Çağhan SARI

Çağhan SARI

[email protected]

ÇANKAYA YOLUNDAKİ KRİZLERİN TARİHİ 3

16 Mart 2022 - 18:30

Cevdet Sunay'ın cumhurbaşkanlığı seçimi gerçekleştiği zaman Alparslan Türkeş'in itirazını hatırlayalım. Genelkurmay Başkanları için Çankaya bir rütbe daha olur diyerek karşı çıkmış ve seçimde aday olmuştu. Şimdi bu kaygının gerçekleştiği 1973 yılına gidiyoruz. Ancak bir yıl önceden başlamamız gerekiyor. Yani 1972'ye gidiyoruz.

            O yıl Genelkurmay Başkanlığı üzerinde bir ince hesabın kavgası başladı. Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç'ın görevinin sona ermesine daha bir yıl vardı. Kara Kuvvetleri Komutanı Faruk Gürler ise Genelkurmay Başkanı olarak atanmadığı takdirde 30 Ağustos itibari ile emekliliğe ayrılması gerekiyordu. Faruk Gürler'in önünün açılması, 12 Mart sürecinin devam ettirilmesi için elzemdi. 12 Mart'ın ikinci önemli ismi Muhsin Batur da Gürler'in Genelkurmay Başkanlığı'nı destekliyordu. Bu iki isim 12 Mart Muhtırası'nın imza sahipleri, muhtıranın öncü isimleri idi. Ancak 12 Mart süreci başladıktan hemen kısa bir süre sonra Memduh Tağmaç, Cevdet Sunay ile bir araya gelmiş Başbakanlık için Nihat Erim ismini getirmiş böylece Gürler ve Batur'un etki alanını azaltmıştı. Şimdi Gürler ve Batur ikilisinin tekrar kozları eline alma vakti gelmişti.

            Gürler'in Genelkurmay Başkanı olması için Memduh Tağmaç'ın atamalardan önce emekliye ayrılması gerekiyordu. Ordu içindeki Gürler Batur cuntası tekrar harekete geçti. Jetler Ankara üstünde program dışı uçmaya başladı. Kulaktan kulağa yayılan dedikodu, Gürler'in önü açılmadığı takdirde bunu zorla sağlamak idi. Talat Aydemirvâri bir iz görülmekte idi. Ve jetler sonuç verdi. 1972'de Memduh Tağmaç emekliye ayrıldı, Gürler Genelkurmay Başkanı oldu.

            Gürler, 12 Mart sürecinde kendisini devlet başkanı yapmak isteyen cunta hazırlık ekibine 'Aslanlı Yol'un (Genelkurmay Başkanlığı) verilmesini istemiş ve sembolik bir devlet başkanlığından ziyade ordunun bir numaralı ismi olmak istediğini beyan etmişti. [i] 1973'e gelindiğinde ise Gürler o dönemki yaklaşımlarının tersi bir iz düşüm bıraktı. Cumhurbaşkanı olması yönündeki vekillerden ve ordu içinden gelen talepler karşısında Çankaya'ya çıkma kararı aldı. Bu kararı aldı ama bu sefer jetlerle olabilecek bir hadise ile karşı karşıya kalınmıştı. Meclis realitesi vardı.

            1973'ün başında Cevdet Sunay'ın görev süresinin sona ermesine doğru kamuoyu ön tartışmalara girişti. Sunay'ın görev süresinin uzatılması gündeme geldi. Ancak şâhısa yönelik uygulamaların sakıncaları ifade edilerek görev süresi uzatma fikri kısa sürede geri alındı. Sonra Nihat Erim'in ismi ortaya atıldı. Bu isim de tutulmadı. Nihayet Gürler'in adaylığı resmen dillendirildi. Yerine getirilmesi gereken tek bir prosedür vardı. Tıpkı Sunay'da olduğu gibi Meclis üyesi olması gerekiyordu. Genelkurmay Başkanlığı'ndan istifa etti ve kontenjan senatörü oldu. Gürler'in adaylık yolu açıldı. Aday olduktan sonra da yoğun bir destek propagandası başladı. Bu propagandanın amiral gemisi TRT oldu. Gürler'in seçilmesini garantiye almak istercesine bir tavır takınıldığı gözlemleniyordu.

            13 Mart günü ilk oylama yapıldı. Gürler'in karşısına Adalet Partisi, bütün zorlamalara karşı başka bir eski askeri aday gösterdi. Eski DP milletvekili Perihan Arıburun'nun eşi Hava Kuvvetleri eski komutanı Tekin Arıburun idi. Adalet Partisi'nden kopanların kurduğu Demokratik Parti de Genel Başkanı Ferruh Bozbeyli'yi aday gösterdi. Ordu mensupları, gazeteciler, vekiller ile senatörlerden başka tek sivil Gürler'in oğlu idi Oylama sonunda Gürler 175, Arıburun 282, Ferruh Bozbeyli 45 oy aldı. Turlar devam ettikçe Gürler'in oyu artacağı yerde azaldı. CHP ve AP'nin Gürler'i seçtirmeme inadı kuvvetlenmiş ve 12 Mart'ın rövanşı - tehditlere rağmen- alınmış oldu.

            Oylamalar sonunda ordu adına siyasilerle görüşenler, cumhurbaşkanlığı seçiminde artık irade beyan etmeyeceklerini dile getirdiler. Uzlaşma sırası şimdi CHP ve AP de idi. Demirel ve Ecevit, hem parti tabanlarının hem de ordunun benimseyebileceği bir aday üzerinde çalışmalara başladı. Bu sefer ki isim yine bir emekli asker, Fahri Korutürk idi. Fahri Korutürk, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı yapmış, Moskova ve Madrid Büyükelçiliklerinde bulunmuş bir isimdi. Soyadının Atatürk tarafından verilmesi gibi bir anekdot bulunuyordu. Korutürk'e teklif götürüldü ve Korutürk kabul etti. Kabul etmemesi halinde alternatifi de eski bir amiral ve yargıç olan Fahri Çöker idi. Bu arada Cumhuriyetçi Güven Partisi Anayasa Mahkemesi Başkanı Muhittin Taylan'ı aday göstermek istediyse de senatör olmadığı için -senatörlüğe atanmasına da Sunay 'görev süresinin sona ermesine iki gün kaldığı' için razı değildi- bu teklif sonuç vermedi.

            6 Nisan'da yapılan oylamada AP, CHP ve CGP, Fahri Korutürk'ü aday gösterdi. Korutürk 365, Gürler - çekildiği halde- 87, Ferruh Bozbeyli 51 oy aldı. Bu sonuçlarda Korutürk Türkiye Cumhuriyeti'nin altıncı cumhurbaşkanı oldu. Tarafsız ve çatı olma konusunda yaşanmış bir örnek olması her ne kadar bugünün tartışmaları arasında görmezden gelinse de tarihçilerin ve araştırmacılarının tetkikleri Korutürk döneminin teferruatlarını ortaya koymaktadır.


[i] Bu süreçte olup bitenler hakkında detaylı bilgi için bkz: '12 MART BELGESELİ'


 

Reklam

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum