YENİ YIL’A GİRERKEN…
Pandemi gölgesinde geçen koca bir yılı daha tamamladık.
İnşallah gelen gideni aratmaz. Ve 2021 yılı bizim için, ülkemiz için dünya için hayırlar getirir.
İslam dünyasının birleşmesi, uyanması, gerçekleri görmesi, emperyalizmin uşağı olmaması için varması gereken şuura erer.
İnşallah
Yeni yıl Türk Dünyası’nın küllerinden uyanırcasına bir araya gelmesi mümkün olur ve Türk Birliği’nin kurulduğu ve dünya’ya korku saldığı bir yıl olur.
Yeni yılı kutlama meselesi öteden beri tartışma konusu olmuştur.
70’li yıllarda bir tarafta laik gençlerimiz yılbaşı gecesini kutlarken, Milli görüş çizgisindeki akıncı gençler de 1 Ocak “Mekke’nin Fethi” programları yapar, ve şuurun ayrışmasını temsil etmeye çalışırlardı. Bu konuda Ülkücü gençlik çok hassas olmazken, Akıncı gençler ise bunu taraf meselesi olarak algılarlardı.
Bu toplantılarda başta Şevki Yılmaz, Oğuzhan Asiltürk gibi hatipler Erbakan hocanın önünde yılbaşı kutlamalarını yapanları yerden yere vururlardı.
Bir Hristiyan geleneği olan ve Hazreti İsa’nın doğum günü olarak kabul edilen 1 ocak kutlanır.
Burada da sıkıntı var.
Eğer Noel bir Ocak’sa 24 Aralık’ta Hristiyan aleminin kutladığı Noel ne anlama gelir?
Anlamış değilim.
Ben Yılbaşı’nı yeni bir yılın başlangıcı ve istatistiki bilgi ihtiva eden bir dönüm olarak görüyorum.
Ne ona hakettiğinden fazla şöhret yüklemek, ne de tamamen reddedip “o gece Yılbaşı kutlayanlar Cehennemin derinliklerini dolduracaklardır” gibi hiçbir mesnedi olmayan safsatalara inanmak isterim.
Günah günahtır. Eğer eyleminiz günahsa yılbaşı gecesi işlenmiş olması ona farklı anlam yüklemez.
Eskiden PTT diye aramızda bir şaka manzumesi vardı.
-Yılbaşı’nda ne yapıyorsun?
-PTT
derdik.
PTT bildiğimiz Posta idaresi değil Pijama Terlik Televizyon anlaşılırdı. Yani evde eskisi gibi ne halimiz varsa aynısı demekti.
Şimdi;
Bilgilerimizi yenileyelim.
1 Ocak yeni bir takvim yılının başlangıcıdır.
Noel değildir.
Noel 24 Aralık gecesidir.
1 Ocak Mekke’nin Fethi de değildir.
Çünkü;
Resululllah S.A.V. 3 Ocak günü Mekke fethi için yola çıktı. 13 Ocak'ta Hudeybiye meydanı denilen alana 10 bin kişilik ordusuyla yerleşti. Gece her köşeye bir sahabe oturtarak orada bir ışık yaktırdı. Bunu gören Ebu Süfyan (O gün müşrik orduları başkomutanı idi) 'Vallah muhammed çok büyük bir orduyla gelmiş arafat işikları gibi bir mahşeri topluluk var burada' dedi ve Mekkenin teslimini kabul etti. Peygamberin ordusu 4 ayrı koldan Mekke'ye girdi. Tek kan dökmeden 4 şehit 13 Mekkeli kaybıyla şehir teslim olmuştu. Resulullah önce kabedeki putları kırdı. bahçesindeki putları bastonuyla devirdi ashabıyla orada namaz kıldı.
Mekke’nin fethi için bir tarih koyacaksak bu 13 ocak olmalı.
FACEBOOK YORUMLAR