Denize, Ormana, Dağa, Maviye, Şiire Ne Gerek Var
Şavkı susmuş denizlerin gecesi gibisin
Burnuna vuruyor poyrazın gerçekliğiyle zamansızlığın kokusu
Vuslata ermişçesine koşuyor dalgalar sahile
Sen yerinde kalakalmışsın, kök salmışsın
Şavkı susmuş denizlerin gecesi gibisin
Denize ne?
Dalı kırılmış bir ağacın sessiz çığlığı var ruhunda
Yaprak yaprak dökülüş ve güz
Kuş cıvıltılarını, suyun çağıldamasını yitirmişsin
Üzülmüş, eksilmiş, tükenmişsin
En suskun anların sanılmış oysa avaz avaz bağırmışsın
Dalı kırılmış bir ağacın sessiz çığlığı var ruhunda
Ormana ne?
Issız dağ yücesinde bir kaya parçasısın
Bir ses işitmemiş, bir seda duymamışsın
Havayı her dem puslu, bulutu gri
Dört mevsimin dördünü de kış sanmışsın
Bahar bilmezliktendir kardeleni sevişin
Yuvarlansan
Göreceksin dağın eteğinde baharı
Issız dağ yücesinde bir kaya parçasısın
Dağa ne?
Gökyüzünden merhem bekleyen bir kuşsun
Buluta sığınmış, yağmurdan ürkmüşsün
Gök gürledikçe göğüs kafesinde bir deprem
Mavinin koyusuna uçayım derken
Titremiş, savrulmuş
Yusuf kuyusuna gark olmuşsun
Gökyüzünden merhem bekleyen bir kuşsun
Maviye ne?
Şairler saklanmış göz bebeklerinde
Kanamış bütün dizeler dudaklarında
Halden anlamaz kitapları bastırmışsın koynuna
Derman sanarak
Şairler saklanmış göz bebeklerinde
Şiire ne?
Hüseyin HATIL
Mavinin Şairi
1 Kasım 2019