MOR SALKIM
Onun, yeşil gözleri vardı
Kirpikleri altına mor salkımlar yığardı.
İki çocuk annesiydi.
Her iş elinden gelir,
İşinde de pek mahirdi.
Severdi yaşamayı.
Kaçmıştı genç kızken kocaya,
Âşıktı ona, delicesine.
Kaçmıştı üvey ana elinden,
Kaçmış kurtulmuştu eziyetinden.
Bizim komşumuzdu.
Bezelyenin taze olanı, arakaymış.
Ondan öğrendik biz bunu.
Patronla dikiş dikmeyi,
Kek çırpmayı, domatesli yumurtayı,
Menemene soğan katmayı,
Patlıcan musakkayı,
İlle de karalahanadan dolmayı,
Pek çok şey gibi o öğretmişti.
Ne güzel anlaşmıştı Annemle.
Severdi kar beyaz çocuklarını,
Biri Hülya’sı, biri gönlünün Hakan’ıydı.
Severdi palabıyık kocasını.
Birasıyla, rakısıyla.
Severdi şişle lifler örmeyi,
Arada bir kusur görmeyi,
Konu komşuyla oturup kalkmayı
Severdi yemek yapmayı,
Çarşı Pazarda fink atmayı.
Severdi beni
Severdi…
Gördüm, son deminde hastalanmış.
Gözaltları kararmış,
Halka halka olmuştu,
Güz değmişti gözlerine,
Yeşili solmuştu bütün.
Beti, benzi sararmış,
Saçları birbirine dolanmıştı.
Duyduk ki gitmiş, memleketine.
Yarı yolda bırakmış, gitmişti Hüsnü’sü de…
Gitmişti başka bir yelloza
Dünyasını başına yıkmış,
Kıymıştı yeşil gözlüsüne
Bir Hatice teyze vardı,
Komşumuzdu…
Bir zamanlar,
Duyduk emaneti teslim etmiş…
Severdik onu, o da bizi…
Yemyeşildi gözleri,
Mor salkımlar yığardı.
Yığardı kirpiklerinin altına…
…
FACEBOOK YORUMLAR