İsmail ZORBA

İsmail ZORBA

[email protected]

DOSTA DUA

04 Şubat 2024 - 22:07

“Geçen sene kaybettiğimiz Muğla’mızın ve üniversitemizin değerli hocalarından Ali Abbas Çınar’da da Veysel hâllince güzellikler görmek beni duygulandırdı. İsmini yıllarca yapılan etkinliklerden, öğrencilerinden duyuyordum hatta eserlerinden de okuduklarım vardı. Tanışmak ise sadece bir vakte nasip olmuştu.”

                                                                               İsmail ZORBA
 
                                          DOSTA DUA

Her sene bir dost gönül eşlik eder okumalarıma. Bu gönül dostunun söyledikleri ya da yazdıkları, bu yaşıma kadar neler taşıdıysam okumalarımdan ötesine taşır beni. İnsana, doğaya ve de bakış açıma farklılıklar gelir. Daha farklı ayrıntılar yoluma çıkar. Duygularım daha farklı yaklaşır varacağım noktaya. Artık ben, eski ben değilimdir.
Geçen seneki rehberim Yunus soylu Âşık Veysel’di. Âşık Veysel’in mısralarında farklı sesler, farklı renkler girdi hayatıma. İnsana, evrene bakışım güzelleşti. Veysel’in hali ile hâllenince yüreğim hafifledi. Bütün ötekilerim, yargılarım hükümsüz kaldı.
Geçen sene Veysel okumalarım bana neler katmış bakalım: “Topraktan, havaya, suya, ateşe dokudun özünü. Anadolu’nun her bir zerresine erişen güneş misali ötekileştirmeden, ötelemeden, ayırmadan, bölmeden aynı ruhta buluşturdun insanı. Aynı şefkatle, merhametle açtın gönlünü. Sen de Anadolu’nun mayaladığı insan vardı. Sen de mayaladın aynı mayadan geleceğe duyanlara, görenlere, aynı gönülde buluşanlara.”
Bir duysak, bir görsek, bir okusak, bir anlasak hele bir dinlesek neler değişecek şu dünyada. İnsana dokunmadan, insanla hemhâl olmadan ve yaşadığımız şu hayatı insanla paylaşmadan “Ben”imiz insan olduğunun farkına nasıl varacak? Ve insan olmanın güzelliklerine nasıl ulaşacak?
İnsan deminde bütün farklılıklar bir zenginlik değil midir aslında? İnançlar, milliyetler, diller insanı ve insanlığı zenginleştirmez mi? Dünyaya hep aynı gözle bakan, aynı eksende düşünen insanlarla bu tamamlanma yaşanır mı? Farklılıklar asıl tamamlanmayı sağlar.
Benliğimizin fakirliği nereden gelir? Kendi hüküm dairemize hapsolduğumuz zaman! Her şeye aynı dar bakış altında baktığımız, inandığımız zaman. Batıldan Hakk’a köprüleri nasıl kuracağız? Tabiî ki, insana dokunarak, insanı dinleyerek ve insanla hemhâl olarak kurabiliriz.
Zaman gelir aynı davanın içinde olduğun insanlar seni yürüdüğün yoldan çıkarır. Kendi çıkarları, kendi istekleri sahip olduğu iradeyi yolundan çıkarmıştır çünkü. Ve sen ait olduğun yabancı hissedersin kendini. Aslında dünyaya baktığın noktada bir sıkıntı yoktur. Her şey aslına esas kılındığı yerdedir. Değişen düşünceler değil insandır. Düşünceler de zamanla farklı yorumlar ister, gelişmek ister. Dünya dönüp durmaya devam ettiği yerden düşünceler de gelişim gösterecek, kendi içinde değişimler yaşayacaktır.
Fakat insana bakmak, insana ait hasletler değişir mi? Değişmez! İnsan mayasında olan iyiliğe ve kötülüğe göre sınav vermeye devam edecektir. Aşk, sevgi, edep, merhamet, adalet, saygı vb. değerler insana değer katmaya devam edecek, her daim değerinden bir şey kaybetmeyen altın gibi değeri gittikçe artacaktır. O zaman aşk olsun altın kıymetinde gönüllere. Ve O gönü hükmünde yaşayanlara.
Geçen sene kaybettiğimiz Muğla’mızın ve üniversitemizin değerli aydınlarından Ali Abbas Çınar’da da Veysel hâllince güzellikler görmek beni duygulandırdı. İsmini yıllarca yapılan etkinliklerden, öğrencilerinden duyuyordum hatta eserlerinden de okuduklarım vardı. Tanışmak ise sadece bir vakte nasip olmuştu.
Akyaka maden iskelesine yaptığım yolculuklardan birinde yanımdaki arkadaşım, “Bak Ali Abbas Çınar hocamız da burada, gel ziyaret edelim, sohbet edelim.” Hocayla ilk kez orada tanışıp sohbet etme imkânım oldu. Sohbetimizde insana ne kadar mütevazı, saygılı yaklaştığını ve bunun ötesinde ne kadar hayata güzel baktığını ve ruhundan akan pınardan damlaların dolu dolu aktığına şahit olmuştum. Aradan geçen zaman içerisinde yoğun bakımda olduğunu ve en son vefat ettiğini dostlardan öğrendim.
İnsanlar öldükten sonra terekelerinden çıkanlar onların sahip olduğu asıl zenginliklerin ortaya çıkmasına vesile olur. Bu yüzden insan yaşarken değer hükmünü tam manasıyla bulamaz. Ali Abbas Çınar hocamızın eserleri ve ölümünden sonra kendisi için yapılan etkinlikler onu tam anlamıyla anlamımızı sağladı.
Ölüm yıldönümü için yapılacak anma etkinliğinin hazırlıkları sırasında en son çalıştığı Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümüne uğradık. Bölüm Başkanı Prof Dr Ekrem Ayan ile tanışma mutluluğuna eriştik. Hoca ile ilgili hatıralara dair konuşmalarda Ekrem Bey, Ali Abbas Çınar’ın bir şiirinden dem vurdu. Şiir kitapları arasından “Dosta Dua” adlı şiir okunduğunda hepimiz duygulanmıştık. Gözlerimizde yaşlara vesile olan Ali Abbas Çınar hocanın gönül güzelliği bizi arındırmıştı tüm kirlerden. Ve şiirler okundukça hocanın gönül nehrinden damlalar beni Veysel’e, Yunus’a götürdü.
Fazla söz ne hacet! Ali Abbas Çınar hocamızın manzum hikâye tarzında yazdığı şiirle sizi baş başa bırakıyorum. Gönül dost ister, gönül gönle dokunan ister, gönül şartsız, koşulsuz, ötekileştirmeden sevmek ister.

