Kendine Yeten Ülke
Kim derdi ki bir salgın hastalık insanların hayatlarını baştanbaşa değiştirecek, yalnız insanların mı? Ülkelerin görüş açıları da farklılaşacak. Hayatı kolaylaştıran, hayal edebileceğinden çok şeyler yaptıran teknolojinin gücü bile bazen bir şeylere yetmiyor, yaşamak ve var olma dürtüsü her şeyin önüne geçebiliyor, böyle zor zamanlarda hayata bakış farklı bir anlam kazanıyor.
Biz teknolojinin ve bilimin gücüne inanırız. Onlar olmadan hayata tutunmak ve ileriye gitmek mümkün değil. Fakat yaşamanın, İnsan hayatında en mühim şey olduğu ortaya çıktı Hayatta olmak, insanlar için temel olan şeylerin başında geldiği muhakkak. Bu zamanlarda yaşanan bu virüs salgını bunun en güzel örneği.
Bütün bu gelişmeler bizce öncelikli olarak üç kurumun önemine dikkat çekmektedir. Devletler bundan sonra stratejilerini belirlerken üç alanda daha dikkatli olup yeni politikalar gerçekleştirmesi, onların daha güçlü olmalarını sağlayabilecektir. Bu sektörler, sağlık, tarım ve eğitimdir. Bunların başında sağlık sektörü gelmektedir, ülkemizde sağlık sektörümüzün durumu iyi görünmektedir. Hem bizde hem dünyada sağlık hizmetlerinin yetmediği görülünce özel sağlık sistemine müdahale edildi, özel hastanelere tabiri uygun düşerse el konuldu. Devlet tarafından halka gerekli hizmetleri verilmesi için faaliyette bulunuldu. Sağlık sisteminin tamamen özel sektörde olduğu ABD gibi ülkelerde ise zor durumda kalındı, ölümler arttı, insanlar perişan oldu. Demek ki sağlık sektöründe devletin muhakkak bir üstünlüğü ve kontrol mekanizması mevcut olmalıdır. Düşüncemiz sağlıkta da özel sektör de faaliyette bulunabilir, fakat Devlet kendi hizmetlerini ve kurumlarını kesin ihmal etmemelidir.
Diğer konu tarım faaliyetleridir. Sanayiyi kesinlikle ihmal etmemek gereklidir. Ancak tarımda ekilebilir alanlar her geçen gün küçülmekte, dışa bağlılık artış göstermekte, insanlar köylerinden ve tarımdan gittikçe uzaklaşmaktadırlar. Tarıma belirli ölçülerde destekler yapılmakta fakat yetersiz kalmaktadır. Eğer kendinize yeter tarım ürünleri yetiştirmez çiftçinizi desteklemez ve bütün halinde alım, dağıtım işlerini çözmezseniz, olağanüstü durumlarda sizi zor günlerin beklemesi kaçınılmaz olur. Onun için tarım politikaları şehirleşme ve köy iskânı konuları tekrar gözden geçirilmelidir.
Eğitime gelirsek ilgisiz gibi görünen bu konu diğer iki konuyla yakından ilgilidir. Eğitim sistemi, günümüzde olmadığı kadar özelleşmiş durumdadır. Elbette eğitimde özel sektör yer bulacaktır. Ancak bugün için eğitimde fırsat eşitliği gittikçe yok olmaktadır. Parası olmayanın iyi bir eğitim alması gittikçe zorlaşmaktadır. Ayrıca orta öğretimde ağırlık, statik derslere yönelmiş bulunmaktadır. Kaliteli eğitim ve özellikle hacimli öğretmen yetiştirilmesi için çalışılmalıdır. Hem ülkenin kalkınması, nitelikli ve işe yarar insanların yetişmesi eğitim ile mümkün olacaktır. Eğitim hayatla uyumlu, faydalı olmalıdır. Dünya hızla değişiyor. Dünyadaki gelişmeleri ve teknolojiyi iyi bir eğitimle yakalayabiliriz.
Neticede ulusal devletleri zor günler beklemektedir, özel sektör ihmal edilmemekle birlikte sağlık, tarım ve eğitimde devletin ayrıcalığı ve kontrolü sağlanarak, yeniden sağlıkta yapıldığı gibi hepsinin ilgili bilim kurulları toplanarak, milli politikaların tespit edilip yürürlüğe konulması, önceliklerimizin yeniden değerlendirilmesi şarttır.
Celil Altınbilek
09.04.2020