İKİ YAŞLI VE BİR GENÇ PAPAZ
İki yaşlı ve bir genç papaz bir hafta sonu balık tutmaya çıkarlar. Kayıklarına binerler kıyıdan oldukça uzaklaşırlar. Fakat balık avına çıkmalarına rağmen en önemli malzemeyi oltayı unuturlar. Yaşlı papazlardan biri , “merak etmeyin ben şimdi getiririm” der. Ellerini açarak dua eder ve suyun üzerinden yürüyerek kıyıdan oltayı getirir. Bir zaman denizde avlandıktan sonra suları biter. Genç papaz hemen kıyıya gidip suyu getirmek ister. Yaşlı papazlar müsaade etmezler. Yine ikinci yaşlı papaz ellerini açarak dua eder ve suyun üzerinden yürüyerek kıyıdan oltayı getirir. Papazların keyfi yerindedir. Balık bereketlidir, avlanmaya devam ederler. Nihayet acıkırlar balıkları pişirip yemek isterler ama bir de bakarlar ki ekmeği unutmuşlar. Yine yaşlı papazlardan biri ekmeği gidip getirmek istese de bu defa genç papaz razı olmaz müsaade ederseniz ekmeği de ben getireyim der. Genç papaz da aynı yaşlı papazlar gibi ellerini açarak dua eder ve suyun üzerine atladığı gibi yüzme bilmediğinden boğulma tehlikesi ile karşı karşıya gelir. Yaşlı papazlar genç papazı boğulmaktan kurtarırlar. Genç papaz ben de inançlıyım, ben de sizin gibi dua ettim. Siz batmadınız da ben niye battım? Diye sorduğunda, yaşlı papazlar: “ Evladım sen de iyi niyetlisin, inançlısın, iyi dua ediyorsun, ama buradan kıyıya kadar olan kayaların yerlerini bilmezsen batarsın evladım. Nitekim şimdi battığın gibi.” diyerek üzülen genç papazı teskin ederler.
Manisa Gündemde yazdığım yazılarla, gerekse halen Tarihistan.org ve yarın gazetesinde yazdığım haftalık yazılardan “ Bayrak Merasimine gelmeyen öğrencimin 1538 kez okunması, İftarlık ekmek arası soğan ve Sigara paketi yazımın 300 kişi tarafından okunup, 63 kişi tarafından paylaşılması, evliliğinde sıkıntı yaşayan gençlerle ilgili yazımın da 324 kişi tarafından okunup 39 kişi tarafından paylaşılması bir emekli olarak bende bir işe yaradığım izlemini uyandırdı. Demek ki birikimler bir işe yarıyor.
Bugüne kadar yazılarımda hiç siyasete girmedim. Tek kelime de siyasetten bahsetmedim. Çünkü bilmediğim şeye burnumu sokmak âdetim değildir. Seminerlerim dolayısıyla okulları geziyorum. Bu öğretim yılında yeni yapılanma dolayısıyla birçok eski okul müdürünün görevden alındığını gördüm., Yerlerine genç, dinamik okul müdürleri atanmış. Genç ve heyecanlı arkadaşlar ama tecrübeye ihtiyaçları var. Zira ben de 26 yaşında müdür olmuştum. Gençken yaptığım bazı uygulama ve davranışım yaşım ve kıdemim ilerledikçe aklıma geldiğinde kendi kendime mahbup oldum. Milli Eğitim Müdürümüzün yeni atanan müdürleri toplayıp bir seminerden geçirmelerinde yarar görüyorum.
