Semtimizin yaramaz çocuğu Rum-Yunan ikilisi Hristo zevzekliğini yine göstermeye başladı. Piyonu olduğu ağabeylerinden aldığı destekle sorun çıkarıyor.
Uluslararası yasal dayanağı olan Türkiye-Libya anlaşmasından sonra ona misilleme olarak Mısır’la anlaşma yaptılar. Bu anlaşma Türkiye’nin Kıta Sahanlığını Antalya kıyılarında ince bir hat olarak bırakıyor. Kabul edebilirliği bulunmayan bu anlaşmayı Türkiye tanımayarak oldubittiye getirme çalışmasına tepkisini gösterdi ve Münhasır Ekonomik Bölge ilan edilen bölgeye araştırma gemimiz Oruç reis açıldı. Ve Türkiye 23 Ağustos’a kadar sürecek Navtex ilan etti. Yani anılan tarihler arasında askeri ve sivil gemilerle bu bölgede olacağımızı duyurdu.
Semtimizin şımarık çocuğunun iflah olmaz şımarıklığı yeni bir krizin kapısını araladı. Bu başlangıçtan sonra aynı mücadele sosyal medyada da başladı. İki tarafın sosyal medya kullanıcıları birbirlerine psikolojik olarak baskı hamlesini başlattılar.
Türkler; “Biz buradayız, siz neredesiniz” derken,
Yunan tarafı da “80 milyon koyuna karşı 10 milyon aslan” sözüyle cevap verdi.
Türkler ise; “Dedenize sorun Eğenin serin sularını” cevabıyla hatırlattı.
Yunanistan Başbakanı Miçotokis, NATO Genel Sekreterine “Türkiye’yi kışkırtıcılıkla suçladı”. Buna karşılık Türkiye Cumhurbaşkanı “Bütün Akdeniz ülkeleri bir araya gelip çözüm bulalım” dedi ve Oruç Reis gemimize bir saldırı olursa misliyle karşılık bulur diyerek” Yunan savaş gemisinin basit tacizine karşı yapılan ve Yunan gemisinde küçükte olsa hasar meydana getirten hamleyle uyarmış oldu. Dışişleri Bakanımız Çavuşoğlu aynı gün yaptığı açıklamada “Türkiye’nin savaş istemediğini ama Türkiye’nin ve KKTC’nin hakkını yedirmeyeceğimizi” dünyaya bir kez daha ilan etti.
Fransa’da bölgede ki karışıklıktan yararlanmak ve Akdeniz de oluşacak gelirden pay almak düşüncesiyle Yunanistan’a açık destek vererek bölgeye uçak ve gemi gönderdi, ortak tatbikat yaptılar.
Alman Hükümetinden AB ülkeleri Dış ilişkiler Konseyi toplantısından önce Doğu Akdeniz’deki gerilimle ilgili yapılan açıklamada “Türkiye ve Yunanistan’a doğrudan diyalog kurma çağrısı ve Fransa’nın Doğu Akdeniz’de ki gerilimi tırmandıran adımına ilişkin de “Fransa’nın bu adımını not ettik” açıklaması yapıldı.
AB Dış İşleri Bakanları da Video konferans yoluyla yaptıkları toplantı sonucu “Deniz yetki alanlarının sınırlandırılması ve kaynaklardan faydalanma sadece iyi niyet, iyi komşuluk ilişkileri ve uluslararası hukuk çerçevesinde diyalog ve müzakere yoluyla çözülür” diye uyarısını yaptı.
Ne Olabilir?
Bu sıkıntılı durum biraz daha devam etse de silahlı çatışmanın olmayacağı, yeterli desteği bulamayan Yunanlıların yine sözlü sataşmalarla işi götüreceği kanısındayım. Araya girecek diğer devletlerin de telkiniyle bir süre sonra müzakerelerin başlayacağını düşünüyorum. Diplomasi yoluna geçilmişken de kışkırtmalar tahrikler devam edecektir. Bunlara önem vermeden müzakerelere kilitlenilmelidir.
Malum olduğu gibi diplomasi yolunda kazançlı olmak için gücünü hissettirmek gerekir. Diplomasinin başarısı namlu gücünün durumuna bağlı olduğu bilinmektedir.
Türkiye büyük ve güçlü bir ülkedir. Bu hissettirilmelidir.
FACEBOOK YORUMLAR