Koronavirüsü ve Dr. Koca
Çin’de başlayıp tüm dünyada etkisini gösteren bugüne kadar da 13 bin civarında ölüme sebep olan virüs Türkiye’de de görüldü ve 21 kişinin ölmesine sebep oldu.
Doktorlarımızın ve yönetenlerimizin söyledikleri doğrultuda bir salgın var. “Kuş gribi”, “Domuz gribi” gibi bir salgın bu. Virüsün mahiyeti bilinmediği için dünya telaşta. Dikkatli olunmalı, Sağlık Bakanımızın, Bilim Kurulunun ve doktorlarımızın öneri ve isteklerine kulak verilmelidir.
Bu salgının arkasından gelecek bir başka maddesel dünya var gibi. Kuşkulu düşünmek istemem ama gribin sonucunda dünya yeni bir evreye giriyor diye düşünüyorum. Benim gibi kuşkulanlarda mutlaka vardır. Komplo teorisine mi kaçıyorum onu zaman gösterecek. Ama gelişmelerden rahatsız olmamak elde değil.
İnsan sosyal bir varlıktır. Toplum içinde yaşar toplumu meydana getirir. Yalnız yaşamak insanın yapabileceği iş değildir. Tek başına yaşamak veya diğer insanlardan soyutlanarak yaşamak insanı hissizleştirir, mekanikleştirir diye düşünüyorum. Ortak sevinme, üzülme, mutlu olma, ortamının kaldırılması insanı sadece kendini düşünen aile mefhumu kaybolmuş bir mankurt durumuna getirir mi diye endişeliyim.
Bu salgın sebebiyle, haklı olarak insanlara söylenen şey kendini korumak için toplu yaşama kültüründen ödün vermek gerekir manasına mı geliyor. Toplu yaşamayı bir kenara bırakarak “Bana değmeyen yılan bin yıl yaşasın” kültürüne, yani “Kültür değişimine mi eviriliyoruz? Sokağa çıkma, kimseyle tokalaşma, toplu sevinç ve üzüntülere, toplu düşünmelere hayır de, dost arkadaş ortamında uzak dur, bunlar alışkanlık haline gelirse sadece kendini düşünen bencil bir birey olmaya mı götürür?
Elbette hastalık ciddidir, önemlidir tedbiri ne ise mutlaka yerine getirilmelidir. Ama tedbir denilen izolasyonu “Yalnız Yaşama Kültürü” haline getirmekte insanlık için çok büyük kayıp olur. Bu hayatın her evresi için geçerlidir. Yemek yeme, yazma, okuma, inanma, toplumsal düşünme, resim, müzik, el sanatları yani genel kültürde değişiklik olabilir mi? Yeni yeni yaşam kültürü ortaya çıkabilir mi? Yani inançlar kültürel anlamda da mutasyona uğrayabilir mi?
Bu salgın sonunda insanların yaşam çizgilerinin bir düğümü olacak gibi.
***
Bu olay Türkiye’de yeni bir görev kahramanını ortaya çıkardı. Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca. Sayın Bakan salgın krizini mükemmel yönetiyor.
Bir başka başarısı da hiçbir bakanın yapmadığı bir işi gerçekleştirmiş, tehlike karşısında cansiperane çalışan sağlık çalışanlarını, eski can mesai arkadaşlarımı, hem T.B.M.M’de ve halka üç gün belli saatte alkışlatarak onlara moral verdirmiştir. Bu da önemlidir ve iyi bir yönetici olduğunun kanıtıdır.
Bakanı bir tehlike beklediğini düşünüyorum. Türk siyasetinde bir konuda liderden daha fazla kamuoyunda öne çıkan kişi liderin dikkatini üzerinde toplar. Lider tarafından kuşkulu gözlerle takip edilir. Sayın Bakanda şu anda çok önlerdedir.
Bu salgını millet olarak daha hafif atlatmamızı diler, Sağlık çalışanları eski görev arkadaşlarımı ayakta ve yürekten alkışlıyorum, Allah’ım sizleri korusun…
Fuat YILMAZER