BU ÇÜRÜME DEĞİL DE NEDİR?
Yazılı ve görsel medyada bir haber okudum. Ülkemizin güzel bir vilayetinin ilçesinde pazar alışverişinden dönen genç bir çift dinlenmek amacıyla aldığı malzemelerin bulunduğu poşeti yolun kenarına koymuşlar. Bu sırada yanlarından geçen bir kamyonet poşetlerin üzerinden geçmiş, alınan malzemelere zarar vermiş. Gençler müdahale etmişler, bunun karşılığı kamyonet içinde ki kişiler ile yakında bulunan akrabaları tarafından genç çiftin 29 yaşında erkek olanını kıyasıya dövmüşler.
Kimin yanında dövmüşler? Eşinin.
Hem de 7 aylık hamile olan eşinin yanında dövmüşler.
Son yıllarda buna benzer birçok haberi okudum. Bu tip olaylara karşı her insan gibi bende rahatsız oldum.
Nedeni?
Türk kültüründe kadına özel bir değer verilir. Kadının yanındaki yakını olan erkeğe de o nispette değer verilirdi.
Kavga etmek iyi bir şey değildir önce onu belirtelim. Çok ama çok mecbur kalınmadıkça kavga etmenin doğru olduğunu kabul etmeyenlerdenim.
Zorunluluk halinin de bir ölçüsü olmalı, mertlik, yiğitlik, erkeklik gibi. ( nüfus cüzdanının mavi olmasından bahsetmiyorum.)
Her yaptığın işi mertçe yiğitçe erkekçe yapmak gerekir.
Mertlik dürüstlük, erkeklik ne demektir? Hepsinin anlamı da ortak noktaya çıkar. Yiğitlik; yiğit olma, yiğitçe davranma, güçlülük yüreklilik korkusuzluk demektir. Dürüstlük ise yapılan iş veya eylemin ahlaka, adalete töreye, geleneklere uygun olmasıdır.
Türklerin en öncül prensiplerinden biri de aile ve soy düzenine saygılı olmasıdır. Türk Töresi de bunu emretmektedir.
Töre “Türk hukuku”, “Türk nizamı” dır.
Kısa bir zaman öncesine kadar var olan mertlik, yiğitlik, erkeklik karakterini yansıtan ve töremizin içinde bulunan bir düsturu bugün gibi hatırlıyorum.
Yanında kadın veya çocuk olan bir erkek başka bir erkek tarafından taciz edilmez, dövülmezdi.
Yanında kadın veya çocuk olan kişi suçlu, hatalı, şımarık davranışları da olsa, diğer erkeğin sözlü veya fiili bir eylemine maruz kalmazdı.
Hatta yanında kadın veya çocuk olan kişi şımarık davransa bile karşısındaki erkek ‘seninle sonra görüşürüz’ gibi onu uyarıcı cümleler söylerdi.
Bu davranış erkeğin gururuna saygı göstermek kadar kadına ve çocuğa duyulan derin saygı ve hürmetin bir ortaya çıkışı idi.
Şimdi bunun tam tersi oluyor maalesef. Çocuklu çocuksuz, hamile veya anne olduğuna bakılmadan kavgalar, darplar oluyor.
Çocuğunun veya eşinin gözünde yenilmez biri olarak görülen baba, kendini bilmezler tarafından güçsüz, aciz duruma düşürülüyor. Kendi kadının değerini anlamayanlar tarafından dövülme olayları yaşanıyor.
Acaba kadınımıza, anamıza, kız kardeşlerimize sevgimizi saygımızı mı kaybettik ki, bu korkaklık hali yiğitlik olarak ortaya konuyor.
Son zamanlarda toplumumuz da bunun kadar acı, bunun kadar elem verici bir başka olayda vatan için canını vermek adına gazi olmuş insanlarımıza, yani başımıza taç yapmamız gereken gazilerimize ve ailesine yapılan insanlık ölçülerine uymayan davranışlardır. Bu davranışlarda mertlik ve ahlak ölçülerinin içinde olmayan davranışlardır.
Neden bu derece yozlaştık, milli ve manevi değerlerden uzaklaştık?
Git gide çürüyoruz maalesef.