Harflerin Yazgısı
A harfi deniz kıyısına geldiğinde hüzünlüydü. ‘’Gizli aşk bu söyleyemem derdimi hiç kimseye.’’’ adlı şarkıyı mırıldanıyordu. Altmış yaşında bir adamın on sekiz yaşındaki bir kıza duyduğu aşkı anlatan yazısı içinde epeyce kullanılmıştı. A harfi binlerce yıldır insanoğlunun çeşitli yazıları içinde bazen kahrolmuş, bazen gülmüş, bazen eğlenmiş, bazen dehşete düşmüştü. Neler neler öğrenmişti şu insanlardan doğrusu düşününce yaşadıklarına inanamıyordu. Buraya, bu deniz kenarına biraz kafa dağıtmak için gelmişti. Tüm gün boyunca ha bire çalışan A harfi neredeyse hiç uyumuyordu. Yerden küçük bir taş alıp büyük su kütlesi üstünde kaydırmaya başladı, A harfinin de tek eğlencesi bu olsa gerekti. Sıklıkla buraya, büyük su kütlesi yanına gelir, yerden aldığı bir taşı büyük su kütlesi üzerinde kaydırırdı. Bazıları büyük su kütlesine deniz diyordu, bugün A harfi denize; büyük su kütlesi demeyi tercih etti. Taşları su üzerinde kaydırırken her an Twitter’dan Şair Şefik tarafından çağrılabileceğini biliyordu. Onun yaşam felsefesi buydu, birileri tarafından yazılmak üzere sürekli çağrılırdı ve A harfi de kendisini çağıran kişiye doğru yol alırdı, seçme şansı verilmemişti ki A harfine. Şair Şefik gece saat 10.00’dan sonra şiirlerini paylaşmayı severdi. Şair Şefik şiirlerinde A harfine çok fazla yer veriyordu. A harfinin göğsü kabardı, binlerce yıldır insanoğlunun kendisine olan muhtaçlığını düşündü. İnsanlar övgüde, sövgüde, işte, aşkta, haberde sürekli olarak ona müracaat ediyordu. Herkesin edebi bir metin yazması mümkün olmasa da binlerce mesajın içinde yer alıyor olması bile mutlu ediyordu A harfini. Büyük su kütlesi yanında dururken ciğerlerini temiz havayla doldurmak isteyip derin bir nefes çekti. Mis gibi sabun kokuyordu bu akşam deniz. A harfi büyük su kütlesi üzerinde iki ördekçik gördü, peşlerinden takılan bir küçük ördek de onlara yetişmeye çalışıyordu. Göğsünü adamakıllı kabarttıktan sonra kollarını bir öne bir arkaya sallayarak sırtını çatur çutur kütürdetti. Ellerini bel hizasında arkasında bağladı. Binlerce yıldır insanların bazen anlaşmak bazen dert anlatmak için yazdıkları, ama kısa ama uzun metinleri içinde yer almıştı; gururluydu A harfi.
İ harfi gürültülü bir şekilde A harfinin yanına geldi, arkadaşının boğazının kat kat olduğunu, tıpkı bir hindi gibi kabardığını gördü. ‘’Bakıyorum da,’’ dedi ‘’yine karşıki dağları ben yarattım havasındasın.’’ İ harfinin gövdesi ve kafası arasındaki boşluğa doladığı o kocaman atkı yüzünden tuhaf bir görüntüsü vardı. İ harfinin başı gövdesinden ayrık havada asılı duruyordu. Son derece biçimsiz kafası da noktadan başka bir şey olmasa gerekti. O da ne yapsın, gövdesi ve kafası arasındaki boşluğa kocaman bir atkı doluyordu. Böylelikle tuhaf gibi göründüğünü zannettiği şeklini biraz olsun düzelttiğini sanıyordu. A harfinin yanına geldiğinde onun bu gururlu tavırlarına sinirlenip boynunun olmasının gerektiğini düşündüğü boşluğa doladığı atkıyı çıkardı İ harfi. ‘’İçinizde en zayıf ve en sağlıklı benim,’’ dedi, ‘’üstelik insanlar beni ses olarak çıkarırken de yazarken de keyiflenir. Çok ince ve zarif bir harfim.’’
‘’Biraz geç kaldım,’’ diyerek yanlarına gelen L harfi de A harfi ile İ harfi arasındaki yerini almıştı.
‘’Kim yazıyor bizi şu anda, hiçbir şey göremiyorum bu denizden başka,’’ diye kükredi A harfi. O harfi de gökyüzünden pat diye düşüvermişti yanlarına. Pek sevmezlerdi O harfini, bazı harfler onu daireye benzetiyordu. Büyük göbeği ve etrafında dönen o yuvarlak çizgisi yüzünden onun dürüst olmadığını düşünüyorlardı. Hâlbuki O harfinin ne suçu vardı, insanların elinde onlar her nereye istiyorlarsa O harfi oraya gidiyor yazılan ya da söylenen sözcük içinde kullanılıyordu. A harfi söylenerek ‘’Ben sadece yazıya inanırım,’’ dedi. Agresif K harfi de o sırada deniz kenarına yıldırım gibi düştü. Pek bir sinirli olan K harfi geldiği gibi ortalığı birbirine kattı. Yüksek bir enerjisi vardı bu K harfinin ve diğer harfler ona pek de tahammül edemiyorlardı. ‘’Sadece yazıya inanırmış,’’ diye üstüne basa basa tekrarlayarak kükrer gibi güldü. ‘’İçinizden,’’ dedi ‘’en önemli harf benim,’’ K harfinin yanına gelen U harfi sinsice hiç konuşmadan kondu oraya. Derken L harfinin bir kopyası da U harfinin yanında belirdi. A harfi de istemsiz bir şekilde karnından çıkan ikizine seslendi. ‘’Şu L harfinin yanında dururken dikkat et, ne yapacağı belli olmaz onun.’’ Hepsi biri tarafından bir cümle içinde yazıldıklarını anlamışlardı artık, binlerce yıldır yazgılarını yaşıyor olmanın verdiği sevinçli ya da hüzünlü duygularla yaşamayı öğrenmişlerdi. G harfi gerim gerim gerilerek belirdi bir adım ötede yanına İ harfini çağırdı ve T harfi geldi titreşerek, her gittiği yerde bu kadar titremese olmazdı sanki, illa belli edecek geldiğini illa ben buradayım diye tın tın ötecek, bir de iki kez yan yana konunca iyice sinir olmuştu diğer harfler. Sözcük görevini bitirmek için İ harfini çağırdı en son.
‘’Siz öyle sanın,’’ dedi nokta babacan bir tavırla ‘’Ben gelmeseydim hiçbir anlamınız olmayacaktı, sanki cümle devam edecekmiş gibi görünecekti. Yine geldim ve hayatınızı kurtardım, ben olmasam siz nasıl yaşayacaksınız?’’
Ali’nin annesi banyoya girdiğinde Ali küvetin yanına defterini düşürdü. Anne gülümseyerek oğlunun yanına gitti. ‘’Hadi bakalım çıkaralım şu ördekleri Aliciğim de banyo keyfin bitsin artık,’’ dedi. Küvetin içindeki tıpayı açmış suyu boşaltmaya başlamıştı. Ali ayağa kalktı, annesinin getirdiği havluya sarındı. Anne yerdeki defteri alıp açık sayfada duran harflere baktı. Harfler yan yana dizilmişlerdi ve Anneye gülümsüyorlardı. Anne oğlu Ali’nin yazdığı cümleyi okudu. Öyleyse biz de okuyalım o cümleyi ‘’Ali Okula Gitti.’’ diye yazmıştı ilkokul birinci sınıf öğrencisi sevimli oğlan.
A harfi peşinden takılan diğer harflerle Hacı Kabak’ın Facebook hesabına doğru yola çıktı. Hacı Kabak saat 12.00’den sonra fıkralarını yazmak üzere harfleri davet etmişti. Şimdilik göreve çağrılan yirmi harf gökyüzünde uçmaya başladı, K harfi de elinde süpürgeyle ve her zamanki agresif hâliyle diğer harfleri takip ediyordu.
Son.
İ harfi gürültülü bir şekilde A harfinin yanına geldi, arkadaşının boğazının kat kat olduğunu, tıpkı bir hindi gibi kabardığını gördü. ‘’Bakıyorum da,’’ dedi ‘’yine karşıki dağları ben yarattım havasındasın.’’ İ harfinin gövdesi ve kafası arasındaki boşluğa doladığı o kocaman atkı yüzünden tuhaf bir görüntüsü vardı. İ harfinin başı gövdesinden ayrık havada asılı duruyordu. Son derece biçimsiz kafası da noktadan başka bir şey olmasa gerekti. O da ne yapsın, gövdesi ve kafası arasındaki boşluğa kocaman bir atkı doluyordu. Böylelikle tuhaf gibi göründüğünü zannettiği şeklini biraz olsun düzelttiğini sanıyordu. A harfinin yanına geldiğinde onun bu gururlu tavırlarına sinirlenip boynunun olmasının gerektiğini düşündüğü boşluğa doladığı atkıyı çıkardı İ harfi. ‘’İçinizde en zayıf ve en sağlıklı benim,’’ dedi, ‘’üstelik insanlar beni ses olarak çıkarırken de yazarken de keyiflenir. Çok ince ve zarif bir harfim.’’
‘’Biraz geç kaldım,’’ diyerek yanlarına gelen L harfi de A harfi ile İ harfi arasındaki yerini almıştı.
‘’Kim yazıyor bizi şu anda, hiçbir şey göremiyorum bu denizden başka,’’ diye kükredi A harfi. O harfi de gökyüzünden pat diye düşüvermişti yanlarına. Pek sevmezlerdi O harfini, bazı harfler onu daireye benzetiyordu. Büyük göbeği ve etrafında dönen o yuvarlak çizgisi yüzünden onun dürüst olmadığını düşünüyorlardı. Hâlbuki O harfinin ne suçu vardı, insanların elinde onlar her nereye istiyorlarsa O harfi oraya gidiyor yazılan ya da söylenen sözcük içinde kullanılıyordu. A harfi söylenerek ‘’Ben sadece yazıya inanırım,’’ dedi. Agresif K harfi de o sırada deniz kenarına yıldırım gibi düştü. Pek bir sinirli olan K harfi geldiği gibi ortalığı birbirine kattı. Yüksek bir enerjisi vardı bu K harfinin ve diğer harfler ona pek de tahammül edemiyorlardı. ‘’Sadece yazıya inanırmış,’’ diye üstüne basa basa tekrarlayarak kükrer gibi güldü. ‘’İçinizden,’’ dedi ‘’en önemli harf benim,’’ K harfinin yanına gelen U harfi sinsice hiç konuşmadan kondu oraya. Derken L harfinin bir kopyası da U harfinin yanında belirdi. A harfi de istemsiz bir şekilde karnından çıkan ikizine seslendi. ‘’Şu L harfinin yanında dururken dikkat et, ne yapacağı belli olmaz onun.’’ Hepsi biri tarafından bir cümle içinde yazıldıklarını anlamışlardı artık, binlerce yıldır yazgılarını yaşıyor olmanın verdiği sevinçli ya da hüzünlü duygularla yaşamayı öğrenmişlerdi. G harfi gerim gerim gerilerek belirdi bir adım ötede yanına İ harfini çağırdı ve T harfi geldi titreşerek, her gittiği yerde bu kadar titremese olmazdı sanki, illa belli edecek geldiğini illa ben buradayım diye tın tın ötecek, bir de iki kez yan yana konunca iyice sinir olmuştu diğer harfler. Sözcük görevini bitirmek için İ harfini çağırdı en son.
‘’Siz öyle sanın,’’ dedi nokta babacan bir tavırla ‘’Ben gelmeseydim hiçbir anlamınız olmayacaktı, sanki cümle devam edecekmiş gibi görünecekti. Yine geldim ve hayatınızı kurtardım, ben olmasam siz nasıl yaşayacaksınız?’’
Ali’nin annesi banyoya girdiğinde Ali küvetin yanına defterini düşürdü. Anne gülümseyerek oğlunun yanına gitti. ‘’Hadi bakalım çıkaralım şu ördekleri Aliciğim de banyo keyfin bitsin artık,’’ dedi. Küvetin içindeki tıpayı açmış suyu boşaltmaya başlamıştı. Ali ayağa kalktı, annesinin getirdiği havluya sarındı. Anne yerdeki defteri alıp açık sayfada duran harflere baktı. Harfler yan yana dizilmişlerdi ve Anneye gülümsüyorlardı. Anne oğlu Ali’nin yazdığı cümleyi okudu. Öyleyse biz de okuyalım o cümleyi ‘’Ali Okula Gitti.’’ diye yazmıştı ilkokul birinci sınıf öğrencisi sevimli oğlan.
A harfi peşinden takılan diğer harflerle Hacı Kabak’ın Facebook hesabına doğru yola çıktı. Hacı Kabak saat 12.00’den sonra fıkralarını yazmak üzere harfleri davet etmişti. Şimdilik göreve çağrılan yirmi harf gökyüzünde uçmaya başladı, K harfi de elinde süpürgeyle ve her zamanki agresif hâliyle diğer harfleri takip ediyordu.
Son.