Yakın dostum, çok değerli insan Kartal Emekli Savcısı Sayın Mehmet Ali Oğuz’un köşeme gönderdiği, noktasına ve virgülüne dokunmadan siz okuyucularımla paylaşmak istediğim kısa ve özlü yazısını sizlere de sunmak istedim. Beni çok etkiledi. Umarım sizlerin de hoşuna gider ve hep beraber çıkarmak istediğimiz sonucu alırız
SAYMAKLA KAZANILAN NE?
Kendimize ve çevremize dikkatlice bir bakalım ? Sayma eylemi hiç bitmeden sürüyor. İnsan kazandıklarını sayıyor. Biriktirme hırsı hiç bitmiyor. Altın, tapu, fabrika personel saymakla bitmiyor. Oysa mahşerde bütün bu saydıklarımızdan sorguya çekileceğiz Şükrettik mi? Yani karşılığını ödedik mi?
Şoför km.yi sayar,
Mahkum ceza evleri gününü sayar
Öğrenci kaç sahife okuduğu ve kaç tane test çözdüğünü sayar,
Tarikat ehli zikrini sayar
Futbolcu attığı golleri sayar…
Allah’ın güzel isimlerinden olan el Muhsi ve El- Hasib isimlerini bir düşünün. Allah CC. Hesabında hiç şaşırmaz. Okadar nettir ki … İnsan dünyada kaç gün kaldığının hesabını bile yapamaz. Ama Allah insanın dünyada iken yaptıklarını ve yapması gerekirken yapmadıklarını saydığında insan hemen mazeretler öne sürmeye kalkar. O zaman Allah insana ( boş yere dilini oynatıp durma! Sen önüne konanları izlemeye devam et) nidasında bulunur. Artık iş işten geçmiştir. Teslimiyetten başka elden bir şey gelmez.
Sonsuz olduğu bildirilen Cehennem ve Cennet günleri sayılabilir mi?
Kulluğumuzu saymadan sürdürmenin bir yolu olmalı. Yaptığımız tövbelerin haddi hesabı yok. Keşke bir kere tövbe edebilsek!
Mehmet Ali OĞUZ
Kartal Emekli Savcısı