Günnur IŞIK

Günnur IŞIK

gunnuris1@gmail.com

Deniz Kabuğundan Dijitale; Paranın Tarihsel Seyri ve Geleceği - 2

30 Ocak 2025 - 19:07 - Güncelleme: 30 Ocak 2025 - 19:19

15. yüzyılda başlayan sömürgecilik faaliyetlerinden sonra yeni bir döneme giren dünyada ekonomik dengeler belirgin şekilde değişmiştir. İspanya, Portekiz, İngiltere, Fransa ve Hollanda’nın başını çektiği kolonizasyon politikasında yeni yerler keşfedilmiş ve Avrupa halkları bu sayede zenginleşmiştir. Bugün hala sözü edilen devletlerin kullandıkları paralar değerini korumaktadır. Sayılan ülkeler haricinde Kuzey Amerika’nın yeni süper gücü olacak ABD ise 1950’lere kadar gelişimini sürdürmüştür. ABD ancak birinci dünya savaşında güçlü bir aktör olarak kendini göstermiş ve küresel para birimi olacak olan dolar henüz sahneye çıkmamıştı. 

Birinci dünya savaşından sonra finans ve para konusunda dikkat çekici gelişmeler yaşanmıştır. 

Günümüz Ekonomik Sistemleri, Kripto ve Dijital Para 

1929 Ekonomik Bunalımı 

18. yüzyılın ortalarından 20. yüzyıla kadar ekonomi ve para politikasında altın standardı uygulaması vardı. Merkez bankalarında basılan fiat yani kâğıt paranın altın cinsinden bir karşılığı vardı. Bankaya gidildiğinde paranın ederinde altın alınabiliyordu. Bir bakıma para değerini koruyabiliyordu. Bu sistem 1944’e kadar sürdürüldü. 

İkinci dünya savaşının getirmiş olduğu ağır bunalım güçlü devletleri yeni bir sistem arayışına itti. 1944’te ABD’de dünya ekonomisini yeniden canlandırma adına, New Hampshire eyaletindeki Bretton Woods kasabasında yeni kararlar alındı. Konferans sonucunda ABD doları merkez para birimi olarak kabul edildi ve diğer ülkelerin para birimleri değerlerini dolara sabitledi. IMF ve Dünya Bankası bu konferans sonucunda kuruldu. Fakat Bretton Woods sistemi bütçe açıkları, Vietnam savaşı ve altın rezervlerinin yetersizliği sebebiyle 1960’ta çöktü ve dünya 1971’de Nixon şoku olarak bilinen olaydan sonra serbest dalgalı döviz kuruna geçildi. Yeni düzenlemeye göre ülkeler para birimlerini piyasa koşullarına göre belirmeye başladılar. Bu, yeni bir finans sistemi yarattı ve 1980 sonrası dünya ekonomisi hızlı bir biçimde küreselleşmeye başladı. Eğer altın standardı devam etmiş olsaydı günümüzde olduğu gibi enflasyon sorunu yaşanmayacaktı. Sistem değişikliği bu sebeple en çok enflasyonu tetikledi. 

Tüm bu gelişmeler dışında 2000’lere kadar dünyada finans konularında birtakım gelişmeler yaşandı. ABD ve İngiltere’de farklı zamanlarda yapılan düzenlemeler ile bankaların kısıtlaması kaldırılarak küresel pazara açılmaları sağlandı. Bir yandan da Asya 1997 yıllarında ekonomik krizle uğraşmak durumunda kalmıştı. Avrupa ise 1999’da ortak para birimi olan Euro’ya geçmişti. Dijital bankacılık, internetin yaygınlaşması ve otomasyon sistemlerinin gelişimi 2000’lerden sonra dünya piyasasını ekonomik bakımından bambaşka bir duruma getirdi.


