Celil ALTINBİLEK

Celil ALTINBİLEK

[email protected]

Türklerin Yurtları

18 Kasım 2022 - 08:52

 Türklerin Yurtları
                                                                Gök Çadırımız, güneş bayrağımız olsun 
                                                                                                              
     Çin’in kuzeyinden, kuzeyde Altay bölgesine kadar, Rusya, Ukrayna ve Türkistan’ın bir kısmını içine alan, batıda Ural dağlarına, güneyde Aşağı Türkistan’a kadar büyük bir bölgede yüksek dağlar ve coğrafi engeller çok bulunmadığından, mesafeler atla kolayca geçilebilen yerlerdi. “Bozkırda eski zamanlardan itibaren yaşayan, Altay kavimlerinden olan Türkler ve Moğollar, biraz daha batıda İranî kavimlerden Alanlar ve sonrada Avrupai kavimler Gotlar bulunmaktaydı.”([1]) Fakat bu Bozkır bölgesinde tarihte hâkim olan unsur hep Türkler olmuştu. 
     Bu kıtada, İndus, Sarı nehir gibi büyük nehirlerin etrafında yerleşik medeniyetler kurulmuştur. Buradaki geniş bozkırlarda göçebe hayat hâkimdir. Orta Asya topraklarında iklim sert coğrafi şartlar zordur, çok zaman yağmur yağmaz kuraktır, yazlar sıcak, kışlar ise çok soğuktur.
   Sert hava şartları, devamlı karışıklık gibi şartlar neticesinde baskın ve savaş gibi durumlar olağan hale gelmişti. Asya bozkırlarında o bölgede ya yaz ya da kış vardı. Ara mevsimler yoktu. Nehir kıyıları ve vahalar yaşamaya elverişli yerlerdi. “Halkın büyük bir kısmı göçebe hayat sürer ve hayvan yetiştirmekle uğraşırdı. İktisadi düzenin temelini meydana getiren uçsuz bucaksız aynı zamanda otla kaplı bozkırlar, Gobi, Tarım, Kara Kum, Taklamakan çöllerinin kenarlarında, bir de Hazar Denizi, Seyhun, Ceyhun, Zefer Şan, Yedi Su civarlarında uzanırlardı. Yılın yarısında bozkırlar hiç yağış görmez, tamamen kuru olur, tabiatın kısırlığından etkilenen göçebeler, koyun, keçi ve atlarının beslenmesi için devamlı olarak, bir otlaktan diğer otlağa dolaşmak mecburiyetini duyarlar, aileleriyle birlikte çok uzaklara göç ederlerdi. Bu durum aylar süren göç hayatı doğururdu. İç Asya’nın bu göçebe hayatının yüzyıllar boyunca devam ettiği ve kuvvetli bir iktisadi canlılık oluştuğu gözlemlenmişti. Göçebelik birçok bakımdan yerleşik topluluklarda daha üstün ve meziyetleri olan bir yaşama tarzı idi. Hayvan yetiştirmek, ona yeni otlaklar bulmak, korumak, daha zor ve meşakkatliydi.([2])  Gittikleri yerlerde onlardan şikâyet edilse de tarih boyunca göçebe insanlar da yerleşik komşusu kadar rahatsız edilmişti.
Celil Altınbilek
15.11.2022
 

 
[1] - Konuralp Ercilasun Bozkır Medeniyetinin Temel Özellikleri Ne İdi, Mehmet Alpargu’ya Armağan
[2]-  Diyarbekirli, Nejat. Hun Sanatı s.33

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum