NEREYE GİDİYORUZ?
Nereye gidiyoruz?
Soru basit. Cevaplar muhtelif: Kaosa, esarete, güzel günlere, Kızıl Elma’ya.
Sana, bana göre ‘seçime’; ona göre ‘olmak ya da olmamak’ tercihine.
Yahya Kemal’e göre: “Dönülmez akşamın ufkundayız. Vakit çok geç.”
Orhan Veli’ye göre: “Beni bu güzel havalar mahvetti.”
İman ehline sorarsan: Dünya bir gölgeliktir. “İnna lillahi ve inna ileyhi raciun.”
Dünya ehline sorarsan: “Bas bas paraları Leyla’ya. Bi daha mı geleceğiz dünyaya?”
İnancı, meşrebi her ne olursa olsun felaket tellallarına göre: Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete.
Umutla umutsuzluk yan yana. Hangisine meylin varsa sen osun. Gitdiğin yerde onu bulacaksın.
Doğuya bakan, güneşin doğuşunu görür; batıya bakan, batışını. İnsanın nerede durduğu ve nereye baktığı önemlidir. Olaylara, olgulara; maziye, istikbale nereden nasıl baktığımızla ilgilidir bu soruya verilen cevaplar.
Güzel gören güzel düşünür.
Penceresi güneşe, kapısı dosta acılanla; penceresi kör, kapısı kilitli yaşayanın bu soruya cevabı aynı olamaz kuşkusuz. Birinci evin sakini yanlış ve bozuk olan her ne varsa yarınlarda mutlaka düzeleceğini, geleceğin bugünden güzel olacağını söyleyecektir. İkincisi; battı balık yan gider, ümitsizliğiyle her şeyin baştan sona bozulduğunu, dünyada nefes alır, ele gelir bir nesne kalmadığını iddaa edecektir.
Gözünün önünü göremez kimi. Kimi asırlar ötesini görür. Kimi kendini bilmez, âlemi bildiğini zanneder. Kimi; armudun sapı, üzümün çöpü, der; kimi; deveyi iğne deliğinden geçirir.
Bardağın boş tarafını mı görüyorsun, dolu tarafını mı?
Boş tarafına ne koyarsan koy dolmuyorsa çekiver kuyruğunu gitsin. Dolu tarafı varsın az olsun. Damlaya damlaya göl olur. Bugün değilse elbet yarın dolar bu bardak. Yapının inşası henüz başlamış, temel seviyesindeyse oturup bu yapı ne zaman tamalanacak diye ah vah etmek midir sana yakışan; yoksa temele bir taş koymak mı?
Kıştan sonra hep bahar gelir. Bu böyledir. Gece ne kadar uzun ve karanlık olursa olsun şafak er ya da geç söker. İnsanı düştüğü ümitsizlik kuyusundan tutup çıkaracak olan bu düşüncedir.
Nereye gidiyoruz?
İnsanlık kötüye gitmez.
“Güzel günler göreceğiz çocuklar / Güneşli günler göreceğiz./ Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar.” Başımız bulutlara değecek. Gökkuşağının altından geçip abı hayat fişkıran baharlara kavuşacağız.
Yarınlarda güneş yine bize doğacak.