GELECEĞİN İŞARET FİŞEĞİ UYARI BİLDİRİSİ
Osmanlının gidişatından memnun olmayan sivil ve asker kesimden bir grup ITC (İttihat ve Terakki Cemiyeti) adında bir cemiyet kurdular. Kısa zaman da güçlü bir örgüt haline geldiler. 23 Ocak 1913 tarihinde de “Babıâli baskını” adı verilen bir hareketle yönetimi ele geçirdiler. ITC nin ileri gelenlerinden Talat paşa Sadrazam, Enver Paşa da Harbiye Nazırı oldu.
1.Dünya Savaşına Almanlarla ittifak yapan bu yönetimle girildi. Osmanlı Ordularının üst kademelerine Alman subaylar tayin edildi. Osmanlı Genel Kurmay başkanlığına Alman General Bronsart von Sschellendorf getirilmişti.
Mustafa Kemal de ITC nin içinde olmasına rağmen ön planda değildi ve yapılanlardan da hoşnut değildi. Yani Mustafa Kemal ITC yönetimine muhalifti. Türk harici kimselere devlette yetki verilmesine karşıydı.
Alman komutanların yaptıkları planlarla başarılı olamayacaklarına inanan, Halep’teki ordu Komutanlarından biri olan Mustafa Kemal bu görüşünü Enver ve Talat paşalara zaman zaman ilettiği halde sonuç alamamıştı.
Bunun üzerine Halep’te 20 Eylül 1917 tarihinde yönetimi tenkit eden ve bu durumun böyle gidemeyeceğini belirten uyarı bildirisi hazırladı. Yazdığı uyarı bildirisini Devletin üst kademesi ile Talat ve Enver paşalar da dâhil olmak üzere İTC nin ileri gelen kişilerinede gönderdi.
Uyarı bildirisinin özeti; “ Halk ile İdare arasındaki bağlar sarsılmıştır. Halk idaresine güven duymamaktadır. Halk hükümetten uzaklaşmıştır. Halkta hükümet arasında adli ve idari ve ekonomik karmaşa vardır. Ordu harbin ilk dönemlerine göre çok zayıftır. Memleket insan kaynaklarındaki noksanı ikmal etmekte yeterli değildir. Erler 17-20 gelişmemiş çocuklarla, 45-55 yaştaki hasta ve ihtiyarlardan ibarettir. Bu durumda iken hükümet, Bağdat’ın geri alınması için Alman Generallerle [WU1] plan yapmaktadır, Bunu başarmanın imkânı yoktur.
Bunun sonun da artık her şey bitmiştir, çare kalmamıştır diye düşünülmemelidir. Kurtuluş ve yaşama imkânımız vardır. Ancak amaca uygun önlemleri bulmak lazımdır, der ve sonucu şöyle tamamlar. “Sözün kısası, gerek mülki hükümet, gerek ahali içinde yapılacak işlerin alelade bir memleket meselesi değil, en birinci memleket savunma sorunu olduğu bu devirde memleketin hiçbir köşesinin herhangi bir yabancı nüfuz ve idaresi altına verilmesi, saltanatın yaşamasını kesinlikle ihlal ve iptal eder. İşte benim düşüncelerim bundan ibarettir. Bulunduğunuz mevki sebebiyle bunları açıklamakla vicdanen üzerimden büyük bir yükü kaldırmış olduğum kanısındayım.
20 Eylül 1917
7.inci Ordu Komutanı
Mirliva Mustafa Kemal
Mirliva Mustafa Kemal bu bildiriyle yönetimi ve halkı uyarmaya çalışmıştır. Bu uyarının bir başka önemli noktası da Mustafa Kemal yıllar önceden Osmanlının düştüğü durumu görmüş, gelecekte Türk halkının devreye sokularak vatanlarınım kurtarılabileceğini düşünmüş ve planlamıştır.
Viyana kuşatmasından sonra geçen 2,5 asırlık sürede sürekli yenilgi, göç ve çile yaşamış Türk Milletinin uyanma vaktinin geldiğini, “ bu milleti yine bu milletin azim ve kararının kurtaracağını” bildiri ile dosta düşmana ilan etmiştir.
Fuat YILMAZER