Türk devletleri gücünü NATO ve İMF'ye değil Türk Devletleri Teşkilatına yönlendirmelidir
2012 yılından itibaren Türk Devletleri Teşkilatı üyesi devletler ve gözlemcilerin katılımıyla yılda bir kez zirve toplantıları düzenlenmektedir. Taraflar arasında karşılıklı güvenin güçlendirilmesi, bölgede ve dünyada barışın tesis edilmesi, dış politika konularına ortak yaklaşımın teşvik edilmesi ve diğer yönlerdeki mevcut sorun ve konular ele alınmaktadır. Örgütün 5 üye ülkesi olmasına rağmen, geri kalan birkaç Türk devleti gözlemci olarak görev yapıyor. Günümüz çok kutuplu dünyasında Türk devletlerinin önemli kararlar alacağını düşünürken, bazı devletler hala örgüte gözlemci veya pasif katılımcı olarak kalmaya devam ediyor.
Bir sonraki toplantının 6 Kasım 2024 tarihinde Bişkek'te yapılması planlandığı belirtilmelidir. Toplantıda Bişkek bildirisinin imzalanması ve birçok konunun görüşülmesi bekleniyor.
Konuyla ilgili açıklama yapan AMEA Türk Halkları Felsefi Fikir Tarihi ve Çağdaş Felsefesi Daire Başkanı Faiq Ələkbərli, Bişkek'teki Türk Devletleri Teşkilatı 11. Zirvesinin Kırgızistan'ın geçişi ile ilgili olduğunu söyledi:
"Bu toplantıda, Türk birliği güçlerinin hem siyasi hem ekonomik hem de diğer anlamlarda birleştirilmesi ve daha aktif hale getirilmesi konuları ele alınacak. Şimdiye kadar geldiğimiz aşama bize bazı umutlar veriyor. 30-35 yıldır Türk konuşulan devletler zirvesi adına Türk konseyi’ne, ardından Türk Devletleri Teşkilatı’na dönüşüm de ciddi adımlardır. "Fakat dünyadaki süreçleri bir bütün olarak takip edersek, bazı yavaşlıklar da olduğunu görürüz. "
Uzman ayrıca, bazı Türk devletlerinin Türk birliğinin güçlenmesi ve olma yolunda yeterli adım atmadığını ve bunun bazı sorunlar yarattığını da kaydetti:
"Umarız ki, Türk Devletleri Teşkilatı: Azerbaycan, Türkiye, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, gözlemci devletler: Macaristan, Türkmenistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve diğer ülkelerin de bu konuda aktif katılım sağlayacaktır. "Türk devletlerinin büyük bir kısmının hem Bağımsız Devletler Birliği'nde olması hem de BRICS'te gözlemci rolünde hareket etmesi Türk Devletleri Teşkilatı'nın güçlenmesinde bazı sorunlar yaratmaktadır. Özellikle Türk Devletleri her halükarda uluslararası düzeyde etkinlikler düzenlediğinde, önce Türk devletlerinin ekonomik, siyasi, kültürel ve askeri anlamda çıkarlarını göz önünde bulundurmalıdır. Bununla ilgili olarak Cumhurbaşkanı İlham Aliyev de yaptığı konuşmalarda birçok kez belirtmiştir ki, asıl gücümüzü Türk ailesine yöneltmemiz gerekir, ilk önce Türk ailesidir, Türk dünyasıdır."
Faiq Ələkbərli, Türkiye ve Azerbaycan'ın söz konusu konulara daha ciddi ve aktif katılım gösterdiğini, Kazakistan ve Özbekistan'ın bazı faaliyetleri olduğunu söyledi:
"Kazakistan ve Kırgızistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bazı konularda sorunları var.
Türkmenistan henüz anlamlı bir şekilde bu örgüte katılmıyor. Kazakistan'dan sonra Kırgızistan liderliğinde de daha aktif bir şekilde yer almasını umuyoruz. Tek kelimeyle aslında TDT nin asıl stratejisi bütün Türk devletlerinin gücünü buraya yönlendirmesidir. Örneğin Türkiye gücünü ve faaliyetini MDF değil NATO Azerbaycan Kazakistan Kırgızistan'a yöneltmeli.
FACEBOOK YORUMLAR