Av. Abbas BİLGİLİ

Av. Abbas BİLGİLİ

[email protected]

ÇATIDAKİ PENCERE

21 Mart 2023 - 09:27 - Güncelleme: 21 Mart 2023 - 09:29

ÇATIDAKİ PENCERE

Çatıdaki Pencere, Saramago’nun yirmili yaşlarda yazdığı, ancak yayınevinin basmaması nedeniyle unutulmaya bırakılan ve yeniden gündeme geldiğinde ise yazarı tarafından gurur yapılarak yayınlanması ölümünden sonraya kalan romanı. Çok gençken felsefi göndermeler içeren hayli olgun bir eser vermiş olmasından da anlıyoruz ki, Saramago erken olgunlaşan bir yazar. En tanınmış eseri olan Körlük’ün izlerini de Çatıdaki Pencere’de görmek mümkün, zira bazı yerlerde “körlük” kavramını kullandığını görüyoruz ki, bunlardan birinde sevgisizliğin körlük olduğunu belirtiyor.
Konusu İkinci Dünya Savaşı sonrasında Salazar diktatörlüğü döneminin Lizbon’unda geçer. Siyasete doğrudan değinen bir metin değildir. Beş ailenin oturduğu bir binada, her ailenin gündelik yaşamından kesitler sunar. Aileleri çatıdaki bir pencereden bakıyormuş gibi anlatır. Evdeki ve dışarıdaki yaşamlar üzerinden insan karakterlerine dair ip uçları vermeye çalışır. Dışardaki günlük güneşlik yaşam ile içerideki mahremiyeti birlikte görürüz. Mahremiyetin önündeki perdeyi kaldıran da çatıdaki pencere metaforudur.
Her ailenin kendine özgü alışkanlıkları, acıları, üzüntüleri, sıkıntıları, sevinçleri var. Karı- koca, anne-baba, çocuk-aile, genç-yaşlı, patron-metres ilişkileri gözler önüne serilir.
Karı ve kocadan ibaret ailenin biri, ekonomik sıkıntıları nedeniyle genç bir adamı, odalarından birine kiracı olarak alırlar. Ayakkabı tamircisi olan koca ile genç kiracı arasındaki sohbetler oldukça felsefi ve yaşam üzerine mesaj yüklüdür. Bir ayakkabı tamircisinin hayat deneyiminden süzülen cümleler, bir valiz dolusu kitabından başka eşyası olmayan genç kiracı için önemlidir. Genç kiracı da verdiği cevaplarla yaşlı tamircinin karşısında ezilmeye niyetli değildir.
Genç kiracı Abel’in “Bana kalırsa yaşam bir perdenin arkasına gizlenmiş, onu tanımak için gösterdiğimiz çabaya kahkahalarla gülüyor. Ben yaşamı tanımak istiyorum” demesine karşılık, ayakkabı tamircisi Silvestre, “Perdenin bu yanında yapacak çok şey var  arkadaşım… Bin yıl yaşasam ve tüm insanların tecrübesine sahip olsam bile, yaşamı tanımayı başaramam…” diyor.  Görüldüğü üzere, romanda pencere ve perde üzerinden yaşama tutulan bir ışık var.
Filozofların felsefi metinleri, anlaşılması zor kuru metinlerdir. Romanlar ile bu tatsız malzemeyi dozunda katılan baharat vs. ile lezzetli hale getirirler. Lezzetli olmasının yanında beynimizdeki kapalı pencereleri de açma işlevi görürler.  Çatıdaki Pencere de okuyucuya yeni pencereler açacaktır.



 

Reklam

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum