TEHCİR EDİLEN ERMENİLERİN GERİ DÖNÜŞLERİ-III
Sevgili okurlar, aynı başlıklı yazımızın önceki bölümlerinde, 1915 yılında tehcir edilen Ermenilerin memleketlerine geri dönüşleri ile ilgili olarak Birinci Dünya Savaşı sonlarında, dönemin Osmanlı Hükûmeti tarafından alınan karar sonucunda oluşan siyasal davranışları, yapılan yasal düzenlemeleri ve göçmenlerin sevk ve iskanlarının nasıl yapıldığını anlatmıştım Bugünkü yazımda ise Ermeni göçmenlerin geri dönüşlerinde yaşanan sorunları, hükûmetin ekonomik güçlükler içerisinde göçmenlerin masraflarını nasıl karşıladığını ve yerlerine dönen Ermenilerin mal ve mülklerinin iadesinin nasıl yapıldığını okuyacaksınız.
Geri Dönüşte Yaşanan Sorunlar ve Göçmenlerin Masrafların Karşılanması
Osmanlı Hükûmeti’nin geri dönüşlerine izin verdiği muhacir Ermeni ve Rumlardan kendi imkanlarıyla memleketlerine dönemeyenler, kamu gücü marifetiyle demiryolu araçları vasıtasıyla yapılan nakillerde güçlük yaşamışlar ve tren istasyonlarında uzun süreler beklemek zorunda kalmışlardır. Bu durum muhacirler arasında açlık, sefalet ve hastalık gibi bazı sorunlara yol açmıştır. Yol masraflarını karşılayamayan ve nakil esnasında çeşitli zorluklarla karşılaşan Ermeni ve Rumların durumunu tespit eden Osmanlı Hükûmeti, istasyonlarda birikmiş olan Rum ve Ermenilerin, olabilecek en kısa süre içerisinde yerlerine dönüşlerinin sağlanması maksadıyla, Bayındırlık Bakanlığı’ndan, atıl durumda olan Anadolu, Rumeli ve İzmir demiryollarının bir defaya özgü olmak üzere kullanılabilmesi için gerekli çalışmanın yapılmasını istemiştir [24].
Konya’dan Eskişehir’e gelen ve memleketleri Sivrihisar’a gitmeyerek burada kalmak isteyen Ermeni muhacirlere, hükûmet tarafından iaşe ve yardım taleplerinin yerine getirilemeyeceği bildirilmiştir. Kendi memleketlerinde iaşe ve iskân işleri düzenlenmiş muhacirlerin, iş bulma konusunda sıkıntı yaşayacaklarını ileri sürerek farklı yerlerde kalmak istemeleri durumunda iaşe ve iskanlarının nasıl düzenleneceğine dair önceki talimatlarda bir açıklık olmaması, yöneticileri nasıl karar verecekleri hususunda tereddüde düşürmüştür[25].
Ermenilerin varlıklı ve ileri gelenleri ile ruhani liderlerinin Kumkapı Ermeni Patrikliği’nde yaptıkları toplantıya, Osmanlı Devleti’nin Ayan ve Mebusan Meclisi’nden üyeler de katılmıştır. Toplantıda, Ermenilere karşı son dönemde izlenen politikaların ve iyi niyetli girişimlerin sevindirici olduğu belirtilerek hükûmete teşekkür edilmiştir. Osmanlı Hükûmeti tarafından Türkler ve Ermeniler arasında barışın ve iyi ilişkilerin tesisi amacıyla yapılan ve hüsnüniyet içeren çalışmaları baltalamak isteyen İngilizler, azınlıklar meselesini kaşımak ve barış konferansında Osmanlı Devleti’ne karşı kullanmak için Anadolu’ya bir heyet göndermişlerdir. Anadolu’da incelemeler yapan İngiliz heyetinin raporu üzerine, Hariciye Nezareti’ne ültimatom gönderen İngiliz komiserliği, geri dönüşlerin ağırdan alındığını gerekçe göstererek Osmanlı Hükûmeti’ni protesto etmiştir. İngilizler, ekonomik şartlarını iyi bildikleri Osmanlı Devleti’ni zor durumda bırakmak ve kendi isteklerini yapmaya muhtaç hale getirmek için, hükûmetten, memleketlerine geri dönen muhacirlerinin iaşelerinin sağlanmasının yanı sıra mal ve mülklerine el konulan ve kullanılan göçmenlere tazminat ödenmesini istemişlerdir[26]
İstanbul’daki Selimiye Kışlası’nda olduğu gibi, iskân için yer açmak amacıyla ve Mondros Mütarekesi’nin 5.maddesi gereğince, terhis edilen askerlerin memleketlerine gönderilmelerinden ötürü nakliye araçlarında yaşanan sıkıntıdan ve kış şartlarının ağır geçmesinden dolayı, muhacirlerin nakillerinde gecikmeler yaşanmıştır. Ancak, tüm olumsuzluklara rağmen, hükûmet, muhacirlerin iaşelerini sağlayarak bir an önce memleketlerine ulaştırılmaları için büyük çaba sarf etmiştir. Tevfik Paşa Hükûmeti, muhacirlerin sevkleri ile ilgili Anadolu’da bazı usulsüzlükler olduğuna dair haberler almıştır. Küçükte olsa bazı suistimalleri önlemek isteyen ve sevkin intizamlı bir şekilde yapılmasını hedefleyen Hükûmet, Muhacirin Müdüriyeti’ne verdiği yazılı emirde, sevk edilenlerin isim ve durumlarını içeren bir listenin hazırlanarak bir suretinin Rum ve Ermeni Patrikhanelerine gönderilmesini istemiştir. Osmanlı Hükûmeti, yabancı ülkelerin de kışkırtmasıyla, Rum ve Emeni patrikhanelerine, metropolitlikler tarafından gönderilen raporların, küçük olayları büyüterek ve çarpıtarak düzenlendiği kanaatindeydi. Hükûmetin amacı, Rum ve Ermenilerin sağlıklı bir şekilde sevk ve iskanlarını sağlayarak gerekli idari ve sosyal düzenlemeleri bir an önce yapmaktı. Hükûmetin bu konudaki samimiyetini ve muhacirlere sağladığı önceliği anlamak için, kömür sıkıntısının baş gösterdiği tarihlerde muhacirlere çorba ve ekmek verilmesinden sarfınazar edilmemesi yönünde yetkililere gönderilen talimatları görmek bile yeterlidir[27].
Geri dönüş kararının alındığı 1918 yılının ekim ayından yıl sonuna kadar geçen sürede Hükümet’ten yardım talebinde bulunan muhacirlerin sayısı 30.000’i geçmiştir. Geri dönüş için Osmanlı Hükûmeti’nin muavenetine ihtiyaç duyan muhacirlerin masrafları karşılanarak, çeşitli nakil vasıtalarıyla memleketlerine dönüşleri ve iskân edilmeleri sağlanmıştır. Rum ve Ermeni muhacirlerden Hükûmet haricinde Patrikhanelere müracaat ederek yardım talebinde bulunanlar da olmuştur. Ege Denizi’nde bulunan adalara göç ettirilen Rumların çokluğu nedeniyle, buralarda çeşitli salgın hastalıklar ve ilaç sıkıntısı baş göstermiştir. Kışın gelmesi, nakil vasıtalarındaki sıkıntılar ve hükûmetin maddi imkansızlıklarından dolayı sevklerin geçici olarak durdurulması, muhacirler ve Hristiyan ahali tarafından farklı anlaşılmış ve muhacirlerin memleketlerine gönderilmeyeceğine dair söylentiler yayılmıştır. Bu yanlış algıyı düzeltmek isteyen hükûmet, patrikhanelerle istişare ederek onların da göndereceği bir üye ile bir komisyon kurulmasını sağlamıştır. Bu komisyondan, muhacirlerin durumlarının tespit edilerek, iaşe vb. sıkıntısı olmayanların derhal sevklerinin sağlanması, yiyecek, giyinme ve barınma gibi ihtiyaçlarını karşılayamayan yoksul göçmenlerin kış şartlarında sefil olmamaları için şimdilik yerlerinde bırakılmaları istenmiştir. Komisyondan, yetim kalan çocuklar ve din değiştiren Ermenilerin durumları ile de ilgilenilmesi talep edilmiştir. Kış aylarında sevkler çok zor şartlar altında gerçekleşmiş, özellikle kadınlar ve çocukların ekseriyetini oluşturduğu Ermeni muhacirler için bu yolculuklar müşkül geçmiştir. Yolculuk yapanlara güçte olsa nakil vasıtaları temin edilmiş, çoğu zaman iaşe olarak yalnız ekmek verilebilmiştir. Bu dönemde İstanbul’a toplanan ve buradan sevk edilebilen Ermenilerin çoğunluğu Bursa, Gemlik ve Tekfurdağı (Tekirdağ) yöresine gönderilmişlerdir. Muhacirin Müdüriyeti tarafından başta vapurlarla olmak üzere çeşitli ulaşım vasıtalarıyla sevkler yapılmış olup, Anadolu’da demiryolu güzergahında olan yerlere trenle nakil sağlanmıştır. Bu sevklerde Muhacirin Müdüriyeti refakatçı olarak bir memur ve iaşe olarak ekmek ve zeytin vermiştir[28].
