Celil ALTINBİLEK

Celil ALTINBİLEK

[email protected]

BİZ GİBİ HİSSETMEK

10 Ocak 2015 - 15:38

BİZ GİBİ HİSSETMEK

Dünyamızın Gidişatı

 

Farklı farklı olsa da her toplumda iman ve inanç önemli bir yer tutar. Buna inanmamak da bir inanç olarak dâhildir.                                                                                                             Fakat yerinde durmayan dünya gibi insanoğlu da yerinde durmaz ve değişim halinde yeni bir şekil alarak belirli bir yöne veya ileriye doğru hareket eder. Bu hareketi sağlayan inançları olduğu kadar aklı ve düşünceleridir.

 

Belirtildiği üzre “ aklı olmayanın imanı da olmaz.”

Her toplum devamlılığını ve gelişmesini geçmiş temelleri üzerinden bina ederek yükseltir ve değiştirir.

İnsanlar ve kavimler geçmişte meydana getirdikleri iz ve eserlerle önem kazanırlar. Bu önem dünya tarihindeki söz sahibi oluş ve hükmedişleri, bıraktıkları maddi eserler olduğu gibi fikir sistemleri, ilim adamları ve sanatçılarıdır.

 

 

Kendine ait, geçmişe ait alt yapıları olmayan ve sahip çıkanı bulunmayan toplumlar, bir zaman sonra yok olup giderler.

 

 

Etrafımıza baktığımızda, şahsi olarak kullandığımız eşyalardan çeşitli makine ve teknoloji ürünlerinden tutun da, ortalığı kaplayan nice fikir sistemlerinin, ilim adamlarının ve sanatçıların bize ait olmadığını, bizden olmadığını görürüz. Kimileri bu yoğunluk karşısında bizden bir şey olmaz ne varsa Batı’da var deyip bizi hor görüp kahramanlarını ve rehberlerini onlardan seçer.

 

Veyahut ta kimileri de inanç ve iman temelli olarak duvarları yükselttikçe yükselterek, hepimize ait iman ve inanç erlerinin ve fikirlerinin, yalnızca kendilerine ait olduğundan hareketle aklı ve hür düşünceyi ret ederek, geçmiş zaman tutuculuğu üzerine taassupla hareket ederler. Zaman zaman bir kısmınca sevgi ve hoşgörü yerine, nefret ve şiddet de onların mubahları olur.  Kullanılan ortak değerlerin isim benzerliğine rağmen bize tam benzemeyen, özü yakalayamayan adacık toplulukları, bazen örneklemeleri, kınayışları üzerine çeker.

Ancak yoğun bir kitlede asırlarca süzülerek gelmiş kendi saf imanını kendi hükmünde sessiz ve sakince huzurla yaşar.

 

Tanzimat’tan beri yıkılan kaleler yeniden inşa edilemedi. Hem batının hem doğunun hücumları bu coğrafyadan eksik olmadı ve zihinleri bir hayli karıştırdı. Bazıları kabul edip etmemekle birlikte, biz tarihe damga vurmuş ve maddi, manevi eserler bırakmış bir milletiz.

 

Faydalı olan, edebi olan, insan üzerine olan düşünce ve ilim ister Doğu’da, ister Batıda olsun bizimle bir olmalıdır ve inkâr edilmemelidir. Bizim bir zamanlar Batı’nın yaptığı gibi kendi fikir ve inanç adamlarımızı rehber alarak, illa ki aklı ve hür düşünceyi esas tutarak, bu zemin üzerinde yeniden yeni olmak gerekir. Bilmemek tanımamak bizim en büyük eksikliğimizdir. Sadece Yahya Kemal’i örnek olarak göstersek bile,” kökü mazide olan” ruh ufuklarımız bize yeter.

 

Bize ait olan geçmiş saf inanç, iman ve fikir zenginliğimiz, çalışkan ve vukuflu kimselerle geleceği inşa etmeye yeterlidir. Kendinizi bize ait hissederseniz, bizim çaremiz yine bizim içimizdedir.

Celil Altınbilek                                                             10.01.2015

 


 

 

 


 

 

Reklam