Karabağ Antlaşması’nın Tenkidi
Uzun bir aranın ardından gündeme dair yazmak için kaleme -yani klavyeye- sarılmama iten neden, yine bir tartışma öbeğinin oluşurken tarihin dahil edilmesidir. Malumunuz üzere 9 Kasım’ı 10 Kasım’a bağlayan saatlerde Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki savaşı nihayete erdirecek bir antlaşmanın Ermenistan Başbakanı Paşinyan tarafından imza edildiği haberi, bizzat Paşinyan tarafından ‘acı bir gelişme’ olarak paylaşıldı. Haberin hemen akabinde Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev, kırk sekiz dakika süren uzun bir konuşma yaptı. Konuşmasında zafer sarhoşluğu içerisinde olduğunu da gözlemlemek mümkündü. Antlaşmanın hazırlayıcısı ve dikte edicisi savaşın sahadaki galibi değil, bölgedeki emperyalizmin adı olan Rusya idi elbette ve Rusya’nın dikte ettirdiği hükümler olacaktı. Antlaşma neticesinde Dağlık Karabağ’ın önemli bir bölümü Azerbaycan vatanına geri döndü, Hocalı, Hovakend ve Hankendi maalesef Ermenistan’da kaldı. Bu şehirlerin oluşturduğu cephe hattına da barış gücü olarak Rusya’nın gözlemci olarak Türkiye’nin katılacağı bilgisi paylaşıldı. Türk kamuoyunda şu ana kadar netleşen ayrılık da bu aşamadan sonra başladı. Bir kesim antlaşmanın tamamen Rusya zaferi olduğu görüşünde. Öyle ki antlaşmaya bu şekilde sevinmenin Milli Mücadele’de Amerikan mandası isteyenlerle aynı dereceye inmek olduğunu iddia ediyorlar. Onlara göre antlaşmanın bu haline sevinmek başlı başına sözde milliyetçilik-miş. Elbette antlaşmanın kusurları bulunuyor. Düşmanı tamamen ezip masaya oturtursanız maddeleri dikte edersiniz. Karşınızda bir düşman artı ağabeyi vardı. Bu ihtimal bir yana şu an kurtulmuş kentleri geri alma sevincine şerh düşmelerine anlam verilmesi güçtür. Harekat başladığında kurtarılan ilk altı köyün haberine nasıl da sevinmiş ve 'inşallah Ruslar durdurmaz' dememiş miydik? Masaya otururken Rusya'ya karşı bir hamle şansı var mıydı? Açıkça yazayım Rusya’nın müdahalesi ile başarısız bir sonuç diye ahkam kesenler yok muydu aramızda? Bir rüyanın gerçekleşmesi özleminde olanlar yine bizlerdik. Evet Hocalı Hankendi Hocavend hala kurtulmadı. Rus birlikleri duracak ve senelerce kalacaktır. Bu ümitsizliğe boğmamalıdır, 'Azerbaycan bayrağını Karabağ’da asacağız' dizesini 'Hocalı'da asacağız' şeklinde tadil ederiz.
Antlaşmaya sevinenleri mandacı aydın sınıfına indirgeyenlere de o zaman şunu diyelim. Yine de karamsarlığa devam ederseniz Lozan'a hezimet diyen bir zihniyetle aynı noktaya kadar sürüklenebileceğinizi bir düşünün derim. Montrö Sözleşmesi’ni, Hatay’ın Anavatana katılmasını ve Osmanlı borçlarının taksitlendirilmesini içeren ek antlaşma, Lozan'dan sonra çözümlenmedi mi? Güç bugün bu kadarına yetti ki güçten kasıt malumunuz daima politik güçtür, yarına inançla sarılmalıdır.
Görülüyor ki diplomasi sahasında ter dökmeyen, ordu başında kıta yönetmeyen, binlerce insanın iaşesi derdini üstlenmeyen, ancak safiyane, temiz milli hisleriyle tenkide sarılanlar acımasız olabiliyor. Niyet sorgulamamakla beraber ‘tamam bu iş bitti ancak bu kadarını kurtarabilirdik’ denirse ancak işte bu manda milliyetçiliğidir. Otuz yıldır süre gelen bir işgale son verecek antlaşmanın yıllara intikal etmesini beklemeden üzerinde tartışmalar açılması doğaldır. Yukarıdaki yer alan başlığa gelince, son yirmi dört saat zarfında sosyal paylaşım sitelerinde sıcağı sıcağına değerlendirmelerde soğukluğun netliği yerine sıcaklığın yanıltıcı ateşine maruz kaldığımızı hesaplamadan yazıyoruz çiziyoruz. Hâlbuki derdimiz ortak, dileğimiz tek, tam bağımsız Karabağ!
FACEBOOK YORUMLAR