BAYRAM ÜSTÜNE
Milletçe sevinç içinde kutladığımız, dînî veya millî bir anlam taşıyan kutsal günlerdir bayram. Bazen de mecaz olarak “Büyük sevinç veya sevinç vesilesi olan şeyler için kullanırız. Çok sevindiğimiz vakit “bayram ettik” deriz. Neşeli ve sevinçli durumumuza “bayram havası” deriz.
Sevinç vakti demiştik bayram için. Ne oluyor da sevinç vakti oluyor, neden sevinç duyuyoruz da bu vakitlere bayram vakti diyoruz. Bu sorunun cevabını bayramın Arapça karşılığında görüyoruz.
Araplar bayram için “îd” diyorlar. “îd” kelimesi dönmek, avdet etmek kelimesinden türemiştir. “İade” kelimesi ile aynı köktendir. Peki neye dönüş olmuş da biz bu dönüşten sevinç duymuşuz, topluca mutluluğa ermişiz.
Bu günlere, “îd” ya'nî bayram denmesi, Allahü Teâlâ’nın o günü kullarına ferah ve sürür ile iade etmesi sebebiyledir. Îd denmesi, kulun o günde yalvarma ve ağlamasına Allahü Teâlâ’nın da hîbe ve ihsân ile dönüşü sebebiyledir.
Kurban kelimesi de “kurb: yakınlık" kelimesinden türemiştir. Kurban keserek “Allah’a yakın oluruz. Bu yakınlık bizi günahlardan arınmaya, temizlenmeye götürür. Eski halimize döneriz. Anadan doğduğumuz ilk günkü gibi günahsız halimize avdet ederiz. Bu Sebeple de Kurban Bayramı kutludur.
Allahü Teâlâ, A’lâ sûresinin ondört ve onbeşinci âyet-i kerîmelerinde:
“Küfür ve günahlardan temizlenip, kalb ve dili ile Rabbini zikredip namaza devam eden kimse, korktuğundan emin olup, umduğuna kavuşarak kurtuluşa erdi.” buyurmuştur. Kurtuluş iki şekildedir:
1. Cennete kavuşmak ve âhirette Cehennemden, dünyada âfet ve belâlardan kurtulmaktır.
2. Dünyâda kulluk etmekle bereket ve saâdete; âhirette de Cennete kavuşmaktır.
Îmânını temizlemeğe ve günahtan sakınmağa muvaffak olan kimse kurtuluşa erdi demektir.
Bayram ince ve yumuşak elbiseler giymek, sevgili dostlarla buluşmak, iyi ve leziz yemekleri onlara ikram etmekle beraber; tâat ve ibâdetlerin kabulüne alâmet ve işaretlerin belirmesi, günah ve hataların af olunması, günahların sevaba dönmesi, derecelerin yükselmesi, müjdelere kavuşmasıdır.
Nitekim bir kimse bayram günü Hazret-i Ali’nin(K.V.) huzuruna gelip, onun kuru ve sert ekmek yediğini gördüğünde: “Ey Ali, bugün bayram günüdür. Sen ise, kuru ve sert ekmek yiyorsun” deyince, Hazret-i Ali(R.A.) cevabında “Bugün orucu kabul edilmiş, çalışmasının mükâfatını görmüş ve günahları mağfiret edilmiş olanların bayramıdır. Bugün ve yarın da bize bayramdır. Allahü Teâlâ’ya isyan etmediğimiz, yani günah işlemediğimiz gün bizim bayramımızdır.” buyurdu. Bundan anlaşılıyor ki, akıllı olanlar dışa, görünüşe bakmamalıdır. Bayram gününe, düşünme, uyanma ve ibret gözü ile bakmalıdır.
Bayram günü için dönüş günüdür demiştik. Hacı Bayram Veli’nin asıl ismi Numan’dır. Mürşidi Somuncu Baba ile bir bayram günü karşılaştığı için adını Bayram olarak değiştirmişti. Çünkü mürşidi ile o, artık özüne, aslına dönmüştür.
Hani bayram dönüştür demiştik ya Şair Bekir Sıtkı Erdoğan da “Bayram Gecesi” şiiriyle çocukluğuna döner:
BAYRAM GECESİ
Bu gece bayram gecesi:
Her taraf mavi, pembe, mor…
Bu gece bayram gecesi:
İçim içime sığmıyor!
Görünüyor suyun dibi;
Mahalle, komşular, falan..
Her şey bıraktığım gibi,
Babamın öldüğü yalan!
Dördüncü kapı bizim ev,
Ben mangalın başındayım.
İki gözüm alev alev;
Bu gece on yaşındayım!
Sofalarda birer birer,
Karpuz lambalar yakılmış..
Gözüme uyku mu girer;
Aklıma “çın-çın” takılmış!
Her şeyi dizdim şöylece,
Fotinim, elbisem tamam..
Beni affedin bu gece,
Kirpiklerim, uyuyamam.
Bu gece bayram gecesi;
Her taraf mavi, pembe, mor..
Bu gece bayram gecesi;
İçim içime sığmıyor
Ebu Hureyre(R.A.)’dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte şöyle anlatılır:
Resulullah(S.A.V.) kıyamet günü Azîz ve Celîl olan Allah şöyle buyuracak:
- Ey âdemoğlu! Ben hasta oldum beni ziyaret etmedin!
Kul diyecek:
- Ey Rabbim, Sen âlemlere sahip iken ben seni nasıl ziyaret ederim?
Rab Teala diyecek:
- Bilmedin mi, falan kulum hastalandı, fakat sen onu ziyaret etmedin, bilmiyor musun? Eğer onu ziyaret etseydin, yanında beni bulacaktın! Ey âdemoğlu, ben senden yiyecek istedim ama sen beni doyurmadın?
Kul diyecek:
- Ey Rabbim, ben seni nasıl doyururum. Sen ki alemlerin Rabbisin?
Rab Teala diyecek:
- Benim falan kulum senden yiyecek istedi. Sen onu doyurmadın. Bilmez misin ki, eğer sen ona yiyecek verseydin beni onu yanında bulacaktın. Ey âdemoğlu! Ben senden su istedim bana su vermedin!
Kul diyecek:
- Ey Rabbim, ben sana nasıl su içirebilirim, sen ki Alemlerin Rabbisin!
Rab Teala diyecek:
- Kulum falan senden su istedi. Sen ona su vermedin. Bilmiyor musun, eğer ona su vermiş olsaydın, beni onun yanında bulacaktın!"
diye buyurmuştur. (Müslim, Birr 43, (2569).)
Evet Sevgili dostlar bu bayram Allah’la bayramlaşalım. Allah’ı bir hastanın yanında bulalım ve onla bayramlaşalım. Allah’ı bir yoksulun yanında bulup bayramlaşalım. Allah’ı bir yetimin yanında bulup bayramlaşalım. Allah’ı bir huzurevinde yaşlıların yanında bulup bayramlaşalım.
Şair Fatma Macit’in de bize söyleyeceklerine kulak verip sözümüzü bitirelim:
Eşi, dostu bekletme,
Bayram olsun bayramın.
Hiç kimseye zehretme,
Bayram olsun bayramın.
Eğer küssen git, barış,
İyilikte hep yarış,
El içine çık, karış,
Bayram olsun bayramın.
Say ananı, atanı,
Düzelt varsa hatanı,
Sevme nifak katanı,
Bayram olsun bayramın.
Bayram nedir idrak et,
Bir ay sabret, bayram et.
Lâyıkınca ihyâ et,
Bayram olsun bayramın…
FACEBOOK YORUMLAR