FIKRA
Adam çok zenginmiş.
Adam kendine göre bir çıkış yolu bulur. Büyük bir boynuz bulur ve içini geçersiz bozuk para, demir ve teneke parçalarıyla doldurur. Küçük çocuğunu çağırır. “ Evladım çocuklarım içinde en çok seni seviyorum. Diğerlerinin haberi olmasın bu benim son birikimlerim” diye boynuzun içinin altın dolu olduğunu sallayarak sesi dinletir. Ve boynuzu da yatağının altında sakladığını söyleyerek ölümünden sonra kendisinin almasını söyler, ama diğer kardeşlerinin haberi olmamasını da tembih eder. Bunun üzerine en küçük çocuğundan aynı gün sofra gelmeye başlar.
Aynı şeyleri ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci çocuklarını da çağırarak aynı şeyleri de onlara söyler ve sofralar ilk üç ayda olduğu gibi ölesiye kadar eksiksiz her öğün beş sofra gelmeye başlar. Yiyemedikleri yemekleri baba bu defa “ne kadar hayırlı evlatlarım var” diyerek fakir komşuları ile paylaşmaya başlar. Nihayet gün gelir emr-i hak vaki olur. Bu defa beşkardeş hepsi birden birbirinden habersiz yatağın altına hücum ederler, altınlara sahip olmak için. Fakat boynuzu bulup boşalttıklarında içinden geçersiz bir sürü bozuk para ve teneke parçaları çıkar. Ve bir de babasının el yazısı ile yazılmış bir mektup çıkar. Mektupta “ Benim gibi sağlığında malını evlatlarına paylaştıran babaların gözüne bu boynuzun ucu batsın” yazısını hayırlı evlatlar (!)utanarak okurlar.