Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) üye ülkelerinin devlet başkanları ve üst düzey yetkilileri, Azerbaycan’ın Şuşa kentinde gayri resmî zirvede bir araya geldi. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in önerisi üzerine yapılması kararlaştırılan zirveye, Kazakistan, Özbekistan ve Kırgızistan cumhurbaşkanları ve üst düzey yetkilileri katıldı. Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın da katıldığı zirveye, TDT’nin gözlemci ülkeleri Türkmenistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ve Macaristan liderleri de katıldı. TDT Devlet Başkanları Gayriresmi Zirvesi’nin ardından ‘‘Karabağ Deklarasyonu’’ imzalandı.
Zirvede tarihi değerlerin vurgulandığı ‘‘Karabağ Deklarasyonu’’nda Türk devletlerinin siyaset, ekonomi, ulaştırma, savunma sanayi, insani yardım faaliyetleri, eğitim ve kültür alanlarında tüm potansiyel ve yeteneklerini kullanarak daha da güçlenmesinin önemi bir kez daha vurgulandı. Deklarasyon’un sürdürülebilir bir gelecek inşa etmeyi amaçlayan TDT görev ve hedeflerinin etkin bir şekilde uygulanması için ilgili mekanizma ve düzenlemelerin hayata geçirilmesinin gerekliliği vurgulandı. Deklarasyon’da uygun ulaştırma altyapısı ve etkin bölgelerarası koridorların kurulması yoluyla Türk devletleri arasındaki bağlantıların artırılmasının önemi vurgulanırken, Hazar-Ötesi Uluslararası Doğu-Batı Orta Koridoru aracılığıyla üyeler arasında bölgesel bağlantının ve ekonomik bütünleşmenin artırılması gerektiği belirtildi. Ayrıca Deklarasyon’da ulaştırma operasyonları ve gümrük prosedürlerinin kolaylaştırılması ve dijitalleşmenin benimsenmesi için Üye Devletler arasında iş birliğinin güçlendirilmesi çağrısı yapılırken, ulaştırma bakanlarına ulaştırma ve transit prosedürlerini optimize etmek ve dijitalleştirmek, kargo hacimlerini artırmak için özel sektör katılımını teşvik etmek ve koridor boyunca tarifeli ulaştırma hizmetleri kurmak için daha fazla adım atma talimatı verilmesi kararlaştırıldı.
İklim Eylemi Planı
Deklarasyon’da, Dijital Ekonomi Ortaklık Anlaşması müzakerelerinin tamamlanmasının hızlandırılmasının önemi vurgulandı ve iklim değişikliği ve bunun Türk devletlerinin sürdürülebilir kalkınması üzerindeki etkilerine yönelik ortak iklim eylemi yoluyla daha yakın bir iş birliğine ihtiyaç duyulduğu vurgulandı. Deklarasyon’da, TDT devlet başkanları, dijital altyapı ve temiz enerji geliştirerek yaşam kalitesini, sürdürülebilirliği ve ekonomik büyümeyi iyileştirmek için Türk devletlerinde iklime dayanıklı akıllı şehirler ve köylerin geliştirilmesini desteklediklerini, iklim ve yeşil dijital platformlar ve forumlar hakkında tartışmaları başlattıklarını beyan ettiler.
İklim değişikliği ve çevre sorunları günümüzün en büyük küresel krizleri arasında yer alırken, sürdürülebilir kalkınma ve yeşil dönüşüm temelinde iklim değişikliğiyle mücadele çalışmalarına katkı sağlayan TDT, 2053 yılı net sıfır emisyon hedefi ve Yeşil Kalkınma Vizyonu’nu açıklarken, ulusal katkı bildirgesinde sera gazı emisyon azaltım hedefini iki katına çıkarmaları büyük önem taşıyor.
Enerji İş Birliği Planı
Deklarasyon’da, Türk devletlerindeki yenilenebilir enerjinin muazzam potansiyelinden yararlanmak için enerji sistemleri arasında enerji entegrasyonu ve bağlantı için daha fazla iş birliği çağrısında bulunuldu ve üye devletler ile üçüncü ülkeler arasında yenilenebilir kaynaklar da dahil olmak üzere elektrik ihracatı ve ticareti için kapsamlı enerji sistemlerinin geliştirilmesi vurgulandı. Deklarasyon’da, kültürlerarası iletişimi kolaylaştırmak, eğitim platformları geliştirmek, sağlık teknolojilerini iyileştirmek ve ekonomik entegrasyonu teşvik etmek için geniş bir dil modeli biçiminde ortak bir platform kullanmanın önemi vurgulanırken, ticaret, enerji ve ulaştırma gibi alanlarda ilgili otoriteler arasında kurumsal altyapı mekanizmalarının teşvik edilmesi ve TDT üyeleri arasında deneyim ve bilgi aktarımının kolaylaştırılması vurgulandı.
Doğu ile Batı’yı birbirine bağlayan büyük ölçekli enerji ve ulaştırma altyapı projelerini başarıyla hayata geçirilmesi ve Azerbaycan ile bu alanda gerçekleştirilen projelerin örnek niteliğinde olması açısında değerlidir. Türkmen doğalgazı olmak üzere Hazar ötesi kaynakların Türkiye ve Avrupa’ya taşınması bölge ülkelerinin enerji güvenliğine katkı sağlayacaktır. TDT bünyesinde bir enerji mekanizmasının kurulması da bu açıdan kıymetlidir.
Çevre ve iklim
Deklarasyon’da, ulusal uzay programlarının ve teknolojik gelişimin kapasitesini ve rekabet gücünü artırmak için ortak uzay projelerine yönelik çabaların birleştirilmesinin gerekliliği vurgulanmış ve sekretaryaya, iklim değişikliği sorunlarına bölgesel ve küresel yanıtı güçlendirmek için üye ve gözlemci ülkelerin ilgili makamlarının çevre koruma ve iklim gündemi alanında iş birliği yapmalarını sağlayacak bir iş birliği mekanizması kurması talimatı verilmiştir. Deklarasyon’da Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Konferansı (COP24) çerçevesinde ‘‘Dağlar ve İklim’’ girişimini desteklemeye hazır olunduğu vurgulanmış ve Kazakistan’ın BM ve uluslararası örgütlerin himayesinde 2026 tarihinde Bölgesel İklim Zirvesi’ne ev sahipliği yapma girişimi memnuniyetle karşılanmıştır. Bildirgede liderler, savunma sanayinde ortak faaliyetleri sürdürme niyetlerini yinelemiş ve ilgili kurumlara gerekli önlemleri almaları talimatını verdiler.
Azerbaycan 29. BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’na ev sahipliği yapacak. Özellikle iklim finansmanı konusunda önemli kararların alınacağı bu konferansın hazırlık sürecinde TDT’nin birçok başlıkta yakın iş birliği ve desteklerini sürdürmeleri üye ülkeler tarafından memnuniyetle karşılanıyor.
Gazze Gündemi
Deklarasyon’da Gazze’deki insani durumla ilgili derin endişeler dile getirildi, sivillerin ayrım gözetmeksizin hedef alınması kınandı ve Gazze’de derhal ateşkes ve insani yardım çağrısı yapıldı. Deklarasyon’da, Gazze’ye engelsiz insani yardım yapılması, BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararları da dahil olmak üzere uluslararası hukuka tam uyulması ve İsrail-Filistin çatışmasına iki devletli çözüm temelinde adil ve kalıcı bir çözüm çağrısı yapıldı. Deklarasyon’da ,1967 öncesi sınırlarına dayalı, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin uluslararası alanda tanınmasına destek vurgulandı ve tüm ülkeler Filistin devletini tanımaya davet edildi. Deklarasyon’da, TDT’nin gözlemci üyeleri olarak Macaristan, Türkmenistan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’nin katkıları ve Türk iş birliği örgütleri arasındaki devam eden iş birliği takdir edildi. Kırgızistan’ın 24 Ekim’de Bişkek'te düzenlenecek 11. TDT Zirvesi’ne ev sahipliği yapmaya hazır olduğunu teyit eden bildiride, Kırgızistan ‘‘Hükümet Başkanları/Başkan Yardımcıları Konseyi’’ kurulmasını önerdi. Öte yandan bildiride Macaristan'ın Türk Yatırım Fonu'na katılımı memnuniyetle karşılandı.
Bölgede, özellikle Gazze’de yaşanan çatışmaların kalıcı olarak sona ermesinin en büyük öncelik olduğunu belirten TDT, sorunun İsrail’in Filistin topraklarını on yıllardır işgal etmesi olduğunu ve bu işgal sona erene kadar Filistin halkının direnişinin bitmeyeceğini, en kısa sürede kalıcı bir ateşkes sağlanması ve Gazze halkına insani yardımların kesintisiz ulaştırılması gerektiğini vurguladı. Filistin’de 1967 sınırlarına dayanan iki devletli çözümün hayata geçirilmesi gerektiğini, özellikle Türkiye olarak bu konuda büyük bir açıklık ve samimiyetle her türlü çabayı gösterdiklerini dile getirildi.
Değerlendirme
Şuşa, Azerbaycan’n tarihi toprağı ve aynı zamanda Azerbaycan kültürünün beşiği olarak sembolik bir şehirdir. Şuşa, Karabağ Savaşı’nda da sembolik bir anlam taşıyordu. Şuşa, 15 Haziran 2021 tarihinde Türk dünyası için çok önemli bir anlaşmaya ev sahipliği yaptı. Türkiye ve Azerbaycan, Şuşa kentinde ‘‘Şuşa Beyannamesi’’ imzalayarak iş birliği müttefiklik seviyesine taşıdı. Türkiye ve Azerbaycan arasında imzalanan bu müttefiklik antlaşması, Türk dünyası ülkeleri arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi açısından da önemli bir gelişmedir. Bu bakımdan Türk Devletleri Teşkilatı Gayri resmî Zirvesi’nin Şuşa’da yapılması önemli bir mesaj veriyor. Güney Kafkasya’da kalıcı barış ve istikrarın sağlanması sadece bölge ülkeleri için değil, aynı zamanda küresel güvenlik ve bağlantı açısından da büyük önem taşımaktadır, çünkü bölgesel ulaşım hatları nihayet açılacaktır. Bu hatların açılması bölgesel iş birliğini artıracak, Orta Asya, Karadeniz ve Hazar Havzası da dahil olmak üzere tüm Türk dünyası için büyük avantajlar yaratacak ve yeni fırsatlar getirecek.
FACEBOOK YORUMLAR