Celil ALTINBİLEK

Celil ALTINBİLEK

[email protected]

Muharrem Ayında Hüzün

20 Eylül 2018 - 09:03 - Güncelleme: 21 Eylül 2018 - 09:29

~~Muharrem Ayında Hüzün
Muharrem Ayı bizim ve İslam dünyası için derin izler bırakmış ve bunu günümüze taşımış bir ay olarak hayatımızda yer almaktadır. Bu ay her ne kadar Hicri yılbaşı olsa da, acılar, nifak ve ayrılıklarla bilinmesinin sebebi boş değildir. Hz. Muhammed’in torunu Hüseyin 10 Muharremde Kerbela’da şehit edilmiştir.
Hz Muhammed aynı zamanda bir devlet reisidir. O’nun vefatından sonra yönetimini kimin alacağı konusu derin ayrılıklara sebep olmuştur. Dört halife devrinde sağlanamayan sükûnet, hemen sonrasında daha da vahim bir durum almıştır. Devamında ise Peygamberin torunu ve Ali’nin büyük oğlu olan Hasan, haysiyetli, şerefli, efendi, sakin bir insandır, Hz.Ali’nin ölümünden sonra kısa bir zaman hilafet’te bulunur. Fakat bunu kabullenemeyen, iktidarı ele geçirmek isteyen Muaviye bir ordu hazırlayarak Hasan’ın üzerine gider. Hz. Hasan’ın beklediği desteği bulamaması ve kan dökülmemesi için belirli şartlarla Hilafeti Muaviye’ye bırakır.  Gücü elinde bulunduran Muaviye, baskı, zorlama ve güç ve kurnazlık ile iktidara gelir. Hz. Hasan bir müddet sonra zehirlenerek öldürülür. Devlet reisliği hilafeti de içine almaktadır. Muaviye kendi kabilesini gözetir, Peygamber soyuna ve ona muhabbet gösterenlere zulüm eder ve kötü davranışlarda bulunulur. Ülkede Fitne ve ayrılıklar başgösterir. İktidara doymayan Muaviye yaşlanınca oğlu yezid’in devlet reisi olmasını, biat edilmesini ister. Oysa İslam coğrafyasında o zamana kadar seçimle devlet başkanı-halife seçilmektedir. Hz Hüseyin’in kuvvetli bulunduğu Medine şehrine nabzı tutmak için elçiler yollar. Medine halkı yezid gibi bir soysuzu istemez. Fikrinde kararlı olan Muaviye oraya gider ve “Verdiği karardan dönmeyeceğini,  olumlu veya olumsuz bir şey bile söylenirse kellelerin gideceğini söyler ve muhalefet eden ileri gelenleri tehdit ederek,  minbere çıkarır ve onlar Müslümanların efendileri ve seçkinleri olarak bu duruma razı oldular. der” (1) Böylece Muaviye, İslam geleneği olarak seçime dayalı devlet başkanlığı sistemini değiştirerek soya-verasete dayalı şekline dönüştürür.
Muaviyenin ölümünden sonra ahlak düşkünü-fasık oğlu yezid iktidarı ele geçirmek için ne gerekirse yapar. Resulullah’ın “ Hüseyin bendendir, ben de Hüseyin’denim, Allah Hüseyin’i sevenleri sever” dediği torununa Küfe halkı biat etmiş ve oraya davet etmiştir. Mekke’de bulunan Hüseyin, Küfeye doğru yola çıkar. Küfeliler sözünden dönerler, yanındakiler de onu terk eder. Kerbela sahrasında Hz Hüseyin ve etrafı yetmiş kişi civarındadır. yezid kendine ve iktidarına rakip olarak gördüğü Hz. Hüseyin’i yok etmek için binlerce kişilik ordusunu yollar. 10 muharrem 680 Cuma günü(hicri 61 senesi) Kerbela ve dünya açlık, susuzluk ve kılıç darbeleriyle birlikte kana bulanır. Hz. Hüseyin’in başı kesilir.
Bu hadise İslam dünyasında ilk ve en büyük fitne ve ayrışmayı sağlamış, Müslümanlarn yüreklerinde onulmaz yaralar açmıştır. Bu faciadan pişman olan ve intikam almak isteyenler yeni bir takım oluşumlar ve hareketlere girişmişlerdi. Gözleri, kulakları ve kalpleri mühürlenmiş olanlar,  iktidar ve güç hırsıyla her şeyi yaparlar. Müslümanlar, birlik ve beraberlik içinde Kerbela şehitlerini rahmetle anarız.
Celil Altınbilek                                                       18.09.2018       

 

1- Ethem Ruhi Fığlalı İslam Tarihinde Hz.Hasan ve Hz. Hüseyin Devirleri. Ankara ilahiyat Dergisi XXVI     

Reklam