HEPİMİZ MİSÂFİRİZ BU TEMÂŞÂHÂNEDE
“Engin Gürsu Beyefendiye rahmet niyâzlarımla…”
Bazı insanlarla olan alış verişiniz çok kısa sürer. Belki bir ya da iki sefer görüşmüşsünüzdür hayatınız boyunca. Ve tanışmanızın üzerinden çok geçmeden de vadesinin dolduğu haberini alırsınız aniden. Tabiî şaşırıp kalırsınız o zaman. Ne diyeceğinizi bilemez, sonrasında ise “İnsanlar bir var, bir yok.” dersiniz kendi kendinize. Akabinde de “İyi ki de tanışmışık, kendisini tanımışım.” sözleri dökülür ağzınızdan…
Hukukunuz derin olmasa, çok kısa sürse de aranızda bir ülfet ve ünsiyet peydah olmuştur zîrâ. Tabiî böyle bir durum, ekseriyetle ilgi ve merakların benzerliğinden kaynaklanır. Hayata ve mes’elelere bakış açınız sizi birbirinize yakınlaştırır.
Geride bıraktığımız ağustos ayı içerisinde sosyal medyadan bizi takip eden arkadaşların da şâhit oldukları gibi, eşimle beraber Çanakkale ve ilçelerini kapsayan bir geziye çıktık. Gezimizin hiç şüphesiz en dolu ve güzel anlarını ise güzel bir vatan köşesi olan Biga’da yaşadık.
Belki de bu beldenin güzel insanlarından gördüğümüz hüsn-ü alâka ve misâfirperverlik sevdirdi bize Biga’yı. İşte o güzel insanlardan birisi de Biga üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan yerel târih araştırmacısı Engin Gürsu beyefendiydi. Biga üzerine yazılmış bir yığın eserin müellifiydi kendisi.
Çanakkale’de gezerken birlikte şehitlik turu yaptığımız rehber ve araştırmacı Bülent Özel Bey’den duymuştuk ismini. Bize telefonunu vermiş ve “Gittiğinizde mutlaka tanışın!” demişti. Aynı şekilde Engin Hoca’yı da arayarak bizden bahsetmiş. Kendisi önce davranıp Biga’ya gelmeden, daha Lâpseki’deyken aradı bizi. “Biga’ya geldiğinizde görüşelim.” dedi.
Bize açık çek veren böyle samîmî bir insanla tanışmamak olmazdı elbet. Biz de öyle yaptık. Geldiğimizin ertesi günü aradık kendisini. Bir gün önce kendisiyle tanıştığımız Biga Kent Konseyi başkanı Metin Tatlı Bey’in köfte salonu önünde buluştuk. Bize iki gün boyunca mihmândârlık yaptı, arabasıyla birçok yere götürdü. Köyleri, şehitlikleri dolaştık, târihî hâdiselerin geçtiği mekânları gezdik kendisiyle beraber. Kısacası, Biga’yı Engin Gürsu’nun gözünden tanıdık.
O güne değin hiçbir hukukumuz yoktu. Daha ilk karşılaşmamızda bize ısınmış, yüreğini açmış ve işimizi kolaylaştırmıştı. Belki de araştırmacı rûhuyla tecessüsümüzü fark etmiş, sıra dışı ilgimizi kavramış, kendisinde mevcut olan bir husûsiyeti bizde de görmüştü. O yüzden de bize iki gününü ayırdı.
Dün akşam (3 Eylül 2021 Cuma) Biga’da iken tanıştığımız kadirşinâs insanlardan olan Metin Tatlı Bey telefonla arayarak vefat haberini verdi bize. Hem üzüldük hem de şaşırdık. Yirmi gün önce tanıştığımız ve tanıdığımız insan artık yaşamıyordu. Evet, bir ay öncesine kadar tanımıyorduk kendisini. Yirmi beş gün önce ismini duymuş, yirmi gün önce tanışmış, iki gün boyunca kendisiyle birlikte gezmiş, yirmi gün sonra da dünyadaki mesâîsini tamamladığını duymuştuk. Bütün bunlar, yirmi beş güne sığmıştı.
Her gün almakta olduğumuz bir ölüm haberi dünya hayatının fânîliğini, bu âlemdeki misâfirliğimizin ne kadar kısa olduğunu sürekli ihtâr ediyor bize. Kendisiyle yalnızca iki gün beraber olduğumuz (14-15 Ağustos) ve tanıştıktan sadece yirmi gün sonra da ölüm haberini aldığımız Engin beyefendinin bu ani göçü de hayatımızın kaçınılmaz olan en kesin hakikatiyle bir kez daha yüzleştirdi bizi.
Biz, bize iki gün boyunca gönüllü mihmândârlık yapan kıymetli bir insanı, Biga ise bir değerini kaybetti. Buradan, başta kendisiyle yakın hukuku olan Bülent Özel ve Metin Tatlı Beyler olmak üzere, tüm Bigalılara başsağlığı diliyorum. Allah taksîrâtını affetsin, durağı cennet olsun inşâallah…
Ayrıca Engin Gürsu Bey’in bu ani ufûlü, sadece dünya denilen temâşâhânedeki misâfirliğimizin ne kadar kısa olduğunu göstermedi, aynı zamanda insanlarla olan alış-verişimizin de ne kadar az ve limitli olduğunu da gözler önüne serdi.
Evet, insanoğlu bu âlemde yalnızca bir misâfir. Bir var, bir yok… Ne olur, çevremizdeki insanların kıymetini bilelim.
MAHMUT HALDUN SÖNMEZER
4 Eylül 2021 Cumartesi
FACEBOOK YORUMLAR