Bu Kadarı Da Olmamalı
Corana yasakları dolayısıyla yaşım gereği fazla uzağa gitmeden geçenlerde Tv. kumandasının tamiri için evimin karşısındaki bir iş yerine girdim. İş yeri sahibi müşterisiyle ilgilendiğinden, işimi kalfa ile görmeyi uygun buldum. Ve kalfaya TV. Kumandasının tamirini rica ettim.
Kalfanın buyur ettiği sandalyede otururken dükkân sahibi ile bir müşterisinin hararetli konuşmalarına kulaklarım takıldı. Dükkân sahibi Corona karşısında devletimizin başarılı olduğunu söylerken, müşteri, ”Keşke ülkemizde daha çok Corona vakası olsa ve daha çok ölümler olsa da başımızdaki …….. gitse. “ diye hükümeti eleştiriyordu.” Öyle gözü dönmüş ki saray idaresi gitsin de ne olursa olsun, noktasında laflar etmeye devam ederek hükümeti eleştirmeye devam etti. ‘Adam’ “ diye birini belediye başkanı seçtik umudumuz onunla başımızdakini alaşağı ederiz diyorduk. O da tam bir tatilci burjuva çocuğu çıktı. …… in ekmeğine yağ sürdü. Corona’dan da puan aldı. Herhalde ölesiye kadar başımızdan gitmeyecek. Corona bulaşsa da ….” diye devam etti.
Prensibim gereği siyasi tartışmalara girmek hiç âdetim değildir. Çünkü bu tür tartışmalardan olumlu hiçbir sonuç elde edilmez. Burnundan soluyarak, gözü kızarmışçasına devletimizi ve Cumhurbaşkanımızı eleştiren bu müşterinin dükkandan çıktıktan sonra yakinen tanıdığım dükkan sahibinden kimliğini öğrendiğimde doğrusu, “PES!…” dedim.
Aynı günün akşamı da TV. deki açık oturumların birinde hepinizin bildiği bir katılımcı: “ Türkiye’de CORONA VAKA sayısının 40 milyon olduğunu” söylemesin mi? İkinci defa koskoca bir “PES!” dedim.. Katılımcılar bile şaşkınlığını ifade etmekte zorlandılar. Demek ki bu müşteri gibi ülkemizin ve ülkemiz insanlarının felaketini isteyen gözü perdeliler az değil. Hiç insan içinde bulunduğu uçağın düşmesini, yine içinde bulunduğu geminin batmasını ister mi? Bu durum tamamen akıl tutulması. Ne diyelim? Allah ıslah etsin. İnşallah gözlerindeki perde yırtılır da hiç olmazsa o yırtıktan biraz ışık görürler.
Meramımı ilginizi çekeceğinizi umduğum bir tilki hikâyesi ve bir de Temel fıkrasıyla anlatmaya çalışayım.
Bir tilki yol kenarında durmuş, sağı solu gözetlerken uzaktan bir karartı gördü. Karartı yaklaştığında bir de ne görsün yırtıcı kurtla, iri yarı bir çoban köpeğinin gerçek bir dost gibi gelmekte olduklarını gördü. Ne kurdun köpekten, ne de köpeğin kurt hakkında kötü bir düşüncesi vardı. Bu ikiliyi dost olarak gören tilki sevinçle önlerine koşarak selam verdi. Hürmetlerini arz ettikten sonra “ Çok şükür, aranızdaki düşmanlık yerine, yeni bir sevgi ve dostluk oluşmuş. Fakat bu dostluğun sebebinin ne olduğunu anlamak ve bu güvenin nereden geldiğini öğrenmek istiyorum.” Köpek cevap verdi:” Bizim birlik ve dost olmamızın sebebi çobana düşmanlığımızdandır. Zaten Kurtla çoban arasındaki düşmanlığı anlatmaya hacet yok. Benimle çoban arasındaki düşmanlığa gelince: Bugün bana kendisiyle arkadaş olmak bahtiyarlığını teklif eden şu kurt, dün sürümüze saldırıp bir kuzu kapmıştı. Ben de adetim gereği arkasından koşup kuzuyu geri almak istedim fakat yetişip alamadım. Geri döndüğümde ise çoban bana acımadan sopa çekti. Beni sebepsiz yere incitti. Ben de aramızdaki dostluk bağını çözerek onun eski düşmanı olan kurtla birleşerek dost oldum.
Uçak arıza yapar, düşmek üzeredir. Bizim Karadenizli Temel de yolcular arasındadır. Fakat Temel’in kılı kıpırdamaz. Herkes canhıraş feryat, figan ederlerken o, ayak ayaküstüne atmış kaygısızca kahvesini yudumlamaktadır. Yolculardan biri dayanamaz sorar:” Yahu Temel uçak düşüyor, farkında değil misin?” Temel sükûnetini hiç bozmadan “ Boş ver düşerse düşsün, babamın mali midur?”
Kendi eşekliği ve tembelliği yüzünden görevini yapmayıp, karnını doyuran çobana sırt çevirip, çobanın düşmanı ile dost olan köpek gibi, üzerinde yaşadığı toprağın batması için devletimizin ve devlet başkanımızın düşmanlarıyla dost olan, “Babamın mali midur?” diye içinde bulunduğu uçağın düşmesi için kendi ölümünü bile göze alan Temel gibi, ülkenin zararını ve batmasını isteyen bu yurttaşıma ve bu fikirde olan yurttaşlarımıza, CORONA dolayısıyla ülkemiz için dünyanın görüp takdir devletimizin başarısını, onların da görmesi için bu mübarek Ramazan ayında dua ediyorum.
Kadir Keskin