Manisa’nın Bilinen ve Bilinmeyen Değerleri Yazı serim
Öğretmen Bedriye AKSAKAL (13)
“Söz uçar, yazı kalır” diye çok hoşuma giden güzel bir sözümüz var. Ama nedense elimiz kaleme uzanmıyor. Kaleme göre çenemize daha fazla ağırlık veriyoruz.Ölenlerimizin arkasından ah vah ediyoruz ama çok çabuk de unutuyoruz.Rahmetli Zeki Müren vefat ettiğinde herkes göz yaşı döktü.” Unutmayacağız sanat güneşimiz, seni kalbimizde yaşatacağız.”dendi ama unutuldu gitti. Yazının önemini biliyoruz ama gereğini yapıp sevklerimizi yazıya döküp geleceğe taşımıyoruz.
12 Şubat Cuma günü, gerçek anlamda kooperatifçiliği Manisa’ya yerleştiren ve bir çok Manisalıyışaibesiz yuva sahibi yapan, yaptığı inşaatlarla Manisa’nın mimarisine estetik, OBASYA ile de turizm kazandıran, yazan, konuşan Sayın Mustafa Pala kardeşimin Hiraş radyosunda konuğu idim. Radyo sahibi öğrencimiz Rifat Uygur’un da dahil olduğu güzel bir radyo sohbetimiz oldu.
Sohbet sonu “ Manisa’nın Bilinen ve Bilinmeyen Değerleri” yazı serimden kendilerine bahsettim. Manisa’nın değerlerine sahip çıkan, Manisa için bir çivi çakan da olsa, gelecek nesillere örnek olması açısından, geleceğe bir mesaj bırakmak adına birlikte bir kitap yazmayı teklif ettiğimde, kültüre büyük değer veren Sayın Mustafa Pala beyefendi kardeşim teklifimi,kabul ederek beni memnun ve mesrur etti. Kendilerine teşekkür ederim.
“Eğitimci Mustafa Pala “ ile “ Kooperatifçi Mustafa Pala ” bilgi, birikim ve fikri doğurganlığı yüksek, üretken kişilerdir.. Her ikisi de Manisa için bir kazançtır. Keşke Manisa siyaseti ve bürokrasisi bu iki değerin birikimlerinden yararlanabilse.
“Eğitimci Mustafa Pala” isim olarak kitaplarımın sunumunda yer almaktadır. “Kooperatifçi Mustafa Pala” ismiyle, aynı kitabın kapağında buluşmak benim için onur olacaktır.İnşallah Sayın Mustafa Pala beyefendi kardeşimle, umduğumuz kısa zamanda bulduğumuz olur, diyerek, 13. Yazı serimde meslektaşım Bedriye Aksakal hanımefendiye yer veriyorum.
Manisa’da Aksakallar deyince, öğretmen Bedriye Aksakal ile kardeşi Haydar Aksakal akla gelir. Her ikisi de kendilerini, Manisa’nın kültürüne ve tarihine adamış kişilerdir. Haydar Aksakal beyi başka bir yazıya bırakarak, yukarıda da arz ettiğim gibi bu yazımda meslektaşım Bedriye Aksakal’dan söz edeceğim.
Bedriye Aksakal hanımefendi ile aynı kuşaktanız. Ben Manisa Lisesi Müdürü iken, kendileri Ali Rıza Çevik İlkokulu’nun en seçkin öğretmeniydi. Birçok veli, çocuğunun Bedriye Aksakal’ın sınıfına düşmesini isterdi. Bu yüzden Okul müdürü Mustafa Çınar meslektaşım çok sıkıntı çekerdi. Onun çektiği sıkıntıların aynısını ben de lisede çekerdim. Liseye öğrenci kaydeden veliler, çocuklarının genelde, rahmetli Adnan Başoğlu, Vedia Altıok, Tekin Sayılar, ile Allah uzun ömür versin Mustafa yıldız ile Gönül Durmaz ve Süheyla Dönertaş’ın girdiği sınıflara düşmelerini isterlerdi. Tabi tüm talepleri yerine getirmek mümkün değildi. Bu yüzden darılan dostlarım da olurdu. Okul müdürü olarak her ne kadar bu talepler bize sıkıntı verse de velilerin okulumuzu ve öğretmenlerimizi tercihleri de bizim için onur ve gurur verici idi.
Sayın Bedriye Aksakal hanımefendi ile aynı kuşaktan olmamıza rağmen, bir araya gelip sohbet etme imkanımız olmadı. Nedenini de ancak bizim kuşak bilir. Ancak şu kadarını söyleyeyim. Bu ülkede oynanan kirli oyunlar bir türlü bitmiyor.. Maalesef sadece bizde değil, bütün dünyada her türlü kirli oyunun altında İranlıların deyimiyle “ Büyük Şeytan” Amerika çıkıyor. 12 Eylül öncesi gariban aile çocuklarını A ve B diye böldüler. Kıyasıya dövüştürdüler. Henüz bıyığı terleyen bir çok gencimiz canını kaybetti, “ Amerika’nın “kendi çocukları “ ihtilal yaptıktan sonra kalanlar da cezaevlerinde işkencelere maruz kaldılar. Bu gençlerin hepsi de vatansever gençlerdi.
Ayrı kulvarlarda olmamız nedeniyle yukarıda arzettiğim gibi Hocahanımla bir araya gelme imkanımız olmadı.Ama o yıllarda, Bedriye Aksakal Hanımefendi meslektaşımın başarılarını da hep gıpta ile yakından izlemişimdir.
