Muammer AZMAK

Muammer AZMAK

[email protected]

AYAĞA TAŞ DEĞMELİ

19 Nisan 2022 - 22:25

AYAĞA TAŞ DEĞMELİ

Zihni faaliyet alanı olarak rahatlıkla ifade edilecek eğitim çalışmalarında yorulmayan ve yorulsa da kısa vadede dinlenen zihni dinlendirmek için özel zamanlara ihtiyaç yoktur dersek yanılmış olmayız. Aksine meşguliyet alanının değiştirilmesi yeterli olacaktır.

Beyin zorlanmaz, zorlanan ve yorulan bedendir. Dolayısıyla dinlenecek olan beden için yaptırılan işin özelliklerine dikkat etmek gerekir. Okullarda böyle bir çalışma yapılmamaktadır, hatta zamane eğitiminde paydaş öğrenici oturmaktan bitkin düşmektedir. Bu noktada sorulması gereken soru yorulmayan beden niçin dinlendirilsin olmalıdır?

Ayağına taş değmesin duasını bedduaya çevirmiyoruz, yanlış anlaşılmasın. Demek istediğimiz yeni yetişmekte olanların el bebek gül bebek büyümesinin sağlıklı olmadığını söylemek adına dikkati çekmektir. Bu bağlamda olması gereken sorumluluk duygusunun arttırılmasına yönelik kaygılanmadır. Sorumluluğun artması için her basamakta, her yılda, her yaşanılan anda, paylaşma gerçekleştirebilmektir.

Bir işte çalışmak, yapılan işlere ortak olmak, istekli olunan işlere el atmak, yaşanılan zaman diliminde elini taşın altına sokabilmek becerisini göstermektir. Bu davranışlar, büyüklerle, küçüklerle, akranlarla karşılaşmaya vesiledir. Aynı vaktin içinde sosyalleşmektir. Hayatı tanımak, yaşanılan vakitlerde karşılaşılacak problemleri görmek ve onlarla yüzleşmeye başlamaktır, hatta mücadele etmeyi öğrenmektir.

El becerisi, yaratıcılık, problem çözme, gelişen olaylar karşısında tavır takınma, baş edebilme, çözümlemeler yapabilme, hüküm çıkarma, tecrübelenme gibi birçok gelişimin kapısını aralama illa yaşayacağı her anı daha değerli kılma ve daha güçlü yol alabilmenin kolaylaştırıcı etkenleri olma çabaları olduğunu söylemek fazla iddialı olmasa gerektir.

Bırakalım tatilin keyfini çıkarsın ve benzerleri söylemler geleceğimizi zayıflatma adına atılan adımlar olma ihtimalini bünyesinde barındırmaktadır. Çalışan demir ışıldar kavlince engelleyicilerle baş etme yollarından birisi ye-iç-yat kısaltmasının geniş bir kapsama alanının olduğunu gözden ırak tutmamaktır. Ataletin başlatıcısı, bu disipline edilmemiş yaşantıyla, başlangıç noktasıyla buluşmuş olmaktadır.

Oysa küçük işlerin parçası olan birey küçük başarıları paylaşır, büyük başarılara heveslenir. Büyük başarılar kazanınca diğer kazançlarla ve kazanmanın verdiği mutlulukla tanışır. Mutluluk bir nevi başarmaktır. Başarınca güven duygusu yükselir, yapma ve başarma duygusunu tetikler. Boşlamak yerine doldurmak yani meşgul olmak gerçeğine kapı açılmış olur.

Zihni zenginleştirme çalışmalarının yanına el becerilerini de geliştirmeyi ilave eden ve beden mülkü içerisinde tasarruf iş ve işlemlerini gerçekleştirenler bütüncül olarak insan olgusunun gelişmesinin yolunu tamamen açar. Bu hamleler, belirli kurallarla çerçevelenince, ödüllendirme, ücretlendirme ve benzerleriyle desteklendiğinde ortaya çıkan küçük bir başarı öyküsü olur ki ona yaparak yaşayarak öğrenme adını vermek mümkündür.

Son tahlilde yapılması gereken zihnin geçiveren yorgunluğunu almak adına atalete, tembelliğe yer hazırlamamaktır. Beden yorgunluğu oluşturmadan tatil ödüllendirmesinin doğru olmayan bir davranış biçimi olduğunun farkına vararak geliştirmek istediklerimize gereken özeni göstermek ve başarmanın gönül hoşluğuna varmamız muradımızdır.

Muammer AZMAK 08.04.2022
 

Reklam

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum