Mansa’nın Değerlerinden:
Bir Fazla Öğrencinin Okuması için 60 Yaşından Sonra NAHT Ustası Olan Örnek Bir emekli: Hasan KABADAĞ
Eskişehir/İnönü ilçesinden 1948 doğumlu dar gelirli bir aile çocuğu olan Hasan Kabadağ, hayatın yükünü erken yaşlarda omuzlayan bir Anadolu çocuğudur. İlkokul ve ortaokulu ilçesinde bitirdikten sonra DPY olarak Ankara Yenişehir Sağlık Kolejinde devam etti. 1966 yılında Sağlık Kolejini bitirdikten sonra sırası ile İzmir Devlet Hastanesi, İzmir Behçet Uz Çocuk Hastanesi, Adana Hıfzısıhha Enstitüsü, Diyarbakır Devlet Hastanesi, Eskişehir Devlet Hastanesi ve Konya Devlet Hastanelerinde laboratuar teknisyeni olarak çalıştı. Adana Hıfzıssıhha Enstitüsü’nde çalışırken dışarıdan lise bitirmeleri sonucunda 1969 yılında girdiği üniversite sınavlarında Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisinin gece bölümünü kazandı. Okula devam mecburiyeti olduğu için gündüz hastane de çalıştı, akşamları okula devam ederken 1971 yılında evlenmesiyle kendisini altından kalkamayacak bir sorumluluk altına girdi. Ama azmi kararlığı sayesinde pes etmedi. Bir taraftan iş, üniversite ve evliliğin yüklediği maddi ve manevi sorumluluğunu aksatmadan yürüttü. Öyle ki imtihan zamanlarında iş çıkışlarından sonra sabaha kadar ders çalıştığı günler oldu. Ama Kabadağ azmi ve kararlılığı ile 1974 yılında üniversiteyi bitirdi ve aynı yıl askere gitti.
Askerlik dönüşü hastanelerde laboratuar teknisyeni olarak çalıştıktan sonra Eskişehir Devlet Hastanesine Sivil Savunma Uzmanı olarak tayin oldu. Burada idare ile ilgili yaşadığı sıkıntılar sonucu Eskişehir Petrol Ofisi Askeri (NATO) tesislerine atandı. Ankara’dan itibaren Batı Anadolu’ya kadar uzanan çalışma bölgesinde deneyimler elde. Özverili çalışmalarıyla amirlerinin dikkatini çekerek çalışmaları ödüllerle taltif edildi.
1983 yılında başarılı çalışmaları ve takdirnameleri dikkate alınarak, isteği doğrultusunda Manisa İl Sivil Savunma Müdürü olarak atandı. Manisa’da 10 yıl yürüttüğü Sivil Savunma müdürlüğünden1992 yılında emekli olduktan sonra Manisa’nın önde gelen iş adamı Arif Çipiloğlu ile seyahat acentesi kurdu. Türk Hava Yolları seyahat acenteliğini Manisa’ya ilk defa Arif Çipiloğlu ile kurdukları şirket getirdi.
Bu arada Kabadağ Manisa’nın manevi dinamiklerinden Şekerci Hüseyin Dede ile tanıştı. Şekerci Hüseyin Dede ye o kadar bağlandı ki bayram seyran, cumartesi, pazar her gün hem sabah ve hem de her gece dedeyi ziyaret ederek onun hizmetinde bulunmaya başladı. Bir taraftan manevi yönden yeni şeyler öğrenirken bir taraftan da dedenin kişisel ihtiyaçlarının karşılanmasına yardım ediyordu. Eşi de dedenin yemek ve çamaşırları ile ilgileniyordu.
Şekerci Dedenin yanında bulunduğu sürece ülkemizin dört bir yanından gelen manevi donanımlı pek çok gönül dostlarıyla tanıştı. Ve bunlardan çok şeyler öğrendi. Şekerci Hüseyin Dede ile yakınlığı dedenin vefatı olan 25Haziran 1997 yılına kadar devam etti.
Gönül dostları, Şekerci Dede ile olan yakınlığından neler öğrendiği sorulduğunda Kaba dağ’ın verdiği cevap: “ Şekerci Hüseyin Dede bana hayatı öğretti.” diye noktalamıştır.
Sivil Savunma Müdürü olarak çalışırken Valinin: “Şekerci dedeyi ziyarete gidiyormuşsun, gitmesen iyi olur” ikazına karşılık: “Sayın Valim, gece gündüz kapısı arkasına kadar herkese açık bir mekan,ben kapalı kapılar arkasına gitmiyorum.” diyerek valinin isteğini kabul etmemiştir. Vali de “Sen bilirsin, sonucuna katlanırsın.” diye kendilerine ikazını tekrarlamıştır. Hasan Kabadağ’ın dedeye olan bağlılığını kelimelerle ve harflerle izah etmek mümkün değil. Hemen burada belirtelim bu bağlılık şeyh-mürid bağlılığı değildi. Allah’ın gönülden gönüle verdiği bir ülfetti.
Emekliliğini haç ve umre seferleri yaparak değerlendiren Kabadağ kurduğu şirket ortaklığını tamamen Arif Çipiloğluna devrederek 1999 yılında da inşaat mühendisi oğlu ile Engin Mühendislik adı altında, kardeşi, yeğeni ve damadımın ortak olduğu dijital baskı merkezi limitet şirketini kurdu. Bu şirketi belli bir seviyeye getirdikten sonra şirketteki tüm görevlerini bırakarak kendilerini hayır işlerine vakfetmeyi düşündü. Bu düşünceler içinde aniden üniversite öğrencilerine burs vermek aklına geldi. Tabii, sadece emekli maaşı ile bu mümkün değildi. Konuyu yakın dostlarına açtı. Niyet hayır olunca akıbet de hayır oluyor. Yakın arkadaşlarına bu fikrini açtığımda bir dernek kurmak fikrinde dostlarıyla mutabık kalındı. 2011 yılında Prof. Dr. Süleyman Sami İLKER başkanlığında Eğitime Katkı Derneğini kurdu. Dernek kurulduğu günden bu yana yaklaşık 2500 öğrenciye 2.000.0000 lirayı aşan miktarda burs verdiler
Adı geçen bu derneğe katkıda bulunmak amacı ile Hasan Kabadağ 60 yaşından sonra NAHT sanatını öğrendi. Çalışmalarından elde edilen gelirin tamamını derneğe bağışlıyor. Bu arada eserlerini 2 defa Manisa’da sergiledi. Her iki serginin de gelirinin tamamını Celal Bayar Üniversitesinde okuyan dar gelirli aile çocuklarına burs olarak verilmek üzere üyesi olduğu derneğe bağışladı.
73 yaşında olmasına rağmen halen gece – gündüz emekliliğini NAHT sanatı üzerinde yoğunlaşan Kabadağ, yakın ve aile dostlarının “Yeter artık biraz da kendine vakit ayır” uyarılarına karşılık :”Sağlığım elverdiği ve ömrüm oldukça üniversite öğrencilerine burs verme çalışması içinde olacağım. Neden derseniz? İnsanın ruhunu doyuran işle ilgilenmesinin verdiği ferahlığın anlatılması zor, ancak yaşanır.” diye düşüncesini noktaladı.
Yüce peygamberimize sahabeleri sormuş: “ Yarasülellah günah nedir, sevap nedir?” Güna: işlediğinizde içinizde sıkıntı ve darlık uyandıran işlerdir. Sevap ise, işlediğinizde içinizde ferahlık uyandıran işlerdir.” Manisa sivil Savunma müdürlüğünden beri tanıdığım Sayın Hasan Kabadağ kardeşim azimli kendine göre prensipleri, manevi derinliği, duyarlılığı olan bir kardeşim. Sevap işlemenin ferahlığının hazzını yudumlayarak tadını almış bir kardeşim. Allah bu tadı ve hazzı kardeşime batmanlarca tattırsın. Şunu da asla unutmayalım.
Bu dünyada veren, öbür dünyada verdiğini alır.
Bu dünyada alan, öbür dünyada da vermek zorunda kalır.
Güneşin batmakta olduğu erguvan rengi akşamında “ Ha bir çiçek” diye koşturan arı misali, ömrünün son demlerinde “ “ Ha bir fazla öğrenciye burs” azmiyle gece gündüz arı gibi çalışan Sayın Kabadağ’ın gayretlerini, Rabbim ziyadesiyle daim eylesin. Hasan bey kardeşimin bu örnek emeklilik hayatı, PTT ( Pijama- Terlik- TV) memuru arkadaşlarımıza da örnek olsun.www.kadirkeskin.net
FACEBOOK YORUMLAR