Mustafa Kemal Paşa Suriye’de görevli iken Ordumuzda üst makamlarda görevli Alman subaylarıyla anlaşmazlığa düştüğü için İstanbul’a dönmüştü. Alman İmparatoru müttefik oldukları için Osmanlı Sultan’ını Almanya’ya davet etti. Dönemin etkin güçlerinden Enver Paşa, Mustafa Kemal Paşayı İstanbul’dan uzaklaştırmak düşüncesiyle Mustafa Kemal Paşaya haber göndererek Veliaht Vahdettin efendiye refakat edip Almanya’ya gitmek ister misin diye fikrini sordu. Mustafa Kemal de hem İstanbul’dan biraz olsun uzaklaşmak ve Saray erkanı ile ve ilerde etkili yerlere gelme durumu olan biri ile irtibat kurmanın iyi olacağını düşündü. Çünkü onun kafasında yarınki olacak İstiklal mücadelesi vardı.
15 Aralık 1917 tarihinde 19 gün sürecek Almanya seyahati başlamış oldu. Paşa Veliahtta istediği cevvalliği bulamamıştı ama yine de yakınlık kurmanın gerekli olduğuna inanarak Vahdettin ile yakınlaştı. Bir noktaya kadar da başarılı oldu.
Vahdettin ilk zamanlarda Mustafa Kemal Paşa ya pek ilgi göstermedi. Sirkeci garından hareketinden sonra onu yanına davet etti ve “Affedersiniz Paşa Hazretleri, birkaç dakika evveline kadar kiminle seyahat etmekte olduğumu bana açıklamamışlardı. Ancak trenin hareketinden sonra aldığım malumat üzerine gıyaben çok tanıdığım ve takdir ettiğim bir kumandanımızla beraber bulunduğumu anladım. Ben sizi çok iyi bilirim. Arıburnu’nda ve Anafartalar’da yaptığınız bütün icraat, kazandığınız başarılar tamamen malumumdur. Beraber seyahat etmekte olduğum için çok memnunum ve bundan da iftihar ediyorum.”(1)
Paşa Vahdettin’in yaptığı iltifattan hoşnuttur. Şöyle düşünmektedir. “Aydınlatarak samimi destek olunursa bununla iş yapmak mümkündür.”
Görüşmeler yapılmış, görülecek yerler görülmüştür. 31 Aralık Pazartesi günü Veliaht Vahdettin Efendi basın toplantısı düzenledi. Alman İmparatoru II. Wilhelm’e teşekkür etti. Ziyaretinin iyi geçtiğini bilgilendiğini söyledi.
Memlekete dönerken Veliaht, Mustafa Kemal Paşa’ya sordu:
“Ne yapmalıyım?”
Paşa; “Osmanlı tarihini biliriz. Bu tarihin bir takım safhaları vardır ki, sizi korku ve endişeye sevk eder ve bunda haklısınız. Ben size bir şey söyleyeceğim, o nispette hayatımı size ortak edeceğim, memnun olur musunuz?
Vahdettin; “Söyleyiniz”
“Henüz padişah değilsiniz fakat Almanya’ya da gördünüz ki imparator, veliaht ve prensler hep bir iş üzerindedir. Neden siz bu işlerden uzak kalasınız?”
“Ne yapabilirim?”
“İstanbul’a gider gitmez bir ordu kumandanlığı isteyiniz, ben sizin kurmay başkanınız olurum.”
“Hangi ordunun kumandanlığını?”
“Beşinci Ordu’nun Kumandanlığını.”
*
“Vahdettin: Bu ordunun kumandanlığını bana vermezler.”
Paşa: “Siz isteyiniz.”
“İstanbul’a gittiğimiz zaman düşünürüm.”
Veliahtla paşanın Almanya seyahati böyle bitmiştir. Ve Düşüneceğim denen konu düşünülmemiş, teklif eden kişiden de mümkün olduğu kadar yakın olunmamıştır.
Başarılsaydı acaba sonuç nasıl olurdu?
1) Bak. Falih Rıfkı Atay- Mustafa Kemal’in Ağzından vahdettin- İst. 2013- Sh.32
*) Beşinci Ordu: Limon Von Sanders’in emrinde bulunan ve Boğazların Savunmasına memur edilmiş ordu.
FACEBOOK YORUMLAR