Mertle namert arasında fark olduğu bilinir. Mert karakter ailesinin yanında erkeği küçük düşürmez, hele haberlerde izlediğimi gibi arkadaşlarını da yanına alıp rakibinin eşi ve kızını da darp etmez.
Devletlerde de mertlik ve namertlik olgusu geçerlidir. Doğu Akdeniz konusunda adına istikşafi denen ön görüşme ve araştırmalara başladığımız Yunanistan’ın tavrı gibi.
Bilindiği gibi Türkiye Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanı çerçevesinde, kendi kıta sahanlığında araştırmalara başlamıştı. Buna başta batının piyonu Yunanistan olmak üzere Doğu Akdeniz’de çıkarları olan devletler hukuk ve yasaların dışında karşı çıkmışlardı.
Son on beş yıl içerisinde 18 adacığımızı da kanunsuz bir şekilde işgal etmişlerdi. Lozan’a göre silahlandırılması yasak olan adaları silahlandırdı ve bu kriz de adalarda gövde gösterisi yaptılar. Ayrıca İsrail, Mısır, GKRY gibi yerlerle de anlaşarak çılgınca bir MEB tablosu ortaya koydular. Böyle yapmalarının sebebi Türkiye’yi Akdeniz ve Ege Denizinde dışarı çıkamaz duruma getirmekti.
Koro halinde bağırmaları Türkiye’yi yolundan döndürmedi. Ama karşı taraf haksız olmasına rağmen bizi destekleyen bir devlet çıkmadı.
Almanya ve bazı devletlerin zorlaması ile şimdi ön görüşmeler başladı. İnşallah sonucu Türkiye açısından iyi olur. İyi olmazsa ileride bizi çok ama çok yıpratacak sorunları beraberinde getirir. Ama hatırlamakta yarar vardır. Yunanistan yaygaracı bir ulustur. Şimdiye kadar hep şarlatanlıkla toprak kazanmıştır ve destekçileri de Avrupa ülkeleridir.
Bilindiği gibi tebaamız olan Yunanistan küçük bir topluluk olmasına rağmen yaygaracılığı ile 1830 yılında Londra Antlaşmasıyla Mora yarımadasında devlet kurdular. O günden bu güne topraklarına toprak katarak şimdiki Yunanistan oldu. Ve bu toprakların büyük oranını bizden aldı. Örnek mi; Batı Trakya, Son 15 yılda aldıkları 18 ada, İngiltere’den Kıbrıs vs.
İzmir’i işgal ettiklerinde de böyle yaygara koparmışlardı. Şimdiki gibi en yüksek perdeden bağırıyorlardı. İzmir nüfusunun yarıdan fazlası Rum’dur, Türkler burada katliam yapmaktadır diye. 15 Mayıs 1919 da İzmir’i işgal ettiler ve Türk katliamı yaptılar. İzmir’le kalmadılar, Aydın, Nazilli, Yalova’yı da işgal edip katliam yaptılar.
İSTİKŞAFİ GÖRÜŞMELER
Bu görüşmelerden olumlu bir sonuç çıkacağını düşünmüyorum.
Anlaşmazlık, anlaşılacak ihtimalini düşündürerek, süreyi uzatmak, gerginliği düşürmek çizgisinde devam edecektir. Amaçları gerginliği azaltarak işgal ettikleri 18 adayı, silahlandırılması yasak adaların silahlandığı gerçeğini unutturma amaçlıdır.
Yunanistan önceki kazanımlarını elde tutmak adına, yaptığı işlerin Lozan Anlaşmasına, Paris Sözleşmesine ve uluslararası hukuka uygun olmadığını bilerek MEB yaygarasına devam edip arkasındaki gücü zinde ve yanında tutmak için çalışacak.
Türkiye’ye arkası dolu olmayan AB tehdidi ve zaman zaman ABD tehdidi devam edecek.
Türkiye haklı olduğu her konuda ısrarcı olmalıdır.
Kıbrıs üzerinde olumsuz tek kelime bile kabul etmemeli.
Ege Denizinde kendimizi sıkıntıya sokacak adım atılmamalı. Uluslararası kabule göre silahsız olması gereken adalar acilen silahsızlandırılmalı.
Ve Yunanistan küçüktür, piyondur diye dikkat eksikliği yapılmadan onları susturacak politika takip edilmelidir.
Onlarında destekçilerinin de bu konularda bize karşı güç gösterisi yapacaklarını düşünmüyorum.
FACEBOOK YORUMLAR