Hüseyin ALPASLAN

Hüseyin ALPASLAN

[email protected]

TÜRKLERİN ANA YURDU

15 Ocak 2021 - 11:14

TÜRKLERİN ANA YURDU
                                                                                                          
Türklerin ortaya çıkışı, Avrasya’nın kuzey bölgelerinin en uç doğu noktalarında kesin bilinmeyen bir tarihe rast gelmektedir. Dil bilimciler ve Antropologlara göre; Türkler, Sibirya ormanlarından çıkarak tüm Asya’ya yayılmışlardır. Pasifik kıyıları ile Doğu Avrupa arasında dolaşan Ön Türkler varlıklarını başka coğrafyalarda hangi tarihlerde belli etmişler ve yeni yurtlar edinmişlerdir? sorusuna kati cevap vermek güç olsada Türkologlar; Arkeoloji, Antropoloji, Filoloji, Paleografi ve Etnoloji bilimlerinden faydalanarak tahmini tarihler ve yerler üzerinde durmuşlardır[1].

Türklerin, 8500 yıl önce Anadolu ve Mezopotamya’ya gelerek buradaki uygarlıkları meydana getirdiklerini ve Anadolu’nun Türklerin ana yurdu olduğunu[2] söyleyen bilim insanları da vardır. Hazar Denizi’nin doğusunda Aşkabat yakınlarında yapılan “Ano” kazısında Türklerin varlığının ve medeniyetinin 11.000 yıl öncesine kadar gittiği, kazı başkanı olan Amerikalı jeolog ve arkeolog Raphael Pumpelly tarafından açıklanmıştır. Pumpelly, küçük ve önemsiz bir kasabayı örten toprakları kazmıştır. Bu kazı ona çok önemli bulgular vermiştir. Bu belgeleri tarafsız olarak inceleyen jeolog Pumpelly; “Türk yurdunun bir kısmında neolitik medeniyetin, milattan önce 9.binde, hayvanları ehlileştirme 8.binde, maden sanatlarının 6.binde, yani şimdiye kadar madencilikte en kıdemli olan Sus’tan önce başladığını ilan etmiştir”[3].

Ön Türkler, ormanlık alanlardan bozkırlara çıkarak Neolitik Taş (Cilalı Taş) Devri’ne geçmişlerdir. Taygalarda kalanlarsa Yontma Taş Devri’nde (Paleolitik çağ) yaşamaya devam etmişlerdir. M.Ö. 2000 tarihinin sonlarından itibaren ise bozkırda yaşayanlar Maden çağına (Bakır veya Kalkolitik çağ) girmişlerdir.

Türkler, Konar-göçer bozkır medeniyetinde yaşadıkları coğrafyalarda pek çok kültür zenginliği oluşturmuşlardır. Ön Türklerin yaşadığı ve yurt edindiği kesin olarak bilinen coğrafyalarda yer adları ve kültür çevrelerinin tespiti şöyle yapılmıştır; Anav Kültürü (M.Ö. 4000-1000), Afanaseyevo Kültürü (M.Ö. 3000-1700), Kelteminar Kültürü (M.Ö. 3000), Andronovo Kültürü (M.Ö. 1700-1200), Karasuk Kültürü (M.Ö. 1200-700), Tagar ve Taştık Kültürü (M.Ö. 700-100) [4].
Ön Türklerin en eski kültür merkezlerinden birisi Türkmenistan’ın Anav bölgesinde (M.Ö. 4000-1000) ortaya çıkmıştır. Anav kültüründe; atı, çok önemli ve yaşamın belirleyici bir özelliği olarak görmekteyiz [5]. Kaşgarlı Mahmut’un müellifi olduğu Türk dilinin ilk sözlüğü; Divanü Lügati’t-Türk’te; “Kuş kanadıyla, Türk atıyla” şeklinde kayıtlara geçen deyimle, kanatsız kuş olamayacağı gibi atın da Türk’ün vazgeçilmez bir parçası olduğu anlatılmıştır[6].

