gramları yabana atma, dikkatli ol, farazi geldi.
Yürekler yakan ocakları söndüren ölümcül marazi geldi.
Yakın durun, bizden olun, diyenlerin birbirine garazi geldi.
Bak hele kim geldi, başımdan çekil, nereye gidersen git, geldi.
İster alınız ister satınız, her yanımızı kaplayan çokça çit geldi.
Sal yularından çıkıp gitsin, bahçemizde istenmeyen it geldi.
Yatak yorgan bulamaz olsun, topallayan yaşlıca gamit geldi
.
Bak hele kim geldi, Antalya’dan kocaman bir bey geldi.
Sordum, size neler yapalım, yutkundu, sözünden çay geldi.
Dara düşmüş, para- pulun elden gidişine üzülmüş, vay geldi.
Yaparsan öyle, al bu kirişi boynuna dolayasın diye yay geldi.
Bak hele kim geldi, diyar-ı Erzurum’dan ağam, dadaş geldi.
Hoşluk getirdi, sefalar getirdi lakin gözümden de yaş geldi.
Üst baş perperişan, yanında durulmaz, kokarca bir leş geldi.
Bırak bana bön bön bakmayı, dertleri dertlerime tam eş geldi.
Bak hele kim geldi, Hanya’dan, Konya’dan apar- topar efendi geldi.
Meramı neydi? Soralım soruşturalım dedim, cevaben kendi geldi.
İçtiğimiz şunlar bunlar, yerinde durmadı, kırdı- geçti bendi, geldi.
Tövbeler tövbesi olsun gayrı bir daha Aşk’a yenilenmiş fendi geldi.
Bak hele kim geldi, Hatay’dan, Antakya’dan, zalim kıran geldi.
Canlar, cananlar çabuk olun desek de amansız ölümü duyan geldi.
Yeni bir gayretle, azimle, yeni bir himmetle gönülleri dolan geldi.
Onlar geldi, bunlar geldiler, illaki fırsatı ganimetle bir sanan geldi.
Bak hele kim geldi, Kahraman Maraş’tan namıyla Ökkeş geldi.
Çoluk, çocuk, çombalak demeyip sıradan çok fazla baş geldi.
Havayı bedava, suyu dereden, yeri beleş bilen nice keş geldi.
Duymadınız her halde sağır sultanın attığı kocaman taş geldi.
Bak hele kim geldi, diyardan diyara duyulan su-i zan geldi.
Bilemezsin geleceği, sığ denizde yüzen gemiler yan geldi.
Dedim size neylediler? Dedi: Anamdan emdiğim kan geldi.
Etme, eyleme, ümit var ol, yedirir, içirirler, yeniden can geldi.
Muammer AZMAK 17.03.2023
Bak hele kim geldi, bütün azalar bir, kal geldi.
Dediler ne oluyor size böyle, sorma hal geldi.
Yiyeni- yemeyeni kıvranıyor çünkü yal geldi.
Eğer vurursa diye kurtarmaya küçük sal geldi.
Bak hele kim geldi, anne- baba bilmez sabi geldi.
Ne isten der demez, sanırsın ki yeni bir elçi geldi.
Onunla beraber, muhteşem ikili olmuş cebi geldi.
Bana da iyi gelir herhalde, içtikleri sek meyi geldi.
Bak hele kim geldi, marifeti dünya değer eder geldi.
Sorunca biraz araştırınca gülen yüzlere keder geldi.
Sen ne haltlar ediyorsun, otur işine bak, diyen er geldi.
Kalsın artık mesele, yapılacak çok iş var, yeter geldi.
Bak hele kim geldi, günler günleri geçti, geçim geldi.
A oda ne! Su gibi aktı zaman, evlere şenlik, seçim geldi.
Yapmadığımız işler, bilmediğimiz yeni tarzlar, biçim geldi.
Sayıya saydılar, uzun zamandır yok olan benlik, hiçim geldi.
Bak hele kim geldi, ünüyle şaşmaz denilen terazi geldi.
Kiloları, gramları yabana atma, dikkatli ol, farazi geldi.
Yürekler yakan ocakları söndüren ölümcül marazi geldi.
Yakın durun, bizden olun, diyenlerin birbirine garazi geldi.
Bak hele kim geldi, başımdan çekil, nereye gidersen git, geldi.
İster alınız ister satınız, her yanımızı kaplayan çokça çit geldi.
Sal yularından çıkıp gitsin, bahçemizde istenmeyen it geldi.
Yatak yorgan bulamaz olsun, topallayan yaşlıca gamit geldi
.
Bak hele kim geldi, Antalya’dan kocaman bir bey geldi.
Sordum, size neler yapalım, yutkundu, sözünden çay geldi.
Dara düşmüş, para- pulun elden gidişine üzülmüş, vay geldi.
Yaparsan öyle, al bu kirişi boynuna dolayasın diye yay geldi.
Bak hele kim geldi, diyar-ı Erzurum’dan ağam, dadaş geldi.
Hoşluk getirdi, sefalar getirdi lakin gözümden de yaş geldi.
Üst baş perperişan, yanında durulmaz, kokarca bir leş geldi.
Bırak bana bön bön bakmayı, dertleri dertlerime tam eş geldi.
Bak hele kim geldi, Hanya’dan, Konya’dan apar- topar efendi geldi.
Meramı neydi? Soralım soruşturalım dedim, cevaben kendi geldi.
İçtiğimiz şunlar bunlar, yerinde durmadı, kırdı- geçti bendi, geldi.
Tövbeler tövbesi olsun gayrı bir daha Aşk’a yenilenmiş fendi geldi.
Bak hele kim geldi, Hatay’dan, Antakya’dan, zalim kıran geldi.
Canlar, cananlar çabuk olun desek de amansız ölümü duyan geldi.
Yeni bir gayretle, azimle, yeni bir himmetle gönülleri dolan geldi.
Onlar geldi, bunlar geldiler, illaki fırsatı ganimetle bir sanan geldi.
Bak hele kim geldi, Kahraman Maraş’tan namıyla Ökkeş geldi.
Çoluk, çocuk, çombalak demeyip sıradan çok fazla baş geldi.
Havayı bedava, suyu dereden, yeri beleş bilen nice keş geldi.
Duymadınız her halde sağır sultanın attığı kocaman taş geldi.
Bak hele kim geldi, diyardan diyara duyulan su-i zan geldi.
Bilemezsin geleceği, sığ denizde yüzen gemiler yan geldi.
Dedim size neylediler? Dedi: Anamdan emdiğim kan geldi.
Etme, eyleme, ümit var ol, yedirir, içirirler, yeniden can geldi.
Muammer AZMAK 17.03.2023
FACEBOOK YORUMLAR