KAR HELVASI
Yaz güzeldir, güzeli severiz. Sıcak mı? Tatilin, denizin, asude akşamların, serin sabahların yanında sıcağın lafı mı olur?
Ege’nin, hele Aydın’ın yazı başka yerinkine benzemez. Deniz, kum ve güneşin saltanatı en ihtişamlı haliyle burda hüküm sürer. Güneş yakar, nem bunaltır, ter topuktan çıkar. İnsanın gözü gölgede, gönlü serin içeceklerdedir.
Aydın denilince akla incir, zeytin, zeybek gelir. Belki ovası, ırmağı Menderes; belki kapanmayan demokrasi yarası Adnan Menderes gelir.
Dağlarından yağ, ovalarından bal akan bu şehrin yazı ateştir. O ateştir ki ballandırır incirleri, armutları, meyvenin binbir türlüsünü. İnsanın içini dışını yakan sıcağı dert etmez Aydınlı. Sıcak varsa Madran Dağı vardır, Madran Dağı’nda karcılar vardır, kar kuyuları vardır, kar helvası vardır.
Kör kuyu deyimi nasıl ürpertirse içimizi, kar kuyusu sözü de öylesine ferahlatır. Tepenizde par par parlayan güneşin, ateşten kırbacıyla savurduğu kıvılcımların değdiği yeri yakan tesiri hafifler gibi olur. Adı yeter serinlemenize kar helvasının. Vişne, pekmez, karadut şuruplu; paşa gönlünüz nasıl arzu ediyorsa öyle buyurun. Tercih sizin. Tercihiniz nasıl olursa olsun tadı ve tesiri denenmiş, test edilmiştir. Sonuç her zaman için mükemmeldir. Aydınlı için boğucu sıcaktan bunalan yüreklere hayat iksiridir kar helvası.
Kışın yağan kar, kar kuyularına doldurulur. Hava almayacak şekilde kapatılır kuyuların üstü. Örtülür, kıştan yaza adeta bir hediye olarak paketlenip saklanır. Derin bir uykuya dalar. Kış biter, bahar geçer, yaz gelir. Kar kuyularının üstünü örten kat kat örtü bir annenin çocuğunun kundağını açması gibi özenle açılır. Dikdörtgen prizmalar şeklinde testerelerle kesilerek dağdan şehre indirilir.
Bunaltan sıcağı ne soğuk su, ne dondurma, ne bilimum meşrubat serinletemez. Kavun, karpuz da kâr etmez. Kar helvası yetişir imdada. Madran Dağı’nın zemherisi misafir olur içinize. Buz gibi pütür pütür kar topakçıkları kütür kütür ezilir ağızda. Ağızda oluşan yayla gölü boğazdan mideye şelale olup dökülürken serin bir esintiyle ferahlar tavan yapmış hararetler. Bahar gelir içinize. Çiçekler açar, dereler çağlar, serin rüzgârlar teninizi yalar. Derin bir nefes alırsınız:“Oh, dünya varmış!” Çine’de, Köşk’te, Nazilli’de, Bozdoğan’da … Hangi ilçede olursanız olun başınızı kaldırırsınız; size hayat bahşeden sevgiliyi arar gözleriniz. İşte oradadır, tam karşınızda: Bütün haşmetiyle Madran Dağı. Kar kuyularının serinliği içinizde.
Yaz sıcağında, ölülere-dirilere en güzel hayır, Allah rızası için kar helvası dağıtmaktır Aydın’da. “Ölenlerinizin ruhuna değsin,” duası ne güzel bir duadır kar helvası hayrı yapana. Mevsim yazsa düğünde, sünnette, her türlü cemiyette kar helvası vazgeçilmez ikramdır. Kışın Aydın sokaklarına hayır; düğün derneklerde ikram için lokma neyse yazın kar helvası odur ve daha fazlasıdır.
Buzdolabından önce kar kuyuları vardı Madran Dağı’ında, buzdolabından sonra da var. Kar suyu, kar helvası olup yetişiyor sıcağın pencesinde kıvranan, bunalan canlara. Dünün kar şerbeti, bugün kar helvası olarak yaşıyor Aydın’da. Tek arzumuz bu serin güzelliğin yarınların sıcak yaz günlerinde de içimizi ferahlatmaya devam etmesidir.