Ayça DURAK

Ayça DURAK

[email protected]

YAŞAMANIN TUZLU TADI

19 Nisan 2022 - 09:14 - Güncelleme: 19 Nisan 2022 - 13:18

YAŞAMANIN TUZLU TADI
Bugünlerde dışarı ne zaman çıksam büyük çoğunlukla yanında çocuklarla dilenen kadınlar veya sadece dilenen çocuklar görüyorum… Bu gibi kişileri görünce yardım etsem dahi yanından ayrıldığımda düşüncelerim hala devam eder… Vicdanım, aklım ve ben hep muhabbet ederiz. Dişçiden dönerken yanıma gelen kadın misal, önce yemek isteyen lakin ne alayım yemek deyince “ikizlerim var bez alır mısın?” diyen… Vicdanımdaki, dişimden beter sızı… Lakin cebimdeki ona bez almaya yetmeyecek para. İstesem de yardım edemem, olmadığını söylediğimde süren ısrarı… Açıklama yapıp arkamı döndükten sonraki düşüncelerim… Sahiden ikizleri var mı? Her ne olursa olsun umarım iyi olur yalan söylemiş olsa bile.
Gerçek ne?
Bezleri marketlere götürüp satarak paraya çevirdikleri efsanesi mi yoksa ağlayan iki bebek mi?
Bilmiyorum…
Bilmemek hep rahatsız eder beni…
Pazarda gördüğüm melodika çalan o dokuz yaşlarındaki titreyen erkek çocuğu…
Kafamda çarpan elektrikler ve vücudumdaki o titreme, hayata duyduğum bu öfke.
Neden ceketin yok ki sırtında?
Sana bunu yaptıran birileri mi var ceket paranı esirgeyen yoksa sahiden kimsesiz misin başını okşadığım her sokak köpeği gibi sen de bu soğuk şehirde bir başına? Bilmiyorum çocuk… Bilmiyorum…
Bilmemek hep rahatsız eder beni…
İyiliğini umuyorum her an, seni unutursam nasıl insan olurum ki?
İnsan olmak iyilikten geçmez mi?
Vicdan dili kesilebilen biri mi?
Gözlerin açıkken kör olmak yaşamanın nasıl bir adaletinde gizli?
Sokaklar çaresizlikle dolu, tıpkı dışarıdan ışığını görüp ardındaki hikâyeyi bilmediğimiz nice ev gibi… Lakin sokakların hikayesi daha karanlıktır her zaman.
En çok kedi ve köpekler bilir gerçek nedir… Bilirler ama hiç konuşmazlar. Bize, iyiliğe el uzatabiliyor muyuz denemek adına hep etrafımızda dolaşırlar.
Siz hiç, bir sokak hayvanının başını okşadınız mı bilmiyorum ama ilk bakışta düşünceniz hep nasılsa sokakta, açtır eminim olacaktır.
Bazen başını okşadığım bu hayvanların uzattığım yiyecekler asla umurlarında olmuyor, tek ilgilendiği tüylerini okşayan ellerim oluyor.
Sevgi karın doyurmuyor der bazı büyükler lakin çoğu zaman yemekten daha kâfi oluyor. Gözlerine bakıp yaşamanın masumiyetini gördüğün minik bir kedi, patisiyle sana merhaba diyen herkesin “aman bu ne koyun gibi yer bizi” dedikleri o güzel köpek, elinde çuvalıyla karton toplayan, titreyerek melodika çalan, ışıklarda “bir tane al be abi,” diye su satan, annesinin kucağında hayatın en zifiri tarafıyla sınanıp karın doyurmaktan medet uman o çocuklar…
Hani güneşli bir günde kafanızı gökyüzüne kaldırıp yaşamanın tuzlu tadını ama açan bir çiçekte, gülümseyen ve önünüzden geçen sevimli bir bebekte bazen hayatın anlamını ve tuhaflığını bulursunuz ya... Sonra hemen düşünün. Sahi insan olmak gerçekten ne demek? İyilik nerede başlar, kötülük ise nerede biter? Vicdana işaret dili öğretilebilir mi? Gerçekler neler? Yalanlara inanmak neden daha kolay?
Sorular ve sorgulamalar…
Düşler ve düşüşler…
Yarın yeni bir gün, yeni bir gün için çok fazla ihtimal var. İyi mi yoksa kötü mü sevgili insan? Bil.
Bilmemek hep rahatsız eder beni…

- Ayça DURAK^^
 

Reklam

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum