HATAY DEPREMİNDE KAYBETTİĞİMİZ BİR DEĞER: MEHMET TEKİN
Abbas BİLGİLİ
Edebiyat dünyasının ünlü ismi, Kırgız yazar Cengiz Aytmatov’un en bilinen romanlarından birinin ismi bana sürekli 6 Şubat 2023 depremini hatırlatıyor. Tahmin edileceği gibi bu romanın adı “Gün Olur Asra Bedel”. Evet, 6 Şubat günü sanırım asra bedel, belki daha da fazlası. Zira yüzyılda değil, belki daha uzun sürede karşılaşılan türden bir büyük facia.
Hatay’dan başlayıp, Osmaniye, Adana, Gaziantep, Kahramanmaraş, Adıyaman ve Malatya hattı üzerindeki yerleşim yerlerinde binlerce insanımızın canını alan depremin tarihin kaydettiği büyük depremlerden biri olduğu tartışmasız kabul edilecek bir gerçek. İnsan, ekonomi ve kültür dünyamıza vurduğu ağır darbenin sonuçları ilk anda görünmekle birlikte, zaman içinde daha da somutlaşıyor.
Kaybettiğimiz binlerce can içinde kültür dünyamızın önemli bazı isimlerini kaybettiğimizi de öğrenmiş bulunuyoruz. Bunlardan biri de Hatay’da hayatını kaybeden araştırmacı yazar Mehmet Tekin. Bu sessiz insanın yazıp yayınladığı kitapların listesine baktığımızda hayatını Hatay’ın tarihine ve kültürüne adadığı anlaşılır.
Isparta’nın Keçiborlu ilçesine bağlı Aydoğmuş köyünde doğan Tekin, Gazi Eğitim Enstitüsü mezunu olarak Millî Eğitim Bakanlığı’nda müfettişlik yaptı ve bir süre de Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda çalıştı. Afyon İli Kültür ve Turizm Müdürü iken 1989 yılında görevinden ve memurluktan istifa ederek, daha önceden görev yaptığı yerlerden biri olan Hatay’ın merkez ilçesi Antakya’ya yerleşti. Tekin’in Hataylılardan daha çok Hatay’a hizmet ettiği, yazdığı eserlerden belli. Bu sebeple olsa gerek Hatay Büyükşehir Belediyesi ona fahri hemşehrilik ünvanı verdi. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi de fahri doktor ünvanını haklı olarak bu değerli insana lâyık gördü. Zaten bir süre Mustafa Kemal Üniversitesi’nde görev yaptığı da biliniyor.
Yazmaya ortaokul sıralarında başlayan yazar, özellikle yerel tarih ve kültür konusunda yoğunlaşarak Hatay tarihine dair çok sayıda eser kaleme aldı. Doğduğu köyün tarihini de Aydoğmuş Tarihi (Isparta 2020) olarak yayınladı. M. Adil Çetin’in Hatay’ın Yazar ve Şairleri başlıklı kitabında Mehmet Tekin’e 9 sayfa ayrılmış. Buradaki bilgilere göre 2021 yılı itibariyle Tekin 73 adet kitabı yazıp yayınlayabilmiş. Bunların bir kısmı yerel olarak basılmış ancak bir kısmının ise Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi ve Mustafa Kemal Üniversitesi tarafından yayınlanmış. Akademik kariyeri olmayan yazarın bir akademisyenden daha çalışkan, daha titiz ve daha özenli davrandığını söylemek mümkün.
Yayınlanmış 73 eserden bazılarının isimlerini vermek istiyorum; Mehmetçik Hatay’da (Antakya 1988), Hatay Basın Tarihi (Antakya 1983), Afyon Basını ve Afyon Basınında Hatay’ın İşgal Yılları (Antakya 1989), Atatürk ve Hatay (Antakya 1989), Hıdrellez ve Hatay’da Hıdrellez İnancı (Antakya 1990), Hatay Manileri (Antakya 1991), Cemil Meriç – Şair-Yazar-Filozof (Antakya 1991), Hatay Tarihi (Antakya, 3. Baskı 2005), Arap İsyanı ve Suriye’nin İşgali (Antakya 1995), Türk Kurtuluş Savaşında Yayladağı (Antakya 1995), Antakyalı Din Şehidi Habib Neccar (Antakya 1992 ve 1993, İngilizceye de çevrildi), Hatay Tarihi Osmanlı Dönemi (Atatürk Araştırma Merkezi Yayını, Ankara 2000), Hatay Devlet Reisi Tayfur Sökmen (Mustafa Kemal Üniversitesi Yayını, Antakya 2002), Deprem ve Tarihte Antakya Depremleri (Antakya 2002), Hatay Devleti Millet Meclisi Zabıtları (Atatürk Araştırma Merkezi Yayını, Ankara 2009), Mehmet Akif Ersoy’un Antakya Seyahati (Antakya 2010), Hatay’ın İşgal Yılları ve Bağımsız Hatay Devleti Kronolojisi (Atatürk Araştırma Merkezi Yayını, 2010), Dünden Bugüne Suriye ve Türkiye-Suriye İlişkileri (Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Yayını, Hatay 2018),
Üretken yazar Mehmet Tekin bu eserleri hazırlamakla yetinmedi, kültürel etkinliklerden de geri durmadı. Hatay Mutfağı Sempozyumu, Hatay Tarih ve Kültür Sempozyumu gibi geleneksel hale gelen çalışmalarda öncü oldu, bildiriler sundu. Ayrıca başka yerel yazar ve şairleri de teşvik ederek, onların eserlerinin yayınlanmasını da sağladı.
Özellikle üzerinde durulması gereken bir yönü de Güneyde Kültür dergisidir. 1989’da yayınlamaya başladığı bu dergiyi 2021 yılının Aralık ayına kadar 212 sayı çıkarmayı başaran Tekin, bu dergi vesilesiyle bir çok kişinin dergi sayfalarında buluşmasını da sağladı. Yörenin tarih ve kültürü ile yüklü olan Güneyde Kültür külliyatı tam anlamıyla bir kültür hazinesidir. Kitapları kadar dergi de araştırmacılar için çok önemli bir kaynak olarak önemini koruyacaktır. Hatay Devleti Meclis Zabıtları, Hatay Devleti Kronolojisi, Türkiye Suriye İlişkileri konularındaki kitaplar oldukça kapsamlı ve konularında önemli kaynak olma özelliğine sahip.
Mehmet Bey Antakya’nın simge isimlerinden olan Habib Neccar’ı da yazmıştı. Bilindiği üzere Hz. İsa taraftarlarının Antakya’ya gelmesi ve şehir halkı ile görüşmesi üzerine aralarında tartışma çıkar, “Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak gelir” ve halka bu elçilere uymalarını söyler ve öldürülür. Kur’an-ı Kerim’de Yasin Suresinde geçen bu olaydaki kentin Antakya olduğu ve adamın da Habib Neccar olduğunu çok sayıda tefsir yazarı belirtmiştir. Mehmet Tekin bu olayı da kitaplaştırmıştı. Bu depremde ne yazık ki önemli bir kültür varlığı olan Habib Neccar Camii de yıkıldı
İlginç olan bir husus da Mehmet Tekin’in Deprem ve Tarihte Antakya Depremleri başlıklı bir sempozyum bildirisini kitapçık olarak yayınlamış olmasıdır ki, kendisi de bir Antakya depreminde hayatını kaybetti. Bu da hayatın garip cilvesi olsa gerek.
Tekin, bu kadar çalışkan olmasına karşın sessiz yaşadı sessiz gitti. Eğitimci Ömer Balıbey’in deyişi ile “derviş ve bilge” bir kişiliğe sahipti. Güneyde Kültür’deki eski bir makalesini temin etmek için birkaç ay önce bir telefon görüşmesi yapmıştık ve makaleyi göndermişti. 1957 yılında darbe yapmak isteyen 9 subayı ihbar eden Samet Kuşçu Hataylı idi ve ordudan atılınca Antakya’ya yerleşmişti. Mehmet Tekin bu emekli subayla arkadaşlık kurmuş ve onunla yaptığı görüşmeyi Güneyde Kültür’de yayınlamıştı. Bu yazıyı istedim ve gönderdi. Mütevazi ve yardımsever kişiliği, onu tanıyan herkesçe bilinmektedir.
Dergi ve eserlerinin yanında öyle tahmin ediyorum ki, önemli bir arşivi vardı. Onun için “Hatay’ın Hafızası” dense yeridir. Hatay tarih ve kültürü üzerine çalışma yapmak isteyenlerin Mehmet Tekin’e atıf yapmadan bunu yapmalarının mümkün olmayacağını düşünüyorum. Onu görmezden gelen yerel çalışmalar mutlak surette eksik kalacaktır. Arşivi depremde yok olmadıysa, Mustafa Kemal Üniversitesi veya başka bir kuruluş tarafından mutlaka düzenlenmeli ve hizmete sunulmalı. Hakkında bir yüksek lisans tezi hazırlandığı biliniyor, ancak daha fazlası yapılmalı. Üniversitenin onun adına bir Araştırma Enstitüsü açması da çok isabetli olur. O Hatay için çok şey yaptı. Hataylılar da bu değerli insanı unutmamalı ve unutturmamalı.
FACEBOOK YORUMLAR