O Kuş
Milyonla yıl dönen küre üstünde insanlar taş taş üstüne, baş, baş üstüne koyarak
Evler barklar inşa etmekle kalmamış, medeniyetler de inşa etmişlerdir.
Gün gelmiş cihan kâh Cengiz’in kılıcı altında ezilmiş, kâh Osmanlı’nın muhteşem düzenini görmüş, nihayet insan gayretin kudretiyle teknoloji düşer ve Galip olur:
Reh-i Mevlevi’de Galib bu sıfatla kaldı hayran
Kimi terk-i namü şane, kimi itibare düştü….. Diye haykırır
Biz millet olarak hürriyeti, bağımsızlığı, adaleti iyi biliriz. Bir de gönül medeniyetini, aşkı ve sanatı…
Hayat günlük koşturmacalarıyla, yetmezlikleriyle, terlikleri ardınca bizi sürükler. Fakat şöyle başımı kaldırıp mehtaba bakınca; Kemal olur:
Hülya gibi engin gecelerde
Yıldızlara karşı
Cananla beraber
Allah içecek sıhhati bahşetse
Bu kâfi *
Diye yanar
Veyahut bir köşeye çekilmiş yeşillikler içindeki bahçede kısa bir ömrü olan güzel sesli ve endamlı, o kuşu, gönül kuşunu dinler:
O kuşun ömrü bir güzel gecede
Bir güzel beste söylemekle geçer
O kuş en kuytu bahçelerde öter
Hayal içinde yaşar
Hayal içinde ölür.*
Celil Altınbilek