Türkologların saydığımız bilimlerden faydalanarak yaptıkları araştırmalar ışığında en eski Türk yurdunun: Batıda Aral gölü, doğuda Orhon ve Tula Nehri, Kuzeyde Lena Nehri ile Irtış boyları, Orta Yenisey sahası ve güneyde Talas-Sır derya boylarına kadar olan sahayı kapsadığı anlaşılmaktadır. Türkler bu geniş sahayı ve Orta Asya bozkırlarını yurt edinmişlerdir. Orta Asya bozkırları ata yurdu kabul edilerek buraya Türkistan adı verilmiştir.

Çin kaynaklarına göre ise; Türklerin tarih sahnesine çıktıkları yer ve ilk yurtları Çin’in kuzey batısındadır[7]. Türkler ilk bilinen devletlerini Çin’in kuzeyinde kurmuşlardır. Çin’in kuzeyinden Aral gölüne kadar uzanan Asya’nın kuzey bölümü Ön Türklerle beraber Ari ırkın öncüleri ve Ön Moğollar tarafından paylaşılmıştır. Bugün Moğolistan ve çevresinde ilk kültürler incelendiğinde bu kültürün Ön Türklere ait olduğu anlaşılmaktadır.

Çin’in kuzeyi ile iç bölgelerine kadar bir alanda Ön Türk kültürünü yoğun şekilde görmek mümkündür. Çinlilerin ilk resmi tarih kitabı olarak bilinen “Shih-chi” deki bilgilere göre de Çin topraklarında tarihin başlangıcı olarak kabul edilen coğrafyada, Ön Türkler, Ön Çinliler ve Ön Moğollar birlikte yaşamışlardır[8].

İlk çıkış noktalarını güneybatı Sibirya olarak bildiğimiz Türk boylarının sonraki göç hareketlerinin dört ara yönde sürdüğünü görürüz: Güneydoğu yönüne (Uygurlar vb.), kuzeydoğu yönüne (Sakalar, Yakutlar), kuzeybatı yönüne (Oğurlar, Kıpçaklar), güneybatı yönüne (Oğuzlar, Kıpçaklar) göç etmişlerdir [9]. Moğolistan ve Türkistan bölgesinde M.Ö. 2000 tarihinin başlarından M.Ö. 800 tarihlerine kadar kuraklıklar ve savaşların tetiklediği göçler neticesinde Türkler yeni yurtlar edinmişlerdir.

Türk tarihçiler; Türk uygarlığını M.Ö.V bin yıl öncesine kadar götürürler ve Altay dağlarının kuzeybatısındaki Abakan bozkırlarını Türklerin tarih sahnesine çıktıkları yer olarak kabul ederler. Apuhan’a göre Türklerin ilk yurtları M.Ö. 2000 yılları civarı Altay dağları olup, Ana yurt ise Balkaş gölü ile Aral göllerini içine alan alanı kapsar[10]. Coğrafyacılar tarafından Türklerin ilk ana yurdu kabul edilen, Ural dağları ile Hazar Denizi’ne kadar, kuzeyde Sibirya’dan güneyde Çin’e, Tibet’e ve İran’a kadar uzanan bölgeye “Orta Asya” ismi verilmiştir.

Oryantalistlerin Türk yurdu ile ilgili tespitlerine bakacak olursak; Türklerin ana yurdunu Altayların çevresi olarak gösterdiklerini görürüz. Türkolog Radloff, Türklerin ana yurdunun Altayların doğusunda, bugünkü Moğolistan coğrafyasında olduğunu kabul etmiştir. Barthold’a göre de Türklerin ana yurdu Moğolistan ile eşleşmektedir. Nemeth ise diğer Türkologlardan farklı olarak, Türklerin ilk yaşadıkları yerlerin Altay Dağları ile Ural Dağları arasında, bugünkü Kazakistan coğrafyası olduğunu iddia etmiştir [11].

