ETRAFI ÇEVİRİLEN TÜRKİYE
Türkiye çok sıkıntılı bir süreçten geçmektedir. Bu süreç fazla yara almadan atlatılırsa ileriye sağlıklı bakılabilir.
Devlet olarak bir süredir dış politikada önemli hatalar yapıldı. Özal döneminde ABD nin oyununa gelip, “bir koyup beş alma” mantığı ile Irak’ın işgaline destek olundu.
Daha sonra bizi PKK ya karşı güçsüz düşüren ABD’nin “Çekiç Güç” uygulamasına da tepki göstermeyerek yapılan fahiş hatalar zincirine yenisini eklendi. Dolayısıyla bugünlere gelmemizin önü açılmış oldu.
Bir süre önce de, Amerika’da Nevada çölünde yapılan NATO tatbikatı sırasında yaşanan nahoş bir olay tatbikatta görevli bir kadın subayımız tarafından tespit edilerek deşifre edilmişti.
Sehven oldu diye açıklanan, bundan öncede yapıldığı gibi alt görevlilerin üzerine bırakılan o eylemde, Büyük Atatürk ve şimdiki Cumhurbaşkanı tatbikatta düşman hedef olarak gösterilmişti.
Türkiye o olaya yeterli tepkiyi göstermeden konu kapatıldı.
Orada yapılanlar sonradan yapılacakların habercisiydi. Bunun devamında olanlar önceden hazırlanmış bir projenin uygulanmasından başka bir şey değildi.
***
Ortadoğu’nun ve Anadolu’nun yeniden düzenlenmesi fikri yeni değildir. Birinci Dünya Savaşı sırasında hazırlanan yüzyıllık bir projedir.
BOP(Büyük Ortadoğu Projesi) olarak ortaya konan projenin kapsamı, “Ortadoğu ve Kuzey Afrika Girişimi” adıyla bilinir. Amacı ABD’nin Batıda Fas ve Moritanya doğuda Orta Asya ve Moğolistan, Kuzeyde Kafkasya ve Türkiye, güneyde ise Arap dünyasından Somali’ye kadar olan coğrafyada bulunan ülkelerin siyasi, hukuki, eğitim, ekonomi, sosyal ve güvenlik boyutlarını da kapsayan ve uzun vadeye yayılan bir dönüşüm stratejisidir. Bu çizilen sınırlar içinde kalan Türkiye, Azerbaycan, Irak, Suriye, İran, Ürdün, İsrail, Lübnan, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Umman, Kuveyt, Bahreyn ve Yemen’i de içine alan bir toprak parçasıdır.
***
Amerika ve Avrupa, Türkiye’yi çökerteme adına ortak işleme koyduğu bir planın başarılı olması için çalışıyorlar. Çalışmalarının önemli bölümü Türkiye’nin etrafını çevrelemekle geçiyor.
ABD’nin Irak ve Suriye ile Doğu Akdeniz’deki askeri varlığı, Karadeniz’de yine bizim desteğimizle bölge ülkelerine destek söylemliyle askeri bir üs kurması bunun kanıtıdır. Anılan yerlerde önemli ölçüde ABD’nin askeri yığınağı bulunmaktadır.
BAE, Suudi Arabistan ve Mısır’ın ortak hareket ve Türk’e düşmanlık çizgisine getirilmesi ile kontrollerinde bulunan Irak’ta daha fazla asker konuşlandırması bunun bir başka örnekleridir.
***
BOP projesi kapsamında Suriye’de İç savaş başlatıldı. Beş milyon yakın Suriyeli Türkiye’ye sığındı. Boşalan yerler ABD tarafından adı SDG (Suriye Demokratik Güçleri) olarak değiştirilerek YPG/PKK ya teslim edildi.
Türkiye bu kıskaçtan kurtulmak için iki başarılı harekât yaptı, üçüncüsünü de yapmak üzere iken Donald Trump’ın Suriye’den ABD askerlerini çekeceğiz, sözü yapılacak harekâtı beklemeye aldırdı. ABD bunun tam aksini yaparak Irak’taki birliklerine asker takviyesi yaptı ve YPG ye binlerce tır dolusu silah ve mühimmat vererek daha da güçlü hale getirdiler.
***
Türkiye’yi Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinden çevreleyen ABD ve Yandaş ülkeler şimdide Doğu Akdeniz ve Ege merkezli kuşatma yapmaktadırlar.
Doğu Akdeniz’de savaş gemileri sayısı 200 geçmiştir. Son günlerde dillendirildiği manada olmasa da ülkemizin beka meselesi vardır. Etrafımız Ermenistan, ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ile Yunanistan vb gibi dost olmayan devletler tarafından çevrilmiş durumdadır. Şimdilik müttefik gibi görünsek te hiçbir zaman dostumuz olmayan Rusya ile de yakın durumdayız.
***
Sonuç; Türkiye’yi yönetenler içinde bulunduğu durumun farkında olmalı ve en etkili adımı çekinmeden atmalıdır. Çünkü yarınlarda nelerle karşılaşacağımız bellidir.
S-400 füzelerini almakla çok önemli ve iyi bir adım atılmıştır. Cumhuriyet tarihinde sadece Kıbrıs Savaşında 1974 de yapılan silahlı güç olarak dışa açılma eylemi Suriye’ye iki defa yapılarak bölgede bulunan emperyalistlere burada bizde varız mesajı verilmiştir. Bu da önemlidir. Bir başka önemli bir gelişmede savunma sanayiinde yapılan atılımdır.
Yeterli midir? Yeterli değildir.
Bu yapılanlar devede kulak gibidir. Önce ülkede hukuk işler hale getirilmelidir.
Birleştirici konuşmalara hemen geçilmeli iyi ve kötü günde bir olan, bir olması gereken insanımız ayrıştırılmamalı, birleştirilmelidir.
Kuzey Irak ve Kuzey Suriye ile Doğu Akdeniz’de ve Egedeki kuşatma yarılmalıdır. Suriye’de Fırat’ın doğusu işi mutlaka ama mutlaka lehimize sonuçlandırılmalıdır.
Ekonomiyi güçlendirip savunma sanayi yatırımlarına hız verilmelidir. Ancak gelecek zamanlarda bu dünyada ki yerimizi sağlama alabiliriz.