Bizim jenarosyandan kalan müdürlerin de çoğu değişmiş. Özellikle ilçelerde bazı değerli arkadaşlarım da görevden alınmış. İçinde üzüldüklerim olduğu gibi sevindiklerim de oldu. Neden mi? Bazı tipler maymun fıtratlıdırlar. Hayran olunacak bir çeviklikle yukarılara tırmanırlar ama zirveye ulaştıkları zamanda artık ayıp yerleri görünmeye başlar. Altındaki koltuk çekilip zirveden düşünce de ayıp yerleri çıplak olduğu için dayanılmaz acı duyarlar. Çünkü zirveye kendi kişilikleri ile değil, oturduğu koltuk sayesinde çıkmışlardır. Bu tiplerin ayıp yerleri zaten hep görülüyordu. Bunların içerisinde kitap okumamakla öğünen müdür arkadaşlar da vardı. Kitap okumayan müdürden ve üstelik de okumamakla öğünen müdürün okula ve öğrencisine ne faydası olur. Bu tip arkadaşlar her devirde el etek öpmekle yerlerini korudular şimdi düşünce de neymiş efendim “ Şimdiye kadar kendilerini okul müdürlüğüne motive etmişler, bundan sonra öğretmenliğe adapte olamazlarmış. Dolayısıyla öğretmenlik yapamazlarmış. Nitekim gittikleri okullarda çok azı hariç öğretmenlik yapmıyorlar. Rapor alarak boş zamanlarını Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Mustafa ALTINSOY ve arkadaşlarının dedikodusunu yapmakla, sebep olanlara beddua okumakla vakit geçiriyorlar. Bilmiyorlar ki ayrıldıkları için arkasından sevinen öğretmenler ve veliler var. Bu arkadaşlar da çok iyi biliyorlar ki okul müdürlüğü bir hak değildir. Okul müdürünün temel mesleği öğretmenliktir. Milli Eğitim tam isabet iyi bir iş yapmış. Öğretmenlik yapamayan insanların okul müdürlüğünü işgal etmeleri kadar yanlış bir iş olur mu?
Manisa’nın eğitim camiası ve vatandaşı şu isimleri çok iyi tanır. Mustafa PALA ve İsmail ÖNAL ve naçizane şahsım. Emekli olduktan sonra bir gün dahi evimizde oturamadık. Sayın Mustafa PALA arkadaşımız MESOB da esnaflara, Sayın İsmail ÖNAL arkadaşım da Manisa siyasetinde önemli bir yeri işgal etiler. Her iki arkadaşım da bulundukları yerlerde halka hizmetten başka hiçbir düşünceleri olmadı.
Şehzadeler Belediye Başkanı Sayın Ömer Faruk ÇELİK Bey kardeşimi yürekten tebrik ediyorum. Bu iki tecrübe ve birikim yığını iki arkadaşımı belediyede değerlendirdiği için. Zira bu ülke nice genç yetenekli bürokrat, enerjisi ve iş yapma heyecanı ve aceleciliği yüzünden küçük hatası nedeniyle en verimli çağlarında ziyan olup gittiler. Manisa aşığı olan Mustafa PALA Manisa’ya ait projeleriyle, eğitimci birikimleriyle, İsmail ÖNAL arkadaşım da hem eğitimci, hem de idareci birikimi ve halkla olan sıcak samimi beşeri ilişkileriyle başkanımızın çalışmalarına büyük katkı sağlayacaklardır. Etrafında oluşturduğu genç kadrosunu bu iki deneyimli arkadaşımla takviye etmesi son derece isabetli bir karardır. Deneyime değer veren sayın başkanımızı tekrar kutluyorum. “ Ahh! Gençler bir bilebilse, yaşlılar da bir yapabilse” diye bir atasözümüz vardır. Bu iki arkadaşımın birikimleriyle gençlerin enerjisi birleşince Manisa için çok iyi işler başaracaklarına inanıyorum.
