ŞEHRİMİZ MANİSA’NIN BİR KARDEŞİ VAR
“İnsanlar çift yaratılmıştır” diye bir söz vardır toplumumuzda. Zaman zaman karşılaştığımız birini, bir tanıdığımıza benzettiğimizde kullandığımız bir sözdür. Bu ifadeyi bazı şehirler ve yerleşim yerleri içinde kullanmamız sanırım çok abes olmayacaktır. Yaptığımız seyahatlerde ya da okuduğumuz eserlerde tanıdığımız beldelerden bazılarını iyi bildiğimiz –ki bu bazen kendi memleketimiz olur- başka yerlere benzetiriz. Tabii olarak bu kanıya varmamızı sağlayan kıyas yapılan yerlerin ortak noktalarının çok fazla olmasıdır.
Manisa’ya bu anlamda benim en çok benzettiğim şehir, kardeş şehrimiz Amasya’dır. Amasya gerçekte Manisa’nın kardeş şehridir. Geçtiğimiz yıllarda Sayın Bülent Kar’ın belediye başkanlığı döneminde yapılan çalışmalar ile Amasya-Manisa kardeş şehir olmuşlardır. Amasya Manisa’ya fiziki olarak çok fazla benzemez fakat tarihi ve kültürel geçmişi açısından karşılaştırdığımızda diğer vilayetlerimizde göremeyeceğimiz kadar fazla benzerlikler ile karşılaşırız. İki şehrimizde “Şehzadeler Şehri” olarak anılır ve bu sıfatı da sonuna kadar hak ederler.
Manisa ve Amasya’nın benzerliklerini daha iyi görebilmemiz için karşılaştırmalı inceleme faydalı olacaktır;
Manisa’nın Saruhanoğulları’ndan Osmanlı’ya ilk dâhil edilmesi 1390 yılında Yıldırım Bayezid tarafından gerçekleştirilmiştir.
Amasya’yı da Osmanlı’ya katan 1388 yılında Bayezid’dır fakat o dönemde henüz şehzadedir.
Manisa, 1444-1595 yılları arasında “Şehzade Sancağı” vasfını 151 yıl boyunca sürdürmüştür
Amasya’da 1386-1569 tarihleri arasında “Şehzade Sancağı” bir şehirdir. Bu görevini 183 yıl sürdürmüştür ve bu iki şehir 125 yıl boyunca “Şehzade Sancağı” vazifesini aynı anda yapmıştır.
Manisa’nın Şehzadeleri;
- Yıldırım Bayezid'ın oğlu Süleyman Çelebi
- II. Murad'ın oğlu Mehmed (Fatih)
- Fatih Sultan Mehmed'in oğlu Mustafa
- II. Bayezid'ın oğulları Abdullah, Alemşah, Korkut ve Mahmud
- Yavuz Selim'in oğlu Süleyman (Kanuni)
- Kanuni'nin oğulları Mustafa, Mehmed ve Selim
- II. Selim'in oğlu Murad
- III. Murad'ın oğlu Mehmed
Mehmed, Manisa'ya gönderilen son şehzadedir. Yukarıda adı geçen şehzadelerden padişah olanlar; Fatih Sultan Mehmed, Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim, III. Murad, III. Mehmed ve Manisa doğumlu olan Mustafa.
Amasya’nın Şehzadeleri;
- Yıldırım Bayezid (I.Bayezid)
- Çelebi Mehmed (I.Mehmed)
- Şehzade Murad (II.Murad)
- Şehzade Ahmed Çelebi
- Şehzade Mehmed (Fatih)
- Şehzade Alaeddin
- Şehzade Bayezid
- Şehzade Ahmed
- Şehzade Murad
- Şehzade Mustafa
- Şehzade Bayezid
- Şehzade Murad (III.Murad)
Şehzade Murad (II. Murad) ve II. Bayezid’ in oğlu Şehzade Selim (Yavuz Selim) Amasya sarayında dünyaya gelmişlerdir. Amasya’da Sancakbeyi olarak görev yapan 12 şehzadeden 6’sı padişah olmuştur.
Manisa merkezde bulunan ve Osmanlı’dan günümüze intikal eden en önemli eserlerden ikisi külliyeleri ile beraber Sultan ve Muradiye Camiileridir. Amasya’yı gezerken karşılaşacağınız en nadide yapılardan biri de Sultan II. Bayezid Külliyesi’dir. Bu külliyeyi gören bir Manisalının aklına hemen Sultan ve Muradiye Külliyeleri gelir ve ister istemez benzetme ve karşılaştırmalar kaçınılmaz olur.
Manisa ve Amasya’nın ortak özelliklerinden bir diğeri ise iki şehirde de var olan Bimarhaneler (Darüşşifa) dir. Bu iki eserin yapılış tarihlerini karşılaştırınca Amasya’daki Bimarhane’nin daha kıdemli olduğunu görüyoruz. Bu Bimarhanelerin İkisi de önceleri birçok hastalıklara şifa dağıtırken ilerleyen tarihlerde –yaygın kullanılan tabirle- akıl hastanesi olarak kullanılmıştır.
Manisa tarihinde Merkez Muslihiddin Efendi önemli bir yere sahiptir. Gerçekte bir din âlimi olan Merkez Efendi tıp alanında da kendini yetiştirmiş ve bu alanda da birçok çalışmalar yapmıştır. Mesir macunu şöhretini günümüze taşıyan en önemli üründür.
Manisa’nın Merkez Efendisi olduğu gibi Amasya’nın da Sabuncuoğlu Şerefeddin’i vardır. Amasya’da 1386 yılında doğmuş, Fatih döneminin en ünlü hekim ve cerrahlarındandır. Tıp eğitimini Bimarhane’de almış ve aynı yerde 17 yaşından itibaren 14 yıl boyunca hekimlik yapmıştır. Çok başarılıdır ve adı kısa sürede bütün Anadolu’da yayılmıştır.
Manisa’nın ünü Dünyaya yayılmış olan Merkez Efendi tarafından yapılan şifalı Mesir Macunu vardır.
Amasya’da da yine yukarıda bahsettiğimiz Sabuncuoğlu Şerefeddin tarafından “Mücerrebname” adlı eserinde belirttiği ve zamanında kendisinin de 25 çeşit bitkiden elde ederek hazırladığı macunları olduğunu biliyoruz. Günümüzde bu macunların 6 çeşidi tekrar üretilmiş ve Amasya’da halkın istifadesine sunulmuştur.
Manisa ve Amasya, kendilerine hizmet etmiş bu iki değerli insana vefa borçlarını şehirlerinde bulunan hastanelere adlarını vererek bir nebze ödemeye çalışmıştır. Manisa’da Merkez Efendi Devlet Hastanesi ve Amasya’da Amasya Üniversitesi Sabuncuoğlu Şerefeddin Eğitim ve Araştırma Hastanesi adları ile bu şahsiyetleri yaşatmaktadır.
Osmanlı tarihinde şehzadeler tabii ki sadece bu güzide iki şehirde yaşayıp görev almamışlar. Manisa ve Amasya ile birlikte Konya, Trabzon, Kütahya, Sivas, Sinop, Muğla, Bursa, İzmit, Eskişehir ve Balıkesir’de de şehzadeler yaşamıştır. Ama içlerinde en meşhur olanları hiç şüphesiz Manisa ve Amasya’dır.
Yukarıda birkaç tanesine değindiğimiz aslında çok daha fazla ortak noktası olan bu kadim iki Şehzade Şehrimiz birbirini daha fazla tanımayı hak ediyor. Zaten resmiyette de kardeş olan bu güzel beldelerin mukimleri de bir diğer kardeş şehrini tanımaktan memnun olacaktır. Bu konuda atılacak adımları sabırsızlıkla bekliyor ve şimdiden destekliyoruz.