~~Özbekistan Buhara, Semerkant İzlenimlerinden
Türk Ocakları Şehzadeler Şubesinin düzenlediği faaliyetler çerçevesinde Prof. Ertan Gökmen’i dinledik. Ocak, düşünce ve edebi dünyamızı seviyeli ve hacimli şekilde genişletmeye devam etmektedir.
Sohbetin konusu Özbekistan’ın Buhara ve Semerkant şehir izlenimleri idi. Bu çalışkan ilim adamı gerekli hazırlıkları yapmış olduğunu hazırladığı görsel malzemeler ve anlatımla belli etti ve sunumunu layıkıyla yerine getirdi.
Özbekistan ziyaretinin sebebi Buhara Devlet Üniversitesinde 17-21 Kasım 2018 tarihlerinde gerçekleştirilen 3. Sosyal Bilimler Kongresine imiş, kendileri 5 kişi, toplam 150 ilim adamı katılmış. Bu çok güzel bir gelişmedir. Böyle geniş katılımlı ilmi seviyedeki toplantılar gerekli gayretlerle siyasi, ekonomik işbirliği neticelerin başlangıcı olur.
Ülke, 33 milyon nüfusa ve 447 bin m2 yüzölçüme sahip olup Asya’nın en kalabalık Türk varlığını barındır. Bu coğrafyaya tesir eden Ceyhun ve Seyhun nehirleridir ve Aral gölüne dökülür, bu nehirlerin arasındaki bölgeye Maveraünnehir denir, kelime anlamı da iki nehir arası demektir. Yazık ki bu nehrin Sovyetler döneminde yapılan yanlış sulama politikaları sebebiyle % 90 nı kurumuştur. Pamuk, doğalgaz ve altın üretimi önemli ekonomik faaliyetleridir.
Türkistan, yani şimdilerde Orta Asya denilen topraklar Türk yurdudur. Buralarda tarih boyunca çeşitli Türk Boyları yaşamıştır. Miladi 7. Asırdan itibaren dış müdahale olarak Arap fetihleri ve hâkimiyeti görülür. 9 asırda Samani Devleti hüküm sürer. Tarihte Özbek adına 14 yüzyılda rastlanmıştır. Altınorda Devletine mensup olan Türk Beyi Özbek Han, kendi isminde olan devletini kurmuştur. Tarihte Özbekler için, Şeybaniler ismi de kullanılmıştır. 1800 lü yıllardan itibaren Rus işgalleri ve hâkimiyeti başlar. 1991 yılında Sovyetlerin dağılmasıyla Özbekistan bağımsızlığını ilan eder.
Buhara, Zerefşan ırmağının aşağısında kurulmuş bir şehirdir. Uluğ Bey Medresesi, Kalon Camisi, gibi tarihi eserler eski şehirde mevcuttur. Buralarda birçok tarihi eser yıkılmış ve yok olmuş fakat yenisi ve aynısı yapılmıştır. İmam Buhari, Türk imamının yaşayışını şekillendirmiş Maturidi, Bahaiddin Nakşibendî, İbni Sina gibi âlimler buralardan yetişmiştir. Semerkant şehrine Afrasiyab da denilmektedir. Samani, Karluk ve Timurlular devrinde altın çağlarını yaşamıştır. Semerkant’ta da kumluk yer anlamındaki Registan meydanı ve Uluğ Bey Medresesi ve rasathanesi, Bibi Hanım Camisi, İmam Buhari ve Maturidi ve dahi emir Timur’un türbeleri bulunmaktadır. Timur burayı başkent yapmıştır. Türk Dünyasında Emir Timur çok sevilir ve sayılır, onun zamanında birçok kıymetli eserler inşa edilmiş ve ilim adamları kollanmıştır. Türk olmakla övünen Timur öldüğünde Hocası Yalıntuş Bahadır’ın ayakucuna gömülmeyi vasiyet etmiştir.
Özbekistan’da 15. Ve 16. Yüzyıllarda ilim ve kültüre çok önem verilmiş Osmanlı coğrafyasıyla da yakın ilişki halinde olunmuştur. Bu topraklarda yaşayan Ali Kuşçu, Fatih Mehmed’in davetiyle İstanbul’a gelmiş, Fatih Medresesinde çalışmış, Fatih’e kitap sunmuştur.
Ertan Gökmen tarihi olan kelimelerle konuştuğumuzda bu Türk boyu Özbekler ile anlaşmanın kolay olduğundan ve mutlaka bütün Türk Dünyası için bir olan bir alfabenin kullanılmasının, birbirine ulaşılabilir televizyon yayınlarının öneminden bahsetmiştir.
Özbekistan tarihle bağlarına sıkı tutmakta, tarihi eserlerini korumakta, şehrin tarihi dokusuna ve Türkülüğüne sahip çıkmaktadır.
Osmanlının son devirlerinde Türkistan coğrafyasındaki devletler ile bağımız çok azalmış sonrasında Rusların bölgeyi işgal etmiş, Türk milletin boyları arasına nifak koymuş, özelliklerini değiştirmiş ve ayrıştırmıştır. Bu çok faydalı ilmi toplantılar devam etmeli ve milletimiz bilgilendirilmelidir. Bize düşen bu kardeş milletler ile birliğimizi pekiştirip, münasebetlerimizi geliştirmek olmalıdır.
Celil Altınbilek 02.12.2018