Ermeni Mallarının Geri Verilmesi
Tehcirden geri dönenlerin iaşe ve iskânlarının sağlanması gibi ana meselelerin çözümü için harcanan çabanın yanı sıra, tehcire tabii olduklarında geride bıraktıkları mal ve mülklerin iadesinin sorunsuz bir şekilde yerine getirilebilmesi için yapılan çalışmalar da bir o kadar önemlidir. Muhacirin Müdüriyeti, geri dönenlerin tehcire tabii tutuldukları tarihte bıraktıkları mülklerinin tespiti için Emvali Metruke komisyonlarında tutulan defterler ve istatistiklerden yararlanmıştır. Zorunlu göçten sonra kalan mülkleri kimlerin kullandığı tafsilatlı bir şekilde kayıtlı olmasına rağmen, mülklerin iadelerinin gerçekleştirilmesi işlemlerinde zorluklarla karşılaşılmıştır[29].
Birinci Dünya Savaşı’nda, Balkanlar’da, Kafkaslarda, Irak’ta ve Suriye’de, Yunanlıların, Rusların, Ermenilerin ve işgal edilen bölgelerde İtilaf Devletleri askerlerinin zulmünden kaçan ve Anadolu’ya sığınan Müslüman muhacirler, Osmanlı Hükûmeti tarafından tehcire tabii tutulan Ermenilerin boşalan mülklerine yerleştirilmiştir. 1915 yılında sevk olunan Ermenilerin boş kalan mülklerinin önemli bir kısmı da askeri personel ile devlet memurlarına verilmiştir. Birinci Dünya Savaşı devam ederken tehcir kararı ile yerlerinden göç ettirilenlerin dönüşü ile ilgili kesin bir tarihin olmaması, hatta bir daha dönüp dönmeyeceklerine dair belirsizlik, savaş bitiminde alınan geri dönüş kararı ile ortaya çıkan mülklerin iadesi sırasında hesaplanmamış yeni meselelerin doğmasına yol açmıştır. Tehcirden dönenlerin mülklerinin olmaması veya nadir de olsa farklı sebeplerle mallarının teslim edilememesi durumunda, bunların akrabalarıyla veya iki aile bir arada yaşamaları, sorunun çözümü için kullanılan yollardan birisi olmuştur. Tehcir edilenlerin geri dönüşlerine dair Osmanlı Hükûmeti tarafından karar alınmasından yaklaşık iki ay sonra, yani 1918 yılının aralık ayında, geri dönenlerin mal ve mülklerinin iadelerini düzenleyen bir kararname yayınlanmıştır[30].
Tehcir sırasında komisyon marifetiyle tespit edilip kayıt altına alınarak, bankalarda emanet olarak tutulan mücevher, ziynet, para ve çeşitli ev eşyaları gibi menkuller, yerel yönetimler tarafından geri dönen Ermeni ve Rum muhacirlere teslim edilmiştir. Sevk olunurken mülklerini farklı harcama araçları karşılığında ellerinden çıkaran Ermeni göçmenlerin birçoğu, bu mülklerini geri döndüklerinde satın almışlardır[31]. Osmanlı Hükûmeti’nin geri dönüşlerin intizamlı ve sorunsuz yapılmasına dair gösterdiği hassasiyete, bu konu ile ilgili yaptığı yasal düzenlemelere, çıkardığı kararnameler ile tafsilatlı talimatlara ve Muhacirin Müdüriyeti tarafından tanzim edilen yönergelere rağmen, merkezi otoritenin etkisinin az hissedildiği uzak bölgelerdeki yerel yönetimlerin uygulamaları tam olarak istenildiği gibi olmamıştır. Özellikle mülklerin iadesi konusu hükûmetin istediği gibi yürütülememiştir. Bazı bölgelerde Ermeniler, mülklerin iadesinde çıkan sorunlar nedeniyle yasal yollara başvurmuşlardır. Boğazlıyan’da yasal yollara başvuran Ermenilerin çokluğu dikkat çekmekte olup, 178 kişi mahkemeye dava açmıştır [32].
1919 yılının şubat ayına gelindiğinde, tüm sorunlara rağmen geri dönüş yapanların mal ve mülklerinin %95 oranında iade edildiğine dair haberler basında yer almıştır [33]. 1919 yılının mart ayında tehcirden dönenlerin sayısı önemli bir seviyeye (232.000 civarında) ulaşmıştır. Tehcirden geri dönenlerin sayısına oranla mal ve mülklerini teslim alanların sayısının yüksek bir seviyeye ulaşmasında, komisyonlarda üyesi bulunan ve çoğu zaman Osmanlı Hükûmeti’nin üyelerinden bağımsız ve habersiz bir şekilde hareket ederek, mülkleri geri dönen muhacirlere teslim eden İngilizlerin ve Patrikhanenin etkisi yadsınamaz. Komisyonlarda görevli İngilizlerin ve Patrikhanelerin üyelerinin, Osmanlı Hükûmeti’nin mülklerin muhacirlere teslimi ile ilgili samimiyetine inanmayarak ve kuşkulanarak böyle bir yola başvurmuş olmaları olasıdır. Ancak, Osmanlı Hükûmeti’nin komisyonlarda yer alan üyeleri ve yerel yönetimlerdeki görevlileri vasıtasıyla birçok Müslüman muhaciri evlerinden çıkartarak Ermenilere teslim ettiği ve 100.000 Müslüman mültecinin evsiz kaldığı da bir realitedir. Osmanlı Devleti, geri dönen Ermeni ve Rum göçmenlerin mallarının teslimi ile ilgili yaşanan sorunların çözümü maksadıyla yasal düzenlemeler yapmak istemiştir. Bu hususta 1918 yılının kasım ayında başlatılan hukuki çalışmalar, Ulusal Bağımsızlık Savaşı’nın kazanılmasından sonrada sürmüş ve 8 Ocak 1923 tarihinde sonuçlanmıştır.[34].
Dördüncü bölümle DEVAM EDECEK…
Hüseyin ALPASLAN
Tarihçi-Yazar
Kaynakça
[24] Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi (BCA), Toprak İskân Genel Müdürlüğü Kataloğu 272.1: 11.13.42.3. (21 Teşrin-i Sani 1334- 21 Kasım 1918).
[25] BCA, 272.1 11.13.45.1 (12 Şubat 1919).
[26] Tasvir-i Efkâr, 1 Kanûn-ı Evvel (Aralık) 1918, sayı: 2577.
[27] Recep Çelik, “Tehcir Sonrası Geri Dönüş: Ermenilerin ve Rumların Yeniden İskânı ve Osmanlı Hükümetlerinin Aldığı Tedbirler”, Akademik İncelemeler Dergisi (Journal of Academic Inquiries) Cilt: 10, Sayı: 2, 2015, s.83.
[28] Recep Çelik, a.g.m., s.85.
[29] Fuat Dündar, “İttihat ve Terakki’nin Müslümanları İskân Politikası”, İletişim Yayınları, İstanbul, 2002, s.88.
[30] Hacer Çelik, “Ermeni Tehciri ve Tehcirden Dönen Ermenilerin İskân Sorunu”, Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, Cilt:7, Sayı:16-17, 2008 / Bahar-Güz, s.152.
[31] İbrahim Ethem Atnur, “Tehcirden Dönen Rum ve Ermenilerin İskanı Meselesi”, Atatürk Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü, Erzurum, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, s.177.
[32] Taha Niyazi Karaca, “Ermeni Sorununun Gelişim Sürecinde Yozgat’ta Türk-Ermeni İlişkileri”, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2005, s.227.
[33] Hacer Çelik, a.g.m., s.152.
[34] Bilal Şimşir, “İngiliz Belgelerinde Atatürk”, Cilt: I, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara,1992, s.57.
FACEBOOK YORUMLAR