~~Saruhanlı Beyliği Mirası
Selçuklu Devletinin çökmesiyle birlikte, Anadolu’da birlik dağılmış ve birçok beylik ortaya çıkmıştı. Tarihi ve kadim şehirlerden Manisa, halkın arasında asırlarca Namaz Gecesi de denilen, bir Regaip Gecesinde Saruhan Bey tarafından 1313’de fethedilmiştir. Şehrin fethine, Horasan Erenleri diye de anılan birçok yiğit, evliya da katılmıştır. Fetih hatırasına hürmeten yakın zamana kadar her sene bu gecede havai fişekler atılır, özel mumlar yapılır, kandillere konur, çıtır pıtır ve mehtaplar atılır, hatta kandil fenerleri nişanlılara gönderilir birbirlerine çevreler, şekerler hediye ederlerdi.
Saruhan Bey bir Türkmen Bey’idir, babasının da Selçuklu Devletinin komutanlarından olduğu veya 1231 yılında yıkılan Harezm Devletinin bir uç/akıncı beyi olduğu, bazı kayıtlarda ise Kıpçak kökenli olduğu söylenmektedir. Saruhan Beyliği yüz yıl civarı devam etmiştir. Saruhan Bey 1346 yılında vefat etmiştir. Demirci bölgesini kardeşi Çoğa Bey ve Oğulları idaresine, Nif bölgesini de kardeşi Ali Bey’e vermiştir. Saruhan Bey, şehrin merkezindeki türbesinde yatmaktadır, Ona Saruhan Baba da denilmiş ve kutsiyet yöneltilmiştir. Türk Milletinin inancında her daim görüldüğü gibi Kahramanları aynı zamanda Evliya derecesindedir. Saruhan Bey de işte böyle, hem bir kahraman hem evliya olarak bilinmiş ve inanılmıştır. Kırk yılı aşkın hükümdarlıktan sonra yerine oğlu İlyas Bey geçmiştir. Onun hakkında pek bir şey bilinmemektedir, tahttan çekilişi 1363 senesidir. Saruhan’dan günümüze gelen en eski yapı, onun ismini taşıyan İlyas Bey Mescidi’dir. Daha sonra ise ihtişamlı bir devir ve eserler bırakan İshak Çelebi(ö1379) idareyi ele almıştır, komşularıyla ılımlı bir siyaset izlemiştir. Zamanında Mevlevihane, Ulucami ve külliyesi inşaa edilmiştir, Mevleviliği benimsemiş ve çelebi unvanını kullanmıştır. Onun oğulları kendi aralarında mücadele etmiş, önce Orhan idareyi almış sonra da yönetime Hızır Bey geçtikten ve bir kısım iç ve dış mücadeleden sonra 1416’da Saruhanoğlu devri kapanmış ve Osmanlı hakimiyeti başlamıştır.
Manisa; en azından 26 asırlık bir şehirdi. Fetihten önce bu günkü kadar geniş bir sahaya yayılamamıştı. Orta zamanların Bizans Manisa'sı deyince, hatırımıza Manisa kalesi ve Manisa dağının ensesine yapışmış, birkaç tane mahallecik gelmelidir. Şehri bu kadar, genişleten, bu kadar imar eden Türkler oldular.(1)
Saruhan Beyliğinin idare ve teşkilatı diğer Türk Beylik ve Devletlerine benzer. Fetih esnasında ve sonrasında yaşayanların önemli bir kısmı eski Türk yurtlarından beri devam eden geleneğin temsilcisi olan, Horasan erenleri de denen kimselerdir. Bunlar yalnızca gaziler ve yiğitler olmayıp, Revak Sultan, Seydi İbrahim, Karaca Ahmet, Haki Baba gibi bilgin, eren ve manevi büyüklerdir. Adil paşa, Budak Paşa, İsmail Çelebi, Hayreddin Çelebi, Gülgün Hatun bu ailedendir. Çelebi unvanı aynı zamanda Mevleviliğin bir derecesidir.
Beylik döneminde, çevredeki Aydınoğlu, Menteşe ve Karesi kBeylikleri ile işbirliği yapılmış çağdaşları olan Osmanlı ile iyi ilişkilerde bulunulmuştur. Küffar diyarına yapılan akınlardan çok ganimetler alınmıştır. “Bu devirde şehir esir ticaretinin önemli bir merkezi durumundadır.”(2) Bizans Donanmasının dağılması üzerine Rum gemiciler istihdam edilmiş ve yapılan yatırımlarla deniz gücünde çok ileri gitmişlerdir. Seferler sonucu elde edilen ganimet ve İtalyan Devletleriyle yapılan ticaret Beyliği zenginleştirmiştir.
. “Onların sayesindedir ki, Ulu Cami, İshakiye Medresesi ve imareti, Çukur hamam, Mevlevihane ve benzerleri… Bu memleketin bağrından semalara doğru, Türk - Müslüman Âleminin, ilk anıtları olarak yükseldi. Manisa ilk Türk sesini onlarda duydu ilk Türk şehidi, onlar zamanında bu topraklara gömüldü.”(3) İlim ve Kültüre değer ve öncelik verdiler. Tarihte, diğer Türk Devletlerinde görüldüğü gibi, Saruhanoğulları bulunduklara yerlere hizmetle, oraları bayındır edip, geliştirdi.
Celil Altınbilek 05.02.2018
1- M.Çağatay Uluçay Saruhanoğulları Eserlerine Dair Vesikalar s.7 Halkevi Y. 1946
2- Feridun Emecen Tarihin İçinde Manisa s.11 Manisa Bel. Y.2007
3- M.Ç. Uluçay a.g.e