AYI İLE ARKADAŞLIK
Ayı ile arkadaş olunamaz. Hele bal konusunda hiç ama hiç arkadaş olunamaz. Ayı bal aşığıdır.
Amerika ile de arkadaşlık, dostluk olmaz. Amerika kendi ve İsrail’in çıkarı olmayan hiçbir işte bulunmaz. Bulunduğu ortamı da çıkarları için kullanır.
Türk milleti olarak bunun örneklerini tam 69 senedir görmekteyiz. Maalesef bunu dillendirmekte, buna karşı tedbir almaya çalışmakta da geç kaldık.
1950’lerde “Türkiye’yi uçurma” sloganıyla başlayan ayı ile arkadaşlık düşünemeyeceğimiz kadar zararla sürdürülmektedir.
ABD ile 1950’de kurulan bu arkadaşlık, daha doğrusu %90 Amerikan çıkarları üzerine kurulan arkadaşlık! veya müttefiklik!, stratejik ortaklık! bizde onarılması çok zaman alacak yaralar açtı ve önemli tahribatlar yaptı.
Kendi benliğimizden uzaklaşmayı, “kendi etimizi kendi yağımızla kavurma” gerçeğini görmesi gereken gözlerimiz onlar tarafından kör edildi.
Kore’de Türklerden yararlandılar. Komünist bloka karşı bizi kalkan yaptılar.
Askeri, ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel alanlarda kendi düşünceleri kendi idealleri çizgisinde bizden yararlandılar. Kısaca istedikleri zaman kendi çıkarları için bizi koşturdular.
Bize silah yardımı yaptılar. Eski kullanılmış silahlarını cüzi bir miktar karşılığında verdiler. Ama bu silahlar kendi askerlerince eskitilen demode olan silahlardı. Buna rağmen yedek parçasını da bizden alacaksınız şartı koyarak yedek parçalarını kendilerinden aldırdılar. Yedek parçalarını da fahiş fiyatla vererek çok büyük vurgunlar yaptılar.
En acısı da kendilerinden alınan silahları kendi milli çıkarlarımız için dahi olsa onların izni olmadan kullanamama şartını da kabul ettirdiler. 1963’de Kıbrıs’ta Rumların Türklere yaptığı katliama tepki göstermek istediğimizde bir mektupla önümüzü kestiler.
Yani bizi kendilerine bağımlı bir ülke haline getirdiler. Ekonomik anlamda da siyasi anlamda da bizi sömürdüler, iç işlerimize sık sık müdahalede bulundular.
Nüfus planlaması adıyla bize dayatıp kabul ettirdikleri Türk soyunu zayıflatıp yok etme planlarını uygulattırdılar. Bugün genç nüfus kuşağımızın arkasından yeterince gelmemesi o günkü politikanın sonucudur.
Yani bir ülkeye bir millete yapılabilecek ne kadar zarar, kötülük varsa ABD bunların hepsini bize yaptı ve yapmaya da devam etmektedir.
FETÖ elebaşısını himaye edip koruyup kollamak, Irak’ta Kürt devleti kurdurmak, Suriye’de bize zarar verecek her türlü oyunun içinde olmak onların bal severliğidir.
Ne acıdır ki bu kadar bariz kötülüklerin anası olan ABD yine yönetenlerimizin hatalarından yararlanarak yeni bir sarmalın içine bizi düşürdüler.
Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge kurmak adına kendilerinin isteklerini kabul ettirip 11 bin kilometre uzaktan gelerek senin işine karıştılar ve bizi beraber yapalım noktasına getirdiler.
Bundan bizim yararımıza bir sonuç çıkacak mı? Mümkün değil. Ayı balı kimseyle paylaşmaz. İstedikleri orada bir Kürt devleti kurdurmaktı bunu bizim de “evetimiz” ile yapacaklar. Mutlaka ama mutlaka oyalama, bekletme ve biraz da tehdit unsurunu kullanarak bize tuzağa düşürecekler.
Anlattıklarımın suçlu ve sorumlusunun ABD olduğunu biliyoruz. Türk’e zarar veren kim olursa olsun hepsine çok ama çok kızgınım. Bu sonuçtan sorumlu ve suçlu olan birileri daha var ki o da milli konularda hata yapan, oyuna gelmeyi alışkanlık haline getiren Amerikan sevici yönetenlerimizdir.
Amerika bir devlettir. Kendi devleti ve halkı ile destek verdikleri devletlerin iyiliği için çalışmak zorundalar.
İşte bizim eksiğimiz, kendi milli çıkarlarımız için çalışma karar verme yetisine sahip olamamaktır.
Türk Milleti her tecrübesinden sonra bir atasözü ortaya koymuştur. Her sözün büyük tecrübesi ve geçerliliği vardır. “Ayı ile yatağa girilmez” “Ayı ile aynı yerde olunmaz” olursan mutlaka ezilirsin soncunu çıkarmışlar ama yeni nesiller önceden başımıza gelen veya gelme ihtimali olan olaylardan hiç ders çıkarmamışlardır.
Şimdi “güvenli bölge” konusunda beraber çalışma yaptığımız söyleniyor. Bizimle çalışma ortak çalışma yapmak söylemiyle buralara gelen Amerika daha dün YPG’ye 110 bin kişilik ordu kurdurdular. Silah ve tüm malzemelerini binlerce Tırla kendileri karşıladı. YPG/PKK’lı teröristleri yetiştirme eğitme işini de yaptılar. Şimdi bizimle ortak hareket edip teröristleri bölgeden uzaklaştıracaklar!
Bu mümkün müdür? Buna inanılır mı?
Artık Amerikalılara inanma zamanı çoktan geçmiştir.
YPG/PKK’lı teröristlerinin orada bulunması da ilerisi için Türkiye açısından beka meselesidir. A,B,C her ne deniyorsa bütün planlamaları yapıp o bölgeyi terör unsurlarını temizlemekten başka çare kalmamıştır.
Yoksa arkadan gelecek zaman sürecinde aydınlık, rahat, huzur yüzü görmemim mümkün değildir.