Fuat YILMAZER

Fuat YILMAZER

[email protected]

TÜRK DEVLETİNİ YÖNETMEK İSTEYENLERE ÇAĞRI

27 Mayıs 2019 - 17:15

TÜRK DEVLETİNİ YÖNETMEK İSTEYENLER ÖNCE MİLLETİMİZLE GURURLANMALIDIR

                Sivil veya resmi, ümmi veya okumuşları olan toplumda yönetsel bakımdan söz sahibi olanlar veya olma düşüncesini taşıyanların ülkeyi rahat, huzurlu, istikrarlı ve emniyetli bir çizgide götürebilmeleri için devlet millet bilinciyle, dünya ve Türkiye gerçekleriyle beyni dolu olmalıdır.

                Bir başka önemli gerçekte Türk Devletini idare etmeyi arzu edenler Türklüğüyle onurlanmalı ve gururlanmalıdır.                                                                      

İstikrarlı, emniyetli ve huzurlu olarak yönetmek düşüncesiyle Türk Devletini idare etme arzusu taşıyanlar, devletteki tüm görevlere hazırlıklı olmalıdırlar.

Bir devletin ayakta kalabilmesi, iyi veya kötü olaylara hazırlıklı olabilmesi için önemli kurumlardan biri İstihbarat kurumudur. Haber alma haber yayma, yanıltma, ülke aleyhinde geliştirilmeye çalışılan propagandayı tersine çevirme, milli konularda iç ve dış kamuoyu oluşturulmasına yardımcı olma vs. gibi önemli işlemler bu merkezlidir.

İstihbarat devletin ayakta kalmasını sağlayan unsurlardan biridir. Bu kurumun görevlileri, İstihbaratın ne demek olduğunu, ne işe yarayacağını, nasıl yapılacağını, yapılan işlemlerin neler kazandırıp veya kaybettireceğinin teorik ve pratik eğitimini almalılar.

Bir devletin kurulması ve yaşamasında temel güç olan diğer bir kurumda Ordu’dur. Orduda şu veya bu rütbede görev alacak olanlar Cumhuriyetin ilk yıllarında olduğu gibi bu milletin özünü kavramış insanlar olmasına dikkat edilmelidir.

Milleti ve devletinin sevgisiyle yoğrulmasına dikkat edilmeli, kökünü bu inancı ve kültürü taşıyanlardan olmalı veya o şekilde yetiştirilmelidir.

Bu da yetmez. Ordunun iç ve dış görevleriyle ilgili bilgi ve öngörüye sahip olarak yetiştirilmelidir.

Ordunun kurmay heyeti, gelmeden geleceği düşünen, yarınlar için plan ve proje hazırlayacak kapasitede olmalıdır.

Bu sadece istihbarat ve ordu açısından değil ülke yönetiminde gerekecek bütün branşlar için elzemdir.

Bir başka önemli kurumda hariciye teşkilatıdır. Dış İşleri Bakanlığı devletimizin önemli bakanlıklarının başlarında gelmektedir.

Son zamanlara kadar hariciyemizde görev alan insanlar bir kanaldan, ya babadan hariciyeciydi, ya da değişik kanallardan o kuruma dâhil olmuş kişilerdi. Halktan kopuk düşünce ve eylemleri nedeniyle bu kişilere monşerler denmişti.  

Bu çizgide olanların bir kısmı Avrupai kıyafetler giyince kendisini ülkesine hizmet etmiş sayar, bu kıyafetlerle davet verip kendine göre modernliğimizi gösterirlerdi.

Tabi ki içlerinde başarılı olanlar da vardır. Ama bunların sayısının fazla olmadığı bunun sonucu dış politikada etkili bir zemin yaratılmadığı ortadadır.

Şimdide düne inat olsun diye hariciye ile yapısal, fikirsel ve bilgisel hiç birlikteliği olmayanlar göreve getirilmiş, kardeşinin FETÖ’cü olması nedeniyle partideki idari görevinden uzaklaştırılanlar, Büyükelçi yapılarak ödüllendirilmiştir. Yani partinin itibarı ve güvenliği devletten önde tutulmuştur.

Bu nedenle yurt içi ve yurt dışında görev alacaklar görevli olduğu konunun iç ve dış dünya boyutunu bilmeli hazırlıklı olmalıdır.

Yeni Sisteme geçilen şu zaman diliminde devlet kurumları düzenli işlememektedir.

Bürokrasi bir devletin mutfağıdır. Mutfaktaki görevliler iyi olursa yemekler güzel olur, kötü olursa ağızda tat kalmaz. Bu denli öneme sahip olmasına rağmen yeni dönemde hak eden, bilen değil bir siyasinin yakını veya yönetime yakın olanlar ile yönetenler hangi cemaate bağlı ise o cemaatin mensubu etkili yerlere getirildiği dillendirilmektedir.

Dünlerde Atatürkçülüğü dinsizlik olarak algılayan sahte Atatürkçüler, milletin moral değerlerine saygısız insanları devlette istihdam etmişti.

Bunlara karşı bir başka sakat düşünceyi taşıyan siyasal İslamcılar ise Erk’i ele geçirince dünde olanları bahane ederek, İslam’ı kendine maske yapıp devletin kurum ve kuruluşlarına, milletin değerlerine uzak olanları umarsızca yerleştirmiştir.

Kısaca kargaşa içinde olan ülkenin istikrarlı, emniyetli ve huzurlu bir çizgiye getirilmesi için yönetime katılacak gençler,  modern ilim ve ahlak duygusuyla beslenmeli ve milletine ait milli ve manevi bilgilerle donanmalıdır.

Örneğin, devletimizi temsil etmek için görevlendirilecek hariciye mensupları önce kendi ülkesi ile ilgili ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel bilgilerle donatılsa ve sonra gideceği ülkeyi tanısa, orada ülkesinin çıkarları doğrultusunda nasıl çalışma yapılabilir diye plan ve projeler yapsa, gideceği yere ve göreve hazır olsa daha iyi olmaz mı?

Milletinin özelliklerini, güzelliklerini, eksiklilerini, farklılıklarını bilmeyen ve onlara karşı ne yapacağını düşünmeyen insanın vatanına/milletine faydası ne olabilir?

Görevlendirildiği yerde milletinin propagandasını yapabilmesi için milletini tanıması gerekir. Milletini tanımayan insan neyi anlatacaktır.

Milletini tanımayanlar, onun kültürü ile yoğrulmayanlar, yapsa yapsa Yunan Tanrıçası Helen ve Zeus kıyafeti giyerek ülkeyi tanıtma gibi büyük yanlışın içinde olurlar.

Reklam