Başarılı öğretmenlik hayatından sonra emekli olduğunda, evine çekilip kendini dinleyerek hastalık üretip, hastane yollarında vakit harcamadı. Hep Manisa için düşündü, Manisa’nın kültürünü konuşturdu, kitaplaştırarak geleceğe taşıdı.
Aksekili olan Bedriye Aksakal hanımefendi, kültürel açıdan mayalı bir ailenin kızıdır. Dedesinden babasına ve babasından da kendisine 5000. ciltlik bir kütüphane miras kalmıştır. Emekli olduktan sonra bu mirasa yoğunlaşan Bedriye hanımefendi birbirinden güzel eserler meydana getirmiştir. Bu çalışmaları Türkiye genelinde ses getirerek1989 yılında “Abdi İpekçi Dostluk ve Barış Ödülü”nü kazanmıştır. Manisa’da “Spil Dağının Kızı” olarak bilinen Bedriye Aksakal;
1- Güzel Zehra 2-Yeşilin Atlası Manisa Tarzanı3- Melek Öğretmen 4-Simurg 5- 6- İnönü Manisa’da 7- Türkiye’nin İlk Dağcı Şehidi Ergin Kongar. 8-Sazıyla Sözüyle Manisa,9-Bir Zamanlar Manisa 10- O Şehre Sevdalı11- Anılarla Turgutlu adlı birbirinden güzel kitaplar yazmıştır.
Ben bunlardan “ Bir Zamanlar Manisa “ ile “ Sazıyla Sözüyle Manisa”,“ O Şehre Sevdalı “, kitaplarını hayranlıkla okudum. Gerçekten Manisa’yı seven, Manisa için düşünen ve Manisa sevdalısı bir kardeşimiz. Manisa’nın gün geçtikçe unutulan yöresel sözcüklerini, ninnilerini, bilmecelerini, oyun ve tekerlemelerini, manilerini, örf ve adetlerini yaşayan ağızlardan o kadar güzel derlemiş ki hayran olmamak mümkün değil. Çünkü bu tür araştırma eserlerinin. Yazılışının ne kadar zor olduğunu bilenlerdenim. “ Manisada Vakıf İzleri ve İz Bırakanlar” kitabımın yazılışında bu yorucu zor işi ben,birebir yaşadım.Sözün özü, diyorum ki, Bedriye Aksakal hanımefendi Manisa’yı sevmiş, Manisa’yı konuşturmuş ve Manisa’yı yazmış bir meslektaşım. “Manisalıyım” diyenler sözünü ettiğim kitapları okumalarını tavsiye ederim.
Maalesef ülkemizde, çalışan, iş üreten insanın yaşayacağı sıkıntıları da baştan göze alması gerekir. Üretmeyen makbuldür, çünkü iş üretmediği için yanlış iş yapmaz. Ama çalışan, doğru da yapsa kabul görmez... Meslektaşım Bedriye Hanımefendi ile meslek hayatımız da birebir örtüşüyor. Öğrencilerine çeşitli dallarda 10’nu aşkın Türkiye dereceleri ve Mansiyon kazandırdığı halde, öğrencilerinin “ Söz Özgürlüğü Niçin Önemlidir.” Konulu kompozisyon yarışmasına katılmalarını sağladığı için A hükümeti tarafından Gördes Malkoça köyüne atanmıştır.Ben de Kırkağaç Lisesi Müdürü iken B hükümetinin gelmesiyle Osmancalı ortaokuluna atanmıştım Maalesef o yıllarda her kesimden bir çok arkadaşımız canlarını kaybetti sağ kalanlar da bu mağduriyetleri yaşadı.
Bedriye Aksakal Hanımefendiyi birkaç sayfaya sığdırmak mümkün değil.. Meslektaşımız kitap çalışmalarının yanında,haftalık mesaisinin bir kısmını “ Huzur Evi Gönüllüsü” olarak ayırmakla birlikte Manisa Haber de köşe yazılarıyla,ETV de “Anılarla Manisa” programlarıyla Manisa halkına yararlı çalışmalarına devam etmektedir.
Son olarak kitabında okuduğum bir maniden de söz etmeden geçemeyeceğim. Manisa’nın kızlarının güzelliği bugün olduğu gibi dün de çevre illerde dillere destanmış. Manisa’ya gelen bir yabancı delikanlı, sevdiği kıza, “Gidiyom, gidemiyom/ Yolu terkedemiyom / Manisalı bir kız sevdim/ Bırakıp gidemiyom” diyerek Manisa’da kalarak sevdiği kızla evlenmiş.
Bu bir söylenti değil bir vakıa.. Nitekim Manisa Lisesi’nde bulunduğum yıllarda Manisa dışından olup, Manisa Lisesi’nde görev yapan erkek arkadaşlar ben dahil tümümüz Manisa’nın damadıydık.
Saygıdeğer meslektaşım Bedriye Aksakal kardeşim, sizi tebrik ediyorum,. Rabbim ’den size sağlık ve afiyetler temennisi ve duasıyla başarılı çalışmalarınızın devamını diliyorum.
Not: 12 Şubat Cuma günü Manisa Hiraş Radyoda Sayın Mustafa Pala ve Rifat Uygur’la beraberdim.
FACEBOOK YORUMLAR