Tarihçilerin büyük kısmı Türklerin anavatanının Altay dağları, Sibirya ve Baykal bölgesi olarak tanımlasalar da Türk halklarının kökeni konusunda araştırmalar yapmış ve kitap yazmış olan Kazi T. Laypanov ve İsmail M. Miziyev’e göre; Türklerin ilk vatanları, M.Ö. V. ve III. bin yıllarında Asya ve Avrupa’nın birçok bölgesine göç ederek yayıldıkları ve kültürlerini götürdükleri İdil-Ural bölgesidir[12].

Arkeolojik araştırmalar; Altay çevresinde demirciliğin Çin’den önce başladığını göstermektedir. Bulgular; M.Ö. V-IV. yüzyıllarda Altaylarda bol miktarda demir madeninin bulunduğu ve cevherin işlendiğini göstermektedir. Türklerin demirci oldukları ve en geç M.Ö. V. yüzyıldan daha önce Altaylar ve çevresinde yaşadıkları anlaşılmaktadır.

Arkeoloji ve dil bilimi ışığında yapılan çalışmalar, bilimsel veriler ve elde edilen bulgular neticesinde, son tahlilde Türklerin yurdunu şöyle anlatabiliriz; Türklerin yaşadığı ilk coğrafyanın çekirdeğini Altay ve çevresi ile Yenisey orta sahası, Orhon boyu ve Ötüken bölgesi teşkil etmektedir. Göktürk alfabesinin ilk kullanıldığı yerin burası olması da bu görüşü desteklemektedir[13].

Sağlıklı günler diliyorum…
_______________:
Hüseyin ALPASLAN;
Tarihçi-Yazar

Kaynakça

[1] Roux, J.P. (2010). Türklerin Tarihi. İstanbul: Kabalcı Yayınevi.s.50-52.
[2] Girgin, O. (2016). Türklerin Anayurdu. Aydın: Bilal Ofset Basın Yayın. s.291.
[3] Tarih I, (2019). Kemalist Eğitimin Tarih dersleri (1931-1941). Ankara: Kaynak Yayınları, s.34.
[4] Günay, U.T. (2015). Türklerin Tarihi. Ankara: Akçağ Yayınları. s.40.
[5] Koçsoy, Ş. (2002). Türk Tarihi Kronolojisi, c.1, Ankara: YTY.s.73.
[6] Kaşgarlı Mahmud. (2006). Divanü-Lugat-İt-Türk, c.1, (B. Atalay, Çev.), Ankara: TDK.S.83.
[7] Kurat, A.N. (1937). Peçenek Tarihi. İstanbul: Devlet Basımevi. s.5.
[8] Kafesoğlu, İ. (1977). Türk Milli Kültürü. c.1, Ankara: TKAE. ss.190-196.
[9] Jorma, A. (2020). Kuman Kıpçakların Dil Sürümü. Türk Dünyasından Parlamenter Bakış Dergisi, sy. 7, Ankara:158-167.s.158.
[10] Apuhan, R.Ş. (2008). Türklerin Tarihi. İstanbul: Timaş yayınları. s.13
[11Kurat, A.N. s.1-2.
[12] Laypanov K.T. ve Miziyev İ.M. (2008). Türk Halklarının Kökeni. İstanbul: Selenge Yayınları.s.40.
[13] Kurat, A.N. s.5.
Kaşgarlı Mahmud Anısına Türkiye ve Türk Dünyası Araştırmaları VII isimli dijital kitabın (Aralık 2020) “Türklerin Ana yurdu ve Altınorda Hanlığı’na kadar Karadeniz’in Kuzeyindeki Türk Kavimleri” başlıklı bölümündeki yazımdan iktibas edilmiştir.



 

Reklam

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum