NAVARİN BASKINI VE YUNANİSTAN DEVLETİNİN KURULMASI
Türk milletinin hafızasında hiç unutmaması gereken bir yara da Navarin baskınıdır. Bir ülke düşünün ki yönetenleri milli düşünür, öngörüsü kuvvetli ve aklını ülkesi ve milleti için kullanır işte o ülke yarınlara rahat yol alır. Bunun karşıtı bir durum varsa o ülkenin başından sıkıntı eksik olmaz.
Bernard Lewis “Modern Türkiye’nin Doğuşu” eserinde “Osmanlı sarayının ilk on sultanının nadir rastlanan muktedir ve akıllı adamlar serisinin manzaralarıyla bizi hayrete düşürürken, bu silsileden gelen hükümdarların geri kalanı daha da hayret verici bir yeteneksiz, dejenere ve uygunsuz adamlar serisini teşkil eder” der.
Sözlerinin bir kısmını acımasız, haksız ve sert bulsak ta ortadaki tablo o görüşü desteklemektedir.
Yöneten, lider özelliğine sahip, muktedir ve akıllı adamdır. En zor ve olmaz zamanda ülkesine ve milletine zarar verecek gelişme veya tehlikelerin farkına vararak ülkesinin ve milletini zorluklardan kurtarır. Bu konuda verilecek örnek Atatürk’tür. Tükenmiş bir imparatorluktan ayakları üzerinde duran, istiklal kavgasını kazanmış genç bir cumhuriyet inşa etmiştir.
Ama Osmanlı Türk tarihinde özellikle Viyana Bozgunundan sonra yapılan hatalar çok olmuş, buda devletin sonunu hazırlamıştır. Yapılan hatalardan biride Navarin baskınıdır.
Osmanlı Donanması 1827 yılında Yunanlıların bağımsız devlet kurma amacıyla başlattıkları isyanını bastırmak amacıyla Navarin’de olan Osmanlı Kara kuvvetine yardımcı olmak için Navarin’de gönderilmişti. İngiltere, Fransa ve Rusya kendi aralarında anlaşarak Osmanlıya bağımsız Yunanistan devletinin kurulması için baskı yapıyorlardı. Osmanlı yönetimi şiddetle ret etti. Üç büyük devletin donanması, hile yapmayacaklarına, saldırmayacakları teminatıyla gemilerini Navarin’e giriş yaptırdılar ve bizim donanmanın uzağında konuşlandılar. Sonrada bir bahane ile Osmanlı donamasını yaktılar, imha ettiler.
Navarin Baskını olurken Osmanlının kara gücü sorunluydu. Yeniçerilerin yaptığı disiplinsizlik lerden dolayı o gücü kanlı bir şekilde imha edilmişti. Yerine asker olmayan halkın değişik kesimlerinden topladıkları kişilerle Nizamı Cedit adında yeni bir kuvvet kurmuşlardı. Onlarda hazır değillerdi. Giyimleri bile garipti. Altta Türk şalvarı, üstte Rus ceketi, başta ise Arap fesi vardı. Yani kara gücümüz daha kendini bulamamış ne olduğu belli olmayan eğitimsiz bir gruptu.
Navarin yenilgisinden sonra çok şey değişti. Osmanlı deniz gücü yok edilmişti. Bu olaydan sonra dünyada adı yelkenli olan deniz gücü dönemi bitti, buharlı gemiler dönemi başladı. Savaş araç ve gereçlerinde de değişim oldu. Gemide kullanılan gülle toplar yerine patlayıcı mermiler kullanılmaya başlandı.
Maalesef Osmanlı bu gelişmeleri takip edemedi. Bilim ve teknolojideki gelişmeyi takip edebilmek için bu konuda yetişmiş elemanların olması gerekir ama yoktu.
Bu ve bunun gibi yönetsel hatalar, bilim ve teknikteki gelişmeleri takip edecek düzeyde insanımsımızın olmaması hataların büyüğü idi bu ve bunun gibi hatalar tarihin her döneminde başımıza sıkıntı getirmiştir.
Tarihten ders alınması dileği ile…