Eğer Türk Dünyasının ortak simgesini arayacak olursak bunların en başında beşik gelir. Ona Baykal’dan Balkanlar’a kadar hepsi “besik”, “beşik”, “pezik” derler.
Bu, Türk halklarının geleneksel sallanan bebek yatağı daha büyük Türk hanlıkları döneminde de vardı. Bebeğin doğal olarak rahat etmesi, sallanma özelliği ile taşınabilir olması beşiğin en önemli özelliklerindendir.
Beşiğin kullanım alanı çok geniş olup Kafkaslardan Orta Asya’ya, Povoljiyeden İran’a ve Mısır’a, bir çok batı Asya halklarında Gürcistan’da, Ermenistan’da, Uygurlar’da, Dunganlar’da, Salarlar’da da karşılaşmaktadır. Bu kadar geniş ve sayısız halkların kullanmalarına rağmen beşiğin yaratıcıları Türklerdir. Göçebe Türk halklarının hayat şartlarına uygun şekilde tasarlanan, taşınabilir özelliği ile göç sırasında bebeği kucakta taşımadan at veya deve üzerinde beşiği bağlayarak taşınması onu özel yapmıştır.
Beşiğin yüksek ayaklarının sayesinde bebek soğuktan ve nemden korunmuştur. Sallanabilir özelliği ise bebeğin çabucak uyumasını sağlamıştır. Alt kısmına yerleştirilen lazımlık ise bebeği temiz tutmuştur.
Eğer bugün beşik Altay’dan çıktı diyecek olursak, oradan da Avrupa ve Asya’ya dağıldı diyebiliriz. Bunun yanı sıra tüm Türklerde Tuva’dan Balkanlar’a insan hayatındaki ilk kutlama veya toy “Beşik Toyu”dur.
Örneğin bir Azerbaycan Türklerinin beşiğine baktığımızda onun Kırgız ya da Kazak Türklerinin beşiğinden hiç farkı olmadığını görürüz. Ya da bir Kazak beşiğine baktığımızda bundan birçok Türk halkları kendi geleneksel beşiğini görür. Kırgız beşiği Kazak ve Özbek beşiğinden neredeyse hiç ayırt edilmez. Özbekistan’da en çok satılan beşik Buhara beşiğidir. Buralardaki tek fark her bölgenin beşik süsleme adetlerinin farklı oluşudur.
Beşik, Hıristiyan Türkleri olan Gagauz, Çuvaş ve Karaimlerde de karşılaşılmaktadır. Kırım Tatarları ile Başkurt Türklerinin beşikleri benzerlik taşırken, Karaçay, Balkar ve Kumuk beşikleri ise birbirlerinin aynısıdır.
Sibirya’daki Türklerin hayat şartlarının farklılıklarından dolayı beşik bazı değişikliklere uğramıştır. O bölgelerde beşiğin ayak tarafı baş tarafından daha alçaktadır. Tuva Türklerinin peziği (beşik) çok ilginçtir. 20. asra kadar Orta Asya beşikleriyle aynıyken, daha sonraki dönemlerde değişime uğramış ve ayak kısmı baş kısmından alçak yapılmaya başlamış.
Birçok Türk boylarında tavana asılmış beşikler de görülmektedir. Özelikle bu tür asma beşikler Başkurt ve Tatar Türklerinde daha çok rastlanır. Bu halkların folklor kaynaklarında da beşik örnekleri sıkça geçer. Onlarda da Beşik Toy kutlamaları yapılmaktadır. Tatar ve Başkurt Türklerinde karşılaşan değer bir beşik türü de yüksek ayaklı beşiktir.
Farkı ayakları ve gövdesinin geniş ve dikdörtgen olmasıdır. Geleneksel Başkurt ve Tatar beşiği Macar beşiğini de anımsatır. Burada akla ilk Hun medeniyetini gelir. Onların tarihinde Kıpçakların da etkisi baskındı. Buradan yola çıkarak beşiğin Povoljiye türümün de korunmuş olduğunu görürüz.
Beşiğin en yaygın geleneksel türü Türk olmayan halklarda da bulunmaktadır. İran halkına ait beşikler de bulunmakla birlikte beşik Türk halklarına ait beşiktir. Buradaki örnek komşu halkların birbirleri ile olan kültürel alışverişlerinin belirgin bir örneğidir. Gürcistan halkı da beşik kullanmıştır. Tarihe baktığımızda Kıpçakların Atrah başçılığında Gürcü hanı David’e yardıma geldikleri malum. Şimdilerde Gürcistan’da Kıpçaklar yok, fakat kullandıkları beşik Kıpçak beşikleridir.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde Arnavut Türkleri ve Kıpçaklar şimdiki Ermenistan topraklarında yaşamışlardır. Böylece birçok Türk izleri o bölgelerde kalmıştır. Tabii ki bunların içinde beşik de… Kafkas bölgesindeki beşiklerin diğer halklardan farkı daha alçak ve yassı oluşudur.
Ünlü Kazak edebiyatçı Muhtar Auezov; “Halk olmak istersen, önce beşiğini kur” demiştir. Gerçek şu ki, beşik Avrupa ile Asya’yı birleştiren en büyük ortak kültür örneğidir. Beşik halkına hizmet eden nice büyük insanlarımızı, kahramanlarımızı, âlimlerimizi yetiştiren temel yuvamızdır.
Günümüzde beşik hayat şartlarının ve teknolojinin gelişmesiyle unutulmaya yüz tutsa da tarih ve geçmiş bunu bize hep hatırlatır. Buna rağmen beşik her dönemde çağa uyum sağlayarak ufak dokunuşlarla daha kullanışlı ve rahat hale dönüşmüştür. Şimdilerde ise uzaktan ayarlanabilen son derece çağdaş teknoloji ile donatılmış beşik türleri mevcuttur.
Beşik, Türk halklarının tarihten günümüze kadar ulaşan en yaygın ortak kültürünü yansıtan en büyük mirasıdır.
Shurubu KAYHAN
FACEBOOK YORUMLAR