Görevden alınan müdür arkadaşlara da tavsiyem; şayet sepetinizde pamuk varsa, sizler bir değerseniz. Mutlaka Mustafa PALA, İsmail ÖNAL, Ali KESİMLİ, Yaşar ÇOŞKUN ve İbrahim DİNÇER gibi sizi de gelir bulurlar. Ama boş kafanızla Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Mustafa ALTINSOY ve arkadaşlarının dedikodusunu yaparak yatar, dedikodusunu yaparak kalkar ve ona buna lanetler okursanız elinize bir şey geçmez üstelik sağlığınız bozulur. Mahkemeler bugüne kadar hiçbir kadıya mülk olarak kalmamıştır. Cenab-ı Hak. İnşirah –7 ayetinde “ Boş kaldın mı, hemen başka bir işe koyul” buyuruyor. Ayrılmayanlar lütfen raporla değil, öğretmenlik yaparak, emekli olanlar da dağarcıklarındakini yazıya dökerek ,kitap yazarak, okullara giderek birikimlerini öğrencilerimizle ve genç meslektaşlarımızla paylaşsınlar. Gençlerin bize ihtiyacı var. Ben, gelen davetleri karşılamada yetersiz kalıyorum. Sağ olsun Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Mustafa ALTINSOY ve arkadaşları, ilçe milli eğitim müdürleri emekli arkadaşlara okulların kapılarını arkalarına kadar açmaktadırlar. Ben gittiğim hiçbir ilçede, İlçe Milli Eğitim Müdürü ve okul müdürü tarafından geri çevrilmedim. İki seneden beri davetine cevap veremediğim Saruhanlı Kız Meslek Lisesi Müdürü Semahat BİZBİRLİK hanımefendinin daveti üzerine Saruhanlıya gittiğimde tanıdığım yeni İlçe Milli Eğitim Müdürlerinden Mehmet IŞIK beyi eğitimin kaygusunu taşıyan, işinin ehli, işinin yanıklısı genç, dinamik ve işinin heyecanını duyan bir eğitimci olarak gördüm. Kendisini buraya atayanları tebrik ediyorum. Sayın Semahat BİZBİRLİK Hanımefendiyi de yeni okul binası yaptırmak için nasıl çırpındığını gördüm. İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet IŞIK beyin okul Müdürü Semahat hanımın çırpınışlarını karşılıksız bırakmayacağını görmem, beni sevindirdi. İnşallah Saruhanlıya yakışan bir kız meslek lisesini Saruhanlıya bu iki genç meslektaşım en kısa zamanda kazandıracaklardır. Manisa bürokrasinin de kendilerine yardımcı olmalarını da özellikle bekliyorum. Genç meslektaşlarımızın heyecanını görmemezlikten gelemeyiz. Bu kardeşlerimizin önünü açmakta yarar var. Kanı donmuş, iş heyecanını kaybetmiş arkadaşlarımın senelerce oturdukları koltukları kendilerine bir hak olarak görüp sızlanmalarıyla gülünç duruma düştüklerini görüyorum.
Yazımı bitirirken yukarıda ki papaz hikâyemle tekrar genç ve yakışıklı istikbal vadeden Başkanımız Sayın Ömer Faruk ÇELİK Beye dönmek istiyorum. Gençlikte yanlış yazılacak işleri ve seneleri silmeye ihtiyarlığın silgisi yetmezmiş. İnsanın en çok hata yapma yaşı gençlik yıllarıdır. Genç kadrosunu iki deneyimli arkadaşımla takviye etmesi tekrar söylüyorum çok isabetli bir karardır. Hata yapmazlarsa bu genç kadronun Manisa’nın geleceğine silinmeyen izler bırakacaklardır. Hayat ancak dosdoğru iş yapmaya yetecek kadardır. Fırsatlar sürekli kapıyı çalmaz. Yakalanan bu fırsatı genç dinamik kadrosu ve iki akıldane arkadaşımla sayın başkanımızın Manisa için değerlendireceğine inancımız tamdır. Bu inancımızın boşa gitmeyeceğini çok yararlı işler başaracağını umuyorum.
İnşallah umduğumuz Manisa için gelecekte bulduğumuz olur.
.