DOSTA DUA
Bir dostun işi varmış hükümet dairesinde,
Yolda rastlaştık, konuştuk…
Dua istedi benden, işleri rast gitsin diye;
“Bizimki tesir etmedi,
Belki seninki işler” dedi.
Gönül verdim, kulak kesildim, sevindim;
“Dosta faydam olacaksa ne mutlu!” dedim.
“Ancak, ısmarlama dua söyleyemem,
Niyazım yok bu ara,
Bana izin ver bir süre” diye ekledim…

Yüzüme baktı, tepeden aşağı süzdü,
Avurdunu şişirerek yanındakiyle güldü…

Anladım, maksadı benimle eğlenmekmiş,
“Şarapçının duası kabul mü olur?”
                                                    demekmiş,
“Dua”yı kendi nefsine kurban eylemiş.

Çok eğlendi,
İri vücudunu kahkahayla kaldırıp indirdi,
Cumaya gidiyordu,
Allah’a yakın olduğunu düşünüyordu.

Gönlünü hoş tutmak için,
Ben de onan güldüm, gülüştük…
Haline acıdım, içimden konuştum,
Duymadı, “Ya Rab, zavallıyı affet!”
                                               dediğimi,
Ve muhtemelen bilmedi hiçbir zaman,
Hak’tan bir şey istemek için,
Birinin gönlünü kazanmak gerektiğini…
                                                         Ali Abbas ÇINAR   (2009)

([email protected])

 

Reklam

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum