Celil ALTINBİLEK

Celil ALTINBİLEK

[email protected]

Manisa Mevlevihanesi

08 Mart 2018 - 08:58 - Güncelleme: 08 Mart 2018 - 09:29

~~Manisa Mevlevihanesi
Manisa Mevlevihanesi Saruhanlı Beyliği devrinde İshak Bey zamanında tahmini 1368 de yapılmıştır. Bina, Saruhan Beyliği döneminden gelen bir dizi yapıdan biridir. İshak Çelebi’nin annesi Mevlana ailesindendir. Saruhan Beyleri, Çelebi unvanını kullanmışlardır. Mevleviliğin o dönemlerde bu topraklarda yaygın olduğu kabul edilir.
Bu yapının müstakil, yalnızca ibadet edilen bir yapı olduğu düşünülmemelidir. Bu binayı çevreleyen buraya ait başka yapılar olsa da günümüze kadar gelmemiş olma ihtimali vardır. Mimarı Emet bin Osman’dır. Bugün için yapının kitabesi elimizde bulunmamaktadır. Ancak Evliya Çelebi seyahatnamesinde kitabeye ve binaya ait bilgiler vermektedir. Kitabede burası imaret olarak geçmektedir.  Bundan dolayı burasının işlevi için bazı tartışmaları yapıla gelmiştir. İlk inşa edilişinde Mevlevi Dergâhı olmadığı, sonradan büyük ihtimalle II Murad devrinde Mevlevihaneye çevrildiği iddia edilmektedir. Burasının bir vakıf olduğu belirtilir. Ancak kuruluşa ait vakıf senedi bulunmamaktadır.  Daha sonra Fatih Mehmed devrinde vakıf senedi düzenlenmiş burası bir kimliğe kavuşmuştur. Beyazıd,  Yavuz, Kanuni dönemlerinde de buraya verilen yazılı imtiyazlar devam etmiştir.  Vakıf haline gelişle birlikte idari kurul-mütevelli oluşmuştur.
Mevlevilik, Mevlana Celaleddin Belhi’nin (ö.1273) Anadolu’da kurmuş olduğu ve dünya üzerinde yaygın bir tasavvuf okuludur. Mevlana bir hakikat arayıcısı ve insanlığı kendine ve özüne döndürmek isteyen kurtarıcıdır. O’ siyasetle uğraşmamış, ülke yöneticilerinden uzak durmuştur.  Mevleviliğin “başlangıç ve bitiş noktası sevgiden başlayıp sevgide tamamlanmasıdır. Mesnevi’sinde insanoğlunun kendisiyle hesaplaşması, geçmişten yaşanmış örneklerle zamanın değeri, hakikati arayış anlatılmıştır. O, yazıdan ve sözden öte, hikmet ve irfanı zindandan çıkarıp davranış-hal haline getirerek, insanın günlük hayatını yaşanır hale getirmek emelindedir. 
Manisa Mevlevihanesi Asitane olarak geçer burada şeyh olanlar sonrasında, Konya merkez Mevlevihane Çelebi’sinin yerine geçerler. Bu durum buranın önemli bir merkez olduğunu gösterir. Çelebiler on üçüncü yy. sonlarından itibaren hâkimiyet alanlarını arttırmak, yaymak için Batı Anadolu ve uç bölgelerde ziyaretlerde ve faaliyetlerde bulundular. Mevlevihane Osmanlının ilk devirlerinde çok dikkate alınmamış Şehzadelerin Manisa’ya gönderilmesiyle birlikte ise tekrar önemi artmıştır.  Öncesi kesin olarak bilinmemekle birlikte 1650 yıllarından itibaren Manisa’ya Konya’dan Çelebi ailesinden şeyhler gönderilmiştir. Mevlevihane’de ikindi vakti bir defa yemek pişirilir ve bulunan herkese ikram edilirdi. Cuma geceleri de ayrıca ziyafet verilirdi. Evliya Çelebi, Mevlevihane’nin yanında bulunan bir Bağ’dan ve etrafındaki mesirelerden bahseder. Burada çalışanların ve giderlerin temini için Karaoğlanlı, Çatalkilise gibi köylerin gelirleri tahsis edilmiştir. Zaman zaman buranın gelirlerine ayanların-beylerin göz diktiği de olmuştur.
On sekizinci asırda itibaren Çelebilerin bir kısmı, dini olduğu kadar siyasi ve iktisadi güce de sahip olmuşlardır. On yedinci yüzyılın başından itibaren mütevellilik ile şeyhlik Ali Çelebi ile tek elde toplanmıştır. Manisa Mevlevihane’si 1681 ve 93 yıllarında tamir edilmiştir. Cumhuriyet döneminde ise 1960 yılında tamir edilmiş fakat kullanıma açılmamış harap bir halde kalmıştır. Mehmet Lütfi Çelebi(ö.1737) önemli bir müderris ve şairdir. Mehmet Şevki Efendi, şehir merkezinde Ali Bey Camisinin yanına ikinci Mevlevihane’yi inşa etmiş, tekke oraya taşınmış, Cumhuriyet’te tekkeler kapanıncaya kadar faaliyetlere burada devam edilip, ayinler burada yapılmıştır. Son şeyh Celaleddin Efendi’dir.
Mevlana aşk –sevgi gibi bir öğretmen yoktur, diyerek öğretisini ne güzel ifade etmektedir.
Celil Altınbilek                                                                                 

01.03.2018                   

 


.

Reklam