(AI görseli)

 

2000’lerden Sonrası 

2020’de hayatımıza giren dijital ve kripto paralar aslında yıllar öncesinde tanıtılmış, COVİD-19’daki ortamdan dolayı kullanılır hale gelmişlerdir. Örneğin ilk kripto para 2008’de Satoshi Nakamoto tarafından tanıtılmıştır. Bunun dışında B-Money ve Bit Gold adında kripto paralar da vardı. Aynı durum dijital para için de geçerlidir. İlk dijital para kriptograf David Chaum tarafından 1980’lerin başında digicash adı altında çok erken denilebilecek bir zamanda piyasaya sürülmüştür. 

2010’da Fintech (Finansal teknoloji) sektörünün gelişmesi dijital dünyaya geçişte ciddi bir dönemeçti. Fintech teknolojisiyle beraber bankacılık sektöründe finansal yazılım, mobil bankacılık, sanal gerçeklik konularında gelişmeler yaşandı. Gelişmeler finansal hizmetlere teknolojik katkı ve hız kazandırdı. İlerleyen süreçte yapay zeka, veri işleme, blockchain ve e-ticaretin de gelişmesiyle dijital ödeme alanında hızlı bir sıçrama oldu. PayPal ödeme sisteminin kullanılmaya başlanması parayı hem dijitalleştirdi hem de taşınmasını kolaylaştırdı. COVİD-19 pandemisinden sonra insanların fiziksel ortamdaki eylemleri kısıtlandığından ihtiyaçlarını mobil ödeme yoluyla karşılamaya başladılar. Bu durum paranın hızla dijitalleşmesini sağladı. Merkez bankaları bu dönemde dijital para birimlerini (DBDC/ Central Bank Digital Currency) geliştirdiler. İlk kripto para Bitcoin’in ismi de bu dönemde duyulmaya başlandı. Dijital paralar merkez bankasına bir ülkenin hukuki temeline, bankacılık sistemine dayanırken kripto paralar merkeziyetsiz, şifrelenebilir, açık kaynak koduna sahip yapıdadır. Kripto (crypto-currency) herkese açık olan yazılıma sahip paradır. Diğer bir tanım olarak store of value’dır. Yani değer biriktirme ve tasarruf aracıdır. Antik Yunanca’da kripto kruptos (κρυπτός) gizlenmiş, şifrelenmiş anlamına gelen ve matematiğin bir kolu olan kriptografi kullanılarak şifrelenir. Bu, dijital, alternatif, sanal döviz paralar geleceğin metası olmaya en büyük adaydır. Bitcoin dışındaki paralara da altcoin denilmektedir. Blok zincir teknolojisi ile çalıştıkları için henüz vergilendirilmeleri mümkün olmamaktadır. 2023’ten beri piyasada 22 binden fazla kripto para biriminin olduğu söylenmektedir.  

Geleneksel banka sistemine alternatif çözümler sunduklarından, güvenli, taşınabilir, şeffaf olduklarından bankalar kripto para ve dijital dönüşüme sıcak bakmamaktadır. Kripto paralar merkeziyetsiz yapıda oldukları için bankalar kadar devletler de için de tehdit oluşturmaktadır. 


(AI görseli)

Paranın Geleceği; Nakitsiz ve Dijital Toplum Kavramları 

Tarihte birçok yeniliğe ve icada ev sahipliği yapmış olan Çin son yıllarda teknoloji, sanayi ve diğer bilumum alanlarda küresel çapta global markalar çıkarmaya başladı. Çin'in yükselişi aynı alanlarda dünyanın diğer kutupları olan Avrupa ve ABD’nin tahtını sallayacak düzeye geldi. Çin menşeili markalar küresel pazara yayılarak kendilerine yer buldular. 2020’ye gelindiğinde Çin’in dijital Yuan’ı yani e-CNY adından söz ettirdi. Çin dijital Yuan’ı 2014’te test etmeye başlanmıştı. İlk defa 2023 yılında 1 milyon petrol varilin dijital Yuan ile satın alınması e-Yuan'a resmi bir hüviyet kazandırdı. 

Çin dışında dünyada diğer ülkeler yavaş yavaş dijital paraya geçtiler. Bir kısmı da projelendirme aşamasındadır. Nijerya e-Nair, Jamaika Jam-Dex, İsveç e-krona, Estonya estCoin, İngiltere Britcoin, Bahamalar sand dolar, Doğu Karayipler Dcash çıkardı. Türkiye dijital para üzerinde 2022’den itibaren çalışmalara başladı. El Salvador ise Bitcoin’i resmi olarak kabul eden ilk ülke oldu.  

(wikimedia.org) 
 

Dijital dünyaya entegre olmuş bir finansal sistemde nakit paranın yavaş yavaş tarihe karışacağı ve tüm sistemlerin değişeceği öngörülmektedir. Bazı ülkelerde yeni dijital sistemin denemeleri yapılmaktadır. Estonya dijital toplum (digital society), İsveç’te nakitsiz toplum (cashless society) uygulamaları hayata geçirilmeye çalışılmakta. İsveç ilk banknotun basıldığı ülke olarak nakde ilk veda eden ülkelerden oldu. İsveç dışında diğer İskandinav ülkeleri ve Avrupa nakitsiz toplum olma yolunda. Türkiye sahip olduğu genç nüfus, dijital ödemelerdeki artış ve kredi kartı kullanımından dolayı nakitsiz toplum olmaya çok yakındır. Fakat birtakım problemler sebebiyle toplumumuz yurtdışından ödeme alma ve diğer finansal durumlardan dolayı bazı ambargolarla ve sorunlarla karşılaşmaktadır. Bu sebeple dijital para konusunda belirsizlikler sürmektedir. Diğer yandan Çin ve Singapur’da tamamen dijital ödemeye geçilmiştir. WeChat ve Alipay uygulamalarından ödemeler yapılmaktadır. 

Nakitsiz toplum olmanın vatandaşlara birtakım avantaj ve dezavantajları vardır. 

 Avantajlar; 

  • Kayıt dışı ekonominin önüne geçilir 

  • Kayıt dışı azalacağından vergi gelirleri artar. 

  • Suç oranları düşer. 

  • Kara para aklamanın önüne geçilir. 

  • Uluslararası ödemeler kolaylaşır. 

Dezavantajlar; 

  • Kişisel veriler çalınabilir. 

  • Siber saldırılara maruz kalma olasılığı çok yüksektir. 

  • Teknoloji ile arası iyi olmayanlar adapte olmakta zorlanabilir. 

  • Harcamalar kontrol edilemez. 

  • Toplumdaki ihtiyaç sahiplerine gerekli yardım gitmeyebilir. 

 

Nakitsiz yaşam denemeleri her ülkede aynı sonucu vermemiştir. İsveç ve Hindistan’da ülkelerin dinamikleri farklı olduğundan denemeler farklı sonuçlanmıştır. Japonya ve Türkiye’de daha çok hibrit yöntem yaygındır.

Dijital parada endişeler de söz konusudur. Birtakım çevreler nakitsiz topluma tümden geçilemeyeceği, nakdin güvence olduğu iddiasındadır. Ayrıca nakitsizliğin dijital kölelik olduğunu, özgürlükleri kısıtladığını ifade ediyorlar. Microsoft bulut sisteminin çöküşü nedeniyle birçok dijital sistemin çalışmayışı en basit haliyle atm’den para çekilememesi o gün için endişeleri arttırmıştı. Şu an kullanmış olduğumuz nakit yani fiat/itibari paralar dijital ödeme sistemine geçmeye kolaylık tanıyacak durumdadır. Çünkü banknotların antik, orta çağ ve yakın geçmişteki gibi direkt değerli bir maden karşılıkları yoktur. Hatırlatmak gerek ki 1970’lerde altın standardı terk edilmişti. Ellerimizdeki banknotların merkez bankası meşruluğundan başka bir değeri yoktur. Haliyle para sisteminde köklü bir değişiklik tüm dünya için çok kolay olacaktır. Akıllarda tüm bu dijital sistemin iyi niyetle yönetilip yönetilmeyeceği soruları vardır. Bu sebeple nakit bir süre daha güven ortamı yaratılana kadar yürürlükte kalabilir.

 Tüm gelişmeler finans 4.0 ve para 2.0 döneminin olası senaryolarıdır. 
 

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum