Erkan AKBALIK

Erkan AKBALIK

erkanakbalik45@gmail.com

Ordinaryüs Profesör Doktor Süheyl Ünver'den Mesir Tarihi

31 Ocak 2025 - 09:06

Ordinaryüs Profesör Doktor Süheyl Ünver’den Mesir Tarihi


 

Süheyl Ünver Kimdir?

Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin en parlak, en çalışkan, çok yönlü bilim adamlarındandır. 17 Şubat 1898’de İstanbul Haseki’de dünyaya gelmiştir. Babası Mustafa Enver Bey, Posta ve Telgraf Nezâreti İstanbul Muhâberât-ı Umûmiyye Müdürlüğü yapıyordu. Annesi Safiye Rukiye Hanım devrin ünlü hattatlarından Mehmet Şevki Efendi’nin kızıdır. Mekteb-i Tıbbiyye’ye 1915’te girip 1920’de tamamlamıştır.

Bir taraftan tıbbiyeye devam ederken diğer taraftan dedesi hattat Mehmed Şevki Efendi’den mülhem, sanatçı yanını Medresetü’l-hattâtîn’de geliştiriyordu. Burada tezhip ve ebru konusunda çok şey öğrendi. Sülüs ve Nesih yazılarını bir diğer akrabası olan eniştesi hattat Hasan Rızâ Efendi’nin yanında geliştirdi. Kara kalem ve sulu boya resim derslerini Üsküdarlı Hoca Ali Rıza Bey’den aldı. Akademik hayata geçişi, İstanbul Dârülfünunu Tıp Fakültesi’nde 1930 yılında olur. 1933 Yılında Tıp Tarihi Enstitüsü’nü kurdu. 1939’Yılında profesörlüğe, 1954’te ordinaryüslüğe yükseltildi. Emekliye 1973’te ayrılsa da çalışmalarına hiç durmadan devam etti. 14 Şubat 1986’tarihinde İstanbul’da vefat etti. Çalışma azmi ile çevresindekilere her zaman örnek olmuştur.

Ordinaryüs Profesör Nedir?

Alman akademik sisteminden, 1933 yılında Türk akademik sistemine aktarılmış bir unvandır. 1981 yılında çıkarılan 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu ile kaldırılmıştır. Konusunda en uzman kişi, hocaların hocası da diyebileceğimiz alanında temayüz etmiş Profesörlere verilen paye idi.

Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver çalışmalarını daha çok Türk Tıp Tarihi üzerine yoğunlaştırmıştır. Tıp başta olmak üzere 2000 civarındaki kitap, makale, tebliğ, ansiklopedi maddesi ve gazete yazılarının çoğu bilim, kültür ve sanat tarihine dairdir.

Bu çalışmalarından biri de Manisa’nın en eski geleneklerinden olan Mesir üzerinedir. Süheyl hoca muhtelif zamanlarda Manisa’ya gelmiş, gerek Mesir gerekse ilgi alanına giren birçok konuda araştırma yapmıştır.

Hocamızın önce el yazısı ile kaleme aldığı daha sonra 17-25 Nisan 1971 tarihlerinde gerçekleştirilen Mesir şenliklerini konu alan “Mesir Dergisi”nde yayınlanan çalışması kendi yazdığı şekli ile aşağıdadır. Rahmetli Süheyl Ünver hocamız ile ilgili yazılarımız devam edecektir.

MESİR TARİHİMİZ

Ord. Prof.Dr.Süheyl Ünver

İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

Öğretim üyesi

 

Anadolu’muzda mesir macunu en azından beş bin (5000) senelik bir mâziye sahiptir. Tarihi seyri çok önemlidir. Umumi tıp tarihi kitapları bize öğretiyor ki bundan 50 asır önce Mezopotamya "Irak" sahasında Sümerler zamanında Nippur şehrinde isin denilen bir mabed vardır ki senenin belirli bir gününde gelenlere altın kap içinde saklı bir macun dağıtırlar. Kitaplar her ne kadar ay ve gününü bildirmezse de Sümerlilerde veya Protosümerlilerden beri gelen fenni müşahedelere dayanan kuvvetli bir astronomi bilgisi vardır ki "yeni gün" anlamına gelen nevruz da yâni gecenin gündüze müsavi olduğunda dünyamız da burcundan burcuna intikalinde bahar bayramı ve bunun astronomi tarafından bilinen bir keyfiyet olmasından bugüne tesadüf ettirilmesine bazı kuvvetli zanlarla muhakkak nazarıyla itibar edilmektedir.

Bu anane bir tahminimize nazaran yalnız bu Nippur şehrine mahsus değildir. Orta ve doğunun birçok yerlerinde yaşamaktadır.

Zira bu nevruz ananenin bildiğimiz bir başlangıcıdır. Hatta Celaleddin Harezmşah tarafından yeniden kurulan bu âdeti de bu eski geleneğinin devamından başka bir şey değildir.

Orta Asya’da Nevruz bir Türk bayramıdır. Bu orta doğu memleketlerine bu yoldan mâl olmuştur.

Pontus Kralı ve Dünya Tıp Tarihinde büyük bir mânâ taşıyan Mithirdates' in zehirlere karşı mukavemet veren ve tedavisinde kullanılan “Panzehir” antitodu bütün bu itiyadın bir devrede devamıdır.

İşte milattan önce II. asırda doğup I. asrın ortasında ölen bu zât Trabzon’da 54 maddeyi içine alan bir macun yapmıştır ki buna kendi ismini vermiştir. Zira kral ve hanedanına mensup diğer prensler, hayatta öldürülmek tehlikesi karşısındadırlar. Ve kendisiyle beraber onları da korumak durumundadır. İşte bu maksatla diğerleri gibi câniler üzerinde değil kendisinde panzehir dediğimiz bu terkibi bizzat tecrübeler yaparak yani az dozlarda kendisini zehirlemelerde, tertiple diğer formülü de şahsında denemiştir. Bu terkip “Mithirdatikun” diye şöhret buluyor ve bütün zehirlemelere ve ihtimallerine karşı koruyucu olarak kullanılıyor. Kral da bunu her gün alıyor. Aldığı dozu arttırmak üzere muhtelif zehirleri de kullanıyor. Bu suretle devrin mâruf zehirlerine karşı muafiyet kazanmaya çalışmıştır.

Bu Mithir'i eski Andromaque'ın bir nevi Panzehir “Theriaque”ı takip eder. Fakat bu da eski asırlardan beri gelen ananenin kendisi tarafından eskilerden daha farklı ve daha dikkatle hazırlanmış bir şeklidir. Bu da hâlâ panzehir olarak dünya piyasalarında Venedik altınbaşı gibi arandığı nispette bulunur. Hatta memleketimizde İstanbul’da mısır çarşısı aktarlarında dahi vardır. Buna inananlar alır ve kullanır. Hatta İngiliz Daurvolt'in kodeks' inde formülüyle ve yapılmış şekliyle kayıtlıdır. Mesir macunu malum terkibine de girer. Mitirdates ismi, terkibine kısaltılmış olan "Mithir", Rumcada "th" "s” gibi okunduğundan "Misir" denmiştir. Bu bizim devremizde şevk, seyr, sürür ve sevinç anlamına gelen mesire döndürülmüştür ki müspet tıp tarihi ilmimizin yegânesi, üstadımız Prof. Doktor Feridun Nafiz Uzluk bunu tiryâkdan önce bir dönem kabul etmiştir.

Manisa Ege’nin bir Akdeniz kıyısı şehridir. Kânûni Sultan Süleyman’ın annesi Hafsa Sultan’ın hususi hekimi İstanbul’un meşhur Merkez Efendisi "Merkez Muslihiddin" Denizlilidir. Belki bu mesir ananesi orada da vardır Ve yine orada görülmüştür. Bu Misir’in 54 maddesini 41 e indirmiş, halka hitap eden ve onlara değer veren bir itiyadı, Manisa’da Vali Kanuni’nin şehzâdeliği zamanında belki merasimle ihya etmiştir. Lakin ananenin bir rivâyeti daha vardır. Manisa’da şehzadenin annesi oturmaktadır. Hastalanır. Merkez Efendi ona bir ilaç tertip eder. Ve bununla iyi olur. Valide sultan bu kadar faideli bir ilacın halka da dağıtılmasını irade eder. Ve mesir adı verilmiş bu ilacın anane üzere gece ve gündüzün bir olduğu ilkbaharın ilk gününde "Nevruz”da merasimle verilmesi bu suretle başlar.

Bizim eski Akrabadin yani bir nevi bu günkü kodeksler mahiyetinde Pharmaropeelerde eski mesir terkipleri vardır ki bunları ve hele Manisa mesirinin formülünü şahsi düşüncelerle, yetkili olmayanların malum olan formülü bulduk diye ve hatta ne kadar faideli olursa bâzı katkılarda bulunmaları fen haysiyetini koruma mecburiyetimizden, hakkımız olmamalıdır.

Lakin bu tecrübe edilmiş ve halkın inancını kazanmış formüllere dokunmamalıdır. Bazı sırf bahi kuvveti arttırabilecek bazı tecrübe veyahut rivayet edilmiş yeni formüller ayrıca yapılıp piyasaya sürmek zaten olagelmektedir. Hele hâlâ terkibi malum mesir macununa konan bazı maddeleri bulamadık diye noksan yapmak da yerinde olamaz. Nitekim şu son senelerde bir defa 28 ve hatta 21 madde ile yapıldığı şuyû' bulmuştur ki doğru değildir. İşin kolayına gitmeden aranınca mutlaka bulunabilecek maddeleri mesirden biraz önce değil bir sene boyunca aramayı ihmal etmemelidir. Klasik mesir macununun 40 maddelik terkibi eski maruf isimleri ve bu günkü fenni ve milletler arası tanınan adlarıyla bildiriyoruz.

  1. Karanfil - Caryophillus Aromaticus

  2. Yeni Bahar Baharatçılarca bazı aromatik bitkilerin çiçekleri

  3. Karabiber - Poivre noir

  4. Zencefil - Gingembre

  5. Zulumba - Zédoaire

  6. Kremtartar - Crème de tartre, bitartrate de potassium (Şarap tortusu)

  7. Kişniş – Coriandre

  8. Havlican - Galanga

  9. Kekabiye - Cubebe

  10. Hindistan Cevizi - Cocotter

  11. Anason - Anis vert

  12. Hiyarşembe – Casse

  13. Sakız - Mastic

  14. Zağfran - Safran

  15. Darcin - Cannele de Chine

  16. Üdül Kahar - Pyréthre d'Afrique, Udül-karah

  17. Çöpüçini - Squine, racine de Chine

  18. Hardal - Moutarde

  19. Eksir - Elixir

  20. Çivit – Indigo

  21. Meyanbali - Reglisse

  22. Tiryak - Thèriaque

  23. Sarı Helile - Myrobalan Citrin

  24. Raziyane - Fenouil Doux

  25. Kimyon - Cumin des prés, Carvi

  26. Zerdeçav - Curcuma

  27. Darçın Çiçeği - Bak Darcın

  28. Hindistan Çiçeği - Bak Hindistan Cevizi

  29. Çörekotu - Fause Cumin, milk

  30. Dari fülfül - Poivrier Long

  31. Ravend - Rhubarbe

  32. Limon tuzu - Acide citrique

  33. Kakule - Cardamom

  34. Şamlı Şanslı - Dame d'onze heures

  35. Vanilya - Vanille

  36. Teke Mercini tohumu - Airelle, raisin debols, uyrtille

  37. Portakal kabuğu - Ecorce d'Orange

  38. Şeker – Sucre

  39. Kalbarda – (İtalyanca) Galibarda

  40. Mai leziz – Ean donce, Eanfraiche


 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum