İNANMAK BAŞARMANIN YARISIDIR
Üzerinde yaşadığımız Anadolu coğrafyasının dezavantajı olduğu kadar avantajları da var. Stratejik konumu, jeopolitik yapısı, yer altı ve yer üstü değerleri pek çok devletin ilgisini ve düşmanlığını çekecek kadar güçlü.
Türk’te tecrübe dersen hiçbir millette olmayacak kadar tecrübesi var, tabi bilinirse.
Avantajlarından birkaç örnek vermek gerekirse;
Toprağın verimliliği, havası, bir yıla dört mevsimin oluşması, dünyada pek çok ülkenin hasret ve hasetle baktığı su kaynaklarına sahip olması, yaşamla ilgili konularda artı değerinin olması, Anadolu toprağının özelliğini ve güzelliğini artırıyor.
Bu kadar önemli özelliklerine rağmen dünyada edilgen devletlerden bir olması Türk insanını rahatsız ediyor.
İstiklal savaşı tecrübesi gibi bir gerçeğin üzerinden bir asır bile geçmeden, zor duruma düşmemiz, tecrübeye, milli ve manevi donanıma önem vermediğimiz kanısını güçlendiriyor.
Düşündükçe;
Topraklarımızı yeterince yararlı olacak şekilde işletemiyor, tarım, hayvancılık ve endüstriyel alanda bile açık veriyoruz. Açığı da ithalat yoluyla temin etmemizi isteyenlere karşı munis tavırla boyun eğiyoruz.
Çünkü dört mevsimden yeterince yararlanmıyoruz.
Yeraltı kaynaklarımızı birilerinin telkiniyle araştırmamış ve onları birilerinin telkinine teslim etmişiz,
Milli ve manevi değerlerimize sahip çıkmamış, birilerinin değerlerini kültür değeri olarak alıp kendi kültür ve medeniyet tarlamızı mozaik bahçesine çevirmişiz.
Bunlar Türk olarak ah vah demeden, üzerinde düşünmemiz gereken acı gerçekler.
Türk Milleti lider ağırlıklı millettir.
Bu durumdaki yurdumuzun salaha ermesi için yeni bir lidere ihtiyaç olduğu aşikârdır.
Adı üzerinde oynanmayan,
Adının üzerinde oynattırmayan,
Milli duygu ve düşünce ile yoğrulmuş,
Sırtında kendine sıkıntı verecek kamburu olmayan,
Türkiye ve dünyada olup bitenleri takip eden,
Dünya ve Türkiye gerçeklerini bilen,
Hayat çizgisinde kırıklar olmayan,
Manevi atmosferi güçlü olan bir lider ihtiyaç var.
Var mı böyle biri? Elbette vardır.
Türkler aralarından böyle birini çıkaramayacaksa bu milletin helak olması lazım.
Çıkar mı bu vasıfları taşıyan lider? Elbette çıkar.
Tarihte sayısız örnekleri yok mudur? Çok örnek vardır.
Anadolu’yu yurt yapan Büyük kumandam Sultan Alparslan ve Kılıç Arslan’ın çocukken böyle zaferler kazanacakları, dünya ve Türk tarihine bir çentik atacakları biliniyor muydu?
Fatihin çağ açıp çağ kapayacağını önceden keşfeden var mıydı?
Osman Bey oba beyinin oğlu iken koca bir imparatorluğun temelini atacak devlet kuracağını bilen var mıydı?
Bir Mustafa Kemal çıkıp, ordusu dağılmış, toprakları işgal edilmiş, Osmanlı Türk devletinde yaşayan ümitsiz ve ülküsüz çoğunluğu toparlayıp vatanı kurtaracağını, düşmanı yurttan atacağını ve ATATÜRK adını alacağını bilen var mıydı?
Üzeri küllenmiş Türk Milliyetçiliğini bir Atsız çıkacak çok önemli bir zamanda çıkış yapıp külleri üfleyerek açığa çıkaracağını,
Yirmi iki yaşında bir teğmen iken Türk Milliyetçiliği aşkıyla yoğrulup, ilerdeki yıllarda Türk Milliyetçiliğini siyasi sahaya çekip milyonlarla buluşmasını sağlayacak Bir Türkeş’in çıkacağını kim düşünürdü?
Ama bunlar oldu. Tarihte Alparslan, Kılıç Arslan, Fatih, Mete, Atatürk, Atsız, Türkeş isimleri mevcut. Bunları biliyoruz.
Türk devletinin de Türk Milliyetçilerinin de önemli sorunları, bekalarını tehdit eden sıkıntıları mevcut.
Yine ihanetler çok olabilir,
Hainler görevini yapıyor olabilir,
Gafiller devletin en uç noktalarına da yerleşmiş olabilir,
Çevremiz İstiklal mücadelemizde olduğu gibi düşmanla çevrilmişse de,
Balkanlarda oynanan oyunun değişik versiyonu doğu ve güneydoğumuzda oynanıyorsa da.
Bunlara rağmen, Rabbimin Türk Milletinin kaybolmasına izin vermeyeceği inancında ve imanındayım.
Türk Milletinin sorunlardan arınmasını sağlayacak, yarınlara Türk Milletini yönlendirecek milli bir lider çıkacaktır.
Dava neferlerini toplayacak, şevk verecek, inanç yükleyecek, güven verecek, ölümüne Türk Milleti için mücadele ruhunu harekete geçirecek yeni bir lider çıkacaktır.
Yeniden keskin bakışlı, kararlı duruşu ile bir kurt meydana gelecektir.
İNANIYORUM,
İNANMAK BAŞARMANIN YARISIDIR.
