PAPA NE HALT EDER?
Papa hazretleri, ermeni tehciriyle ilgili olarak konuşmuş. Konuşmasını 1915 tarihinden yüz sene sonrasına denk getirmiş ve Türkler soykırım yaptı demiş.
Birçok şom ağızdan; yüzüncü senede konuşması çok manidarmış. Bu kadar çok zaman niye beklemiş, ne sabırlı adammış gibi laflar edilmiştir.
Diğer taraftan; çokça sitemler de yapılmış, bir din adamına böyle şeyler yakışmaz, din adamının görevi insanlar arasında ayrılık yapmak değildir, İhtilaflı tarihi olayların yorumlarını onlar yapmamalıdır, din adamlarının görevi birleştiricilik, sevgi ve saygıyı yaymak olmalı gibi yorumlar da dile getirilmiştir.
Ancak, Papalığın faaliyetleri ve işin aslı ise daha farklıdır. Bilinen gerçeklerin bazılarını tekrar hatırlayalım. Çünkü hafızayı beşer nisyan-unutma- ile maluldür.
Hıristiyanlık Hz. İsa’dan bir zaman sonra birçok şekil değiştirmiş ve kendi özünden ayrılmıştır. Hristiyanlığa yeni bir şekil veren Pavlus ile birlikte bu din, yeni bir görünüşe bürünmüştür. Milattan sonraki ilk dönemlerde birçok baskıya uğramış. Devlet ile kilise arasında amansız bir mücadelenin ardından, Roma’nın Hristiyanlığı, devlet dini olarak kabul etmesiyle birlikte, ortaçağlar boyunca üstünlüğü elinde bulundurmuştur. Papalık ve kilise insanlar üzerinde baskılar kurmuş ve zulümler yapmıştır.
Müslümanlığın ortaya çıkışı ve yayılmasını müteakiben, İslamiyet’e yeni bir soluk getirip onun uğrunda mücadele eden ve hak ve adalet sağlayan Türk Milletinin; Asya’dan başlayıp Yakın Şark’a ve 1071 Malazgirt Zaferiyle, Avrupa’ya doğru hâkimiyetini genişletmeye başlaması üzerine, Papalık ve Kiliseyi bir telaştır almıştır.
Papa II. Urban Avrupa’yı karış karış dolaşmış, bütün kiliseleri ve devlet adamlarını ziyaret etmiş ve 1095 yılında toplanan konsülde, Birinci Haçlı Savaşlarını, Kudüs’ün ele geçirilmesi hedefinde, Türklere karşı başlatmıştır.
Yaklaşık iki yüz sene civarında dokuz tane haçlı seferi düzenlenmiştir. Bu seferlerde kilisenin önemli bir rolü vardır. Kudüs ve civarlarında haçlı devletleri kurulmuştur. Bu haçlı seferleriyle yalnız Müslümanlara zulüm ve eziyet edilmeyip, 1204 yılında İstanbul’u işgal eden haçlı ordusu, katliamlar yapmış, şehri, yağmalamış, ona büyük zarar vermiş ve onun bütün kıymetlerini alıp götürmüş, şehri fakirleştirmiştir. 1212 yılındaki haçlı seferi ise daha acıklıdır. Çocuk Haçlı Seferi diye anılan bu seferde, otuz bin civarı çocuk yolarda telef olmuş, hastalıktan ölmüş, kimisi köle olarak satılmış sefer tamamlanamadan yok olup gitmişlerdir ki, tüm bu vahşetler Hristiyan Dini adına yaptırılmıştır.
Müslüman ve Türk düşmanlığı hedefinde, Haçlı seferleri ile İnsanları madden ve manen sömüren kilise; bu yolla çok zenginleşmiş, mülkler edinmiş, kendine bağlı ordular, şövalyeler toplamış, donanmalar meydana getirmiş. İstanbul’da Rodos’ta, Balkanlar’da, Türkler nerede ilerledi ise ona karşı koymak için, silah ve insan gücü ve maddi kaynakla yardıma koşmuştur. Müslümanlığı yoketmek için gizli ve açık anlaşmalar,tertipler ve organizasyonlar yapmıştır.
Birinci bin yılda Avrupa Hristiyanlaştırıldı, ikinci bin yılda Avrupa ve Afrika Hristiyanlaştırıldı, üçüncü bin yılda Asya’yı Hristiyanlaştıralım diyen Papalığın, tarihten süzülüp gelen ve hiç bitmeyen ve bitmeyecek olan siyasetinden vazgeçmesi mümkün müdür?
Tarihte yaptığı gibi farklı mezheplerdeki dindaşlarıyla birlikte hareket etmesi ve Müslüman Türklere karşı iftiralar atması gayet tabiidir. Zira onlar için önemli olan kendi dindaşlarının menfaatidir. Nihayetinde, Papa Efendi Hristiyanların temsilcisi ve sözcüsüdür.
Velhasıl Papa; “her zaman ettiği haltı eder”. Ondan farklı bir şey de beklememek gerekir.
Bizim düşüncemizde ise bütün insanlar kutsal ve şereflidir ve onlara zorlamada bulunulmaz. Ne de olsa bizim inancımızda Allah; “Rabbilalemindir”, bütün âlemin, insanlığın Tanrısıdır. Bundan ötürü de, insanımız bir dini liderin bu şekilde konuşmasını yadırgamaktadır.
Bizler tarih boyunca kimlerin ne yaptığını ve niyetlerinin ne olduğunu bilirsek onların ne yapmak istediklerini de daha iyi anlayabiliriz. Daha da önemli olan ise bizim ne yaptığımız ve hedefimizin ve kimliğimizin ne olduğu ve bize güç veren birlikteliğimizi ne derece koruduğumuzdur.
celil altınbilek 14.04.2015
Halt; bir şeyi başka bir şeyle karıştırma, münasebetsiz